HASAN BASRİ YAVUZ
Köşe Yazarı
HASAN BASRİ YAVUZ
 

Suriye’de bundan sonra neler olabilir?

Komşumuz Suriye’de Beşer Esat dönemi kapandı. Yeni bir yönetim sisteminin oluşacağı kesinlik kazandı. Yeni oluşacak rejim kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri’nin öngördüğü kabul ettiği bir yönetim olur.   ABD kendi menfaatlerini koruyacak, İsrail’e ters düşmeyecek İran ve Rusya’yla sıcak ilişkiye girmeyecek bir yönetiminin oluşmasını ister. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Suriye’de kurulacak yeni hükümetin Türkiye’yi rahatsız edecek terör unsurlarından uzak olmasını, Türkiye’ye dost olmasını karşılıklı ilişkilerde samimi olmasını, haklı olarak hem talep edecek hem de isteyecek   Türkiye’de misafir olan Suriyelilerin büyük çoğunluğu Suriye’deki değişimi fırsat bilerek kendi ülkelerine dönebilir. Sadece Türkiye’de para kazanmış, iş kurmuş, mutlu olan Suriyeliler dönmek de tereddüt edebilirler. Bu durumda olanlar Suriye’ye dönmeseler dahi Suriye ile Türkiye arasında köprü kurarak, iki devletle de ilişkilerini sıcak tutarlar.   Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bulunduğu coğrafya Ortadoğu, Balkanlar ve Avrupa açısından çok büyük önem arz etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu durumu bilerek Büyük Atatürk’ün yıllar önce söylediği “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışıyla, Türkiye’ye zarar vermeyecek sıcak ilişkileri başta komşularıyla sonra da diğer ülkelerle kurarak, koruyarak geleceğe emin adımlarla yürümelidir.   Türkiye’nin kuzeyinde Ukrayna-Rusya savaş halindedir. Güneyinde Suriye’nin durumu ortadır. Irak ve Libya’yla yapılan güvene dayalı dostluk Suriye’de yeni kurulacak hükümetle de taviz vermeden yapılmalıdır.   ABD Türkiye’nin müttefiki olmasına rağmen NATO’da beraber yer almamıza rağmen kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekten bugüne kadar hiç vazgeçmedi. Bugünde vazgeçmeyeceğini hesap ederek, Türkiye Cumhuriyeti  Devleti kendi menfaatleri yanında Kuzey Kıbrıs’ın menfaatlerini de kendi menfaatleri gibi görerek tedbirler almalı ve aldığı tedbirleri de dosta-düşmana bugünden bildirmelidir.   Sonuç olarak, söylenmesi gereken söz, Suriye’de yeni kurulacak hükümetin “terör yönünden” Türkiye’ye zarar verecek hiçbir oluşumu kabul etmemesi Türkiye’nin gelecekte de sorun yaşamamasının anahtarı olur.   Unutulmamalı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 40 yıldır terör belasıyla uğraştı ve uğraşmaktadır.  Umarız, bundan sonra bu bela da Türkiye’de sorun olmaktan çıkar.
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2024 - Salı

Suriye’de bundan sonra neler olabilir?

Komşumuz Suriye’de Beşer Esat dönemi kapandı. Yeni bir yönetim sisteminin oluşacağı kesinlik kazandı. Yeni oluşacak rejim kesinlikle Amerika Birleşik Devletleri’nin öngördüğü kabul ettiği bir yönetim olur.

 

ABD kendi menfaatlerini koruyacak, İsrail’e ters düşmeyecek İran ve Rusya’yla sıcak ilişkiye girmeyecek bir yönetiminin oluşmasını ister. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Suriye’de kurulacak yeni hükümetin Türkiye’yi rahatsız edecek terör unsurlarından uzak olmasını, Türkiye’ye dost olmasını karşılıklı ilişkilerde samimi olmasını, haklı olarak hem talep edecek hem de isteyecek

 

Türkiye’de misafir olan Suriyelilerin büyük çoğunluğu Suriye’deki değişimi fırsat bilerek kendi ülkelerine dönebilir. Sadece Türkiye’de para kazanmış, iş kurmuş, mutlu olan Suriyeliler dönmek de tereddüt edebilirler. Bu durumda olanlar Suriye’ye dönmeseler dahi Suriye ile Türkiye arasında köprü kurarak, iki devletle de ilişkilerini sıcak tutarlar.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bulunduğu coğrafya Ortadoğu, Balkanlar ve Avrupa açısından çok büyük önem arz etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu durumu bilerek Büyük Atatürk’ün yıllar önce söylediği “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışıyla, Türkiye’ye zarar vermeyecek sıcak ilişkileri başta komşularıyla sonra da diğer ülkelerle kurarak, koruyarak geleceğe emin adımlarla yürümelidir.

 

Türkiye’nin kuzeyinde Ukrayna-Rusya savaş halindedir. Güneyinde Suriye’nin durumu ortadır. Irak ve Libya’yla yapılan güvene dayalı dostluk Suriye’de yeni kurulacak hükümetle de taviz vermeden yapılmalıdır.

 

ABD Türkiye’nin müttefiki olmasına rağmen NATO’da beraber yer almamıza rağmen kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekten bugüne kadar hiç vazgeçmedi. Bugünde vazgeçmeyeceğini hesap ederek, Türkiye Cumhuriyeti  Devleti kendi menfaatleri yanında Kuzey Kıbrıs’ın menfaatlerini de kendi menfaatleri gibi görerek tedbirler almalı ve aldığı tedbirleri de dosta-düşmana bugünden bildirmelidir.

 

Sonuç olarak, söylenmesi gereken söz, Suriye’de yeni kurulacak hükümetin “terör yönünden” Türkiye’ye zarar verecek hiçbir oluşumu kabul etmemesi Türkiye’nin gelecekte de sorun yaşamamasının anahtarı olur.

 

Unutulmamalı ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 40 yıldır terör belasıyla uğraştı ve uğraşmaktadır. 

Umarız, bundan sonra bu bela da Türkiye’de sorun olmaktan çıkar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.