FATMA NUR TOZLU
Köşe Yazarı
FATMA NUR TOZLU
 

YKS ve LGS üzerine…

      Olana şikayet etmek yerine, bu şartlarda ne yapabiliriz diye düşünmek, bir çözüm arayışına girmek her zaman daha anlamlı gelmiştir. Özellikle yönetemeyeceğimiz şeylerde.. Mesela eğitim sistemimizdeki merkezi yerleştirme sınavları.. Her sene olduğu gibi bu sene de, LGS ve YKS sınavlarından sonra uğranılan haksızlıklar, adaletsizlikler, yanlışlıklar konusunda bir sürü tartışmalar oldu, oluyor ve olacak maalesef.. Eğitim sisteminin her adımı, her parçası nerden tutsak elimizde kalıyor, lime lime dökülüyor. Yönetebileceğimiz pek fazla şey yok.. Neler var? Suçu sisteme atmak yerine, sistemin bir parçası olduğumuzu düşünüp (sistemin en büyük parçası olan ebeveynler olarak da) taleplerimizi bencilce değil de sistemin ve tüm öğrencilerin yararına sunabiliriz.. Mesela mağduru oynayıp, suçu sisteme atıp, bol bol not verilmesini talep etmemeliyiz. Aksine adil ve gerçekçi bir ölçme değerlendirme talep etmeliyiz. ( ‘istemem yan cebime koy’ durumu olmamalı yani) Çocuğumuzun başarısızlıklarıyla yüzleşip, bundan ders çıkarıp, gereğini yapıp emeğiyle hak ettiği yere gelmesini sağlamalıyız.. Bu konuda çocuklara rehber olmalıyız. Ebeveyn ve öğretmenler olarak.. Emeksiz sonuç hem sizin sizin çocuğunuza, hem de “sisteme” zarar verir unutmayın.. Bunu yapmayan öğretmenlere de şiddetli tepki vermemelisiniz mesela.. Ya da yönetimi ayağa kaldırmamalısınız.. “Okul başarı notu yükselsin” diye veya “il başarı notu yükselsin” ya da “sistemdeki adaletsizlik yüzünden” öğretmenlerini şişirilmiş not vermeye zorlayan yöneticilere hesap sormalısınız mesela.. Sahte sağlık raporlarıyla devamsızlıklarla oynamamalısınız. Çocuğunuza evrakta sahtecilik öğretmiş olursunuz. Hem de daha çocuk yaşta. Bunu çözüm gibi sunan yönetime esas siz tepki vermelisiniz. Bilmem anlatabiliyor muyum? Şikayet etmek çok kolay. Ama işte çözümün bir parçası olmaya çalışmak zaman alıyor. “Ben bu sistemin içinde doğru olarak ne yapabilirim?” diye sormak gerekiyor. Ve inanın sahadan gelmiş biri olarak söylüyorum, etkisi sandığınızdan daha büyük. Sistem birden bire bu hale gelmedi ki. Yavaş yavaş çürüdü.. Nasıl bir sistem istiyorsak o doğrultuda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Sistemin yapacağı en hızlı şey ise bu ortaöğretim başarı puanının ya da diploma notunun artık sınavlara dahil edilmemesi. Bunu yetkililerin duyması için çabalayabiliriz. Okuldaki yazılılar, yazılı olmaktan çıktı bildiğiniz angaryaya dönüştü bir çok okulda.. Bakanlık için yazılı yapılıyor adeta.. Karnede görünsün diye.. Karne de artık eski heyecanını yitirdi. E okulda her şey önceden görülüyor. Merkezi sınavlar zaten hepten kalkmalı da, o şimdilik imkansız görünüyor.. Çünkü inanılmaz bir endüstriye dönüştü. Kimler kimler ne paralar kazanıyor.. Başta sınav kurumları yani devlet.. Yani işte ebeveynler çocuğum iyi okul okusun, iki tane fazla soru çözsün diye kendini parçalarken, iyi okul diye göndereceği okulun da zemini çürük, unutmayın.. Ne için savaştığınızı unutmayın.. Hep söylüyorum; “Çocuğunuzun eğitimi, onu bu eğitim sistemine teslim edemeyeceğiniz kadar kıymetli. Beklentinizi fazla yüksek tutmayın. Çocuğunuzun kişilik ve duygusal gelişimini sistemden korumak bence daha önemli. Ne yaparsanız siz kendiniz yapmaya çalışın.” Yani; İş başa düşüyor, her zaman olduğu gibi..  
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2024 - Perşembe

YKS ve LGS üzerine…

 

 

 

Olana şikayet etmek yerine, bu şartlarda ne yapabiliriz diye düşünmek, bir çözüm arayışına girmek her zaman daha anlamlı gelmiştir.

Özellikle yönetemeyeceğimiz şeylerde.. Mesela eğitim sistemimizdeki merkezi yerleştirme sınavları..
Her sene olduğu gibi bu sene de, LGS ve YKS sınavlarından sonra uğranılan haksızlıklar, adaletsizlikler, yanlışlıklar konusunda bir sürü tartışmalar oldu, oluyor ve olacak maalesef..

Eğitim sisteminin her adımı, her parçası nerden tutsak elimizde kalıyor, lime lime dökülüyor.
Yönetebileceğimiz pek fazla şey yok..

Neler var?
Suçu sisteme atmak yerine, sistemin bir parçası olduğumuzu düşünüp (sistemin en büyük parçası olan ebeveynler olarak da) taleplerimizi bencilce değil de sistemin ve tüm öğrencilerin yararına sunabiliriz..

Mesela mağduru oynayıp, suçu sisteme atıp, bol bol not verilmesini talep etmemeliyiz. Aksine adil ve gerçekçi bir ölçme değerlendirme talep etmeliyiz. ( ‘istemem yan cebime koy’ durumu olmamalı yani)
Çocuğumuzun başarısızlıklarıyla yüzleşip, bundan ders çıkarıp, gereğini yapıp emeğiyle hak ettiği yere gelmesini sağlamalıyız..
Bu konuda çocuklara rehber olmalıyız. Ebeveyn ve öğretmenler olarak..

Emeksiz sonuç hem sizin sizin çocuğunuza, hem de “sisteme” zarar verir unutmayın..
Bunu yapmayan öğretmenlere de şiddetli tepki vermemelisiniz mesela.. Ya da yönetimi ayağa kaldırmamalısınız..

“Okul başarı notu yükselsin” diye veya “il başarı notu yükselsin” ya da “sistemdeki adaletsizlik yüzünden” öğretmenlerini şişirilmiş not vermeye zorlayan yöneticilere hesap sormalısınız mesela..

Sahte sağlık raporlarıyla devamsızlıklarla oynamamalısınız. Çocuğunuza evrakta sahtecilik öğretmiş olursunuz. Hem de daha çocuk yaşta.
Bunu çözüm gibi sunan yönetime esas siz tepki vermelisiniz.

Bilmem anlatabiliyor muyum? Şikayet etmek çok kolay. Ama işte çözümün bir parçası olmaya çalışmak zaman alıyor. “Ben bu sistemin içinde doğru olarak ne yapabilirim?” diye sormak gerekiyor.

Ve inanın sahadan gelmiş biri olarak söylüyorum, etkisi sandığınızdan daha büyük.
Sistem birden bire bu hale gelmedi ki. Yavaş yavaş çürüdü..

Nasıl bir sistem istiyorsak o doğrultuda bir şeyler yapmamız gerekiyor.

Sistemin yapacağı en hızlı şey ise bu ortaöğretim başarı puanının ya da diploma notunun artık sınavlara dahil edilmemesi. Bunu yetkililerin duyması için çabalayabiliriz.

Okuldaki yazılılar, yazılı olmaktan çıktı bildiğiniz angaryaya dönüştü bir çok okulda.. Bakanlık için yazılı yapılıyor adeta.. Karnede görünsün diye.. Karne de artık eski heyecanını yitirdi. E okulda her şey önceden görülüyor.

Merkezi sınavlar zaten hepten kalkmalı da, o şimdilik imkansız görünüyor..
Çünkü inanılmaz bir endüstriye dönüştü. Kimler kimler ne paralar kazanıyor.. Başta sınav kurumları yani devlet..

Yani işte ebeveynler çocuğum iyi okul okusun, iki tane fazla soru çözsün diye kendini parçalarken, iyi okul diye göndereceği okulun da zemini çürük, unutmayın..
Ne için savaştığınızı unutmayın.. Hep söylüyorum;
“Çocuğunuzun eğitimi, onu bu eğitim sistemine teslim edemeyeceğiniz kadar kıymetli. Beklentinizi fazla yüksek tutmayın. Çocuğunuzun kişilik ve duygusal gelişimini sistemden korumak bence daha önemli. Ne yaparsanız siz kendiniz yapmaya çalışın.”

Yani; İş başa düşüyor, her zaman olduğu gibi..

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.