HASAN BASRİ YAVUZ
Köşe Yazarı
HASAN BASRİ YAVUZ
 

Diyanet’de de hak arayanlar sokağa indi

Demokrasi böylesine güzel bir rejimdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışanların “Promosyon alamıyoruz veya eksik alıyoruz” konusunu kamuoyuyla paylaşma noktasında sokağa inmeleri, hak aramaları yazımın başlığında da belirttiğim gibi demokrasi güzelliği olarak değerlendirilmeli.   Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığı makam olarak Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) bugünkü manada makamıdır. O makamda kim oturursa otursun haksızlık yapamaz, yaptıramaz. Çalışanın hakkını gasp etmez, ettirmez. Çalışanlara alın terleri kurumadan haklarını kuruşu kuruşuna verir ve verdirir,   Üzülerek belirtiyorum ki, bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bulunanlar yukarıda belirtilen görevleri harfiyen yerine getirmemiş olacaklar ki  çalışan büyük bir grup yasalar çerçevesinde “Hakkımızı istiyoruz” diye sokağa indiler.   Şu gerçeği herkes iyi bilmeli; Diyanet İşleri Başkanlığı’nı “Reisliğini” Büyük Atatürk kurdu. Büyük Atatürk’ün makamına o günün Diyanet İşleri Reisi merhum Börekçi geldiğinde Büyük Atatürk’ün ayağa kalkarak Rifat Börekçi’yi karşıladığı ve sağ tarafına oturttuğu bilinen ve yaşanan mutlu bir gerçektir.   Diğer taraftan o dönemde en yüksek maaşı bürokrat olarak o dönemin Mareşali olan Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak alırmış. Diyanet İşleri Reisliği kurulduğu tarihten itibaren ise yine o dönemde en yüksek maaş Diyanet İşleri Reisliğine verilmeye başlanmış.   Büyük Atatürk’ün böylesine değer verdiği bir kuruluşta bugün görev yapanların “Promosyonumuz kesiliyor” adı altında yasal haklarını arama noktasında sokağa inmeleri tabiri caizse tuzun koktuğunu gösteriyor. Bugünkü yönetimde tuzun koktuğuna vesile olanlar oturdukları makama zarar verdiklerini bilmeleri gerekir. Şayet bunu bilmiyorlar ise Yüce İslam dini ile ilgili tüm kaynaklarını önlerine koyup yeniden geçmişte yapılanları, geçmişte yaşananları değerlendirmelidirler.   Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapanların tamamı şu gerçeği bilerek hareket etmeleri gerekir. “Bu makam Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) makamıdır. Onu yüceltmek o makama sahip çıkmakla olur.” Bu anlayışla hareket eden ve Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) makamına saygı duyan herkesi dinimiz Yüce İslam adına kutlamak gerekir. Buna uymayanlar ise o ulvi makama zarar verdiklerini görerek, “Ben buraya yakışmıyorum” anlayışıyla yaptıkları görevi bırakırlarsa kendi vicdanlarını rahatlatırlar. Aksi taktirde ömür boyu huzursuz yaşamakla baş başa kalırlar.    
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı

Diyanet’de de hak arayanlar sokağa indi

Demokrasi böylesine güzel bir rejimdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışanların “Promosyon alamıyoruz veya eksik alıyoruz” konusunu kamuoyuyla paylaşma noktasında sokağa inmeleri, hak aramaları yazımın başlığında da belirttiğim gibi demokrasi güzelliği olarak değerlendirilmeli.

 

Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığı makam olarak Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) bugünkü manada makamıdır. O makamda kim oturursa otursun haksızlık yapamaz, yaptıramaz. Çalışanın hakkını gasp etmez, ettirmez. Çalışanlara alın terleri kurumadan haklarını kuruşu kuruşuna verir ve verdirir,

 

Üzülerek belirtiyorum ki, bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bulunanlar yukarıda belirtilen görevleri harfiyen yerine getirmemiş olacaklar ki  çalışan büyük bir grup yasalar çerçevesinde “Hakkımızı istiyoruz” diye sokağa indiler.

 

Şu gerçeği herkes iyi bilmeli; Diyanet İşleri Başkanlığı’nı “Reisliğini” Büyük Atatürk kurdu. Büyük Atatürk’ün makamına o günün Diyanet İşleri Reisi merhum Börekçi geldiğinde Büyük Atatürk’ün ayağa kalkarak Rifat Börekçi’yi karşıladığı ve sağ tarafına oturttuğu bilinen ve yaşanan mutlu bir gerçektir.

 

Diğer taraftan o dönemde en yüksek maaşı bürokrat olarak o dönemin Mareşali olan Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak alırmış. Diyanet İşleri Reisliği kurulduğu tarihten itibaren ise yine o dönemde en yüksek maaş Diyanet İşleri Reisliğine verilmeye başlanmış.

 

Büyük Atatürk’ün böylesine değer verdiği bir kuruluşta bugün görev yapanların “Promosyonumuz kesiliyor” adı altında yasal haklarını arama noktasında sokağa inmeleri tabiri caizse tuzun koktuğunu gösteriyor. Bugünkü yönetimde tuzun koktuğuna vesile olanlar oturdukları makama zarar verdiklerini bilmeleri gerekir. Şayet bunu bilmiyorlar ise Yüce İslam dini ile ilgili tüm kaynaklarını önlerine koyup yeniden geçmişte yapılanları, geçmişte yaşananları değerlendirmelidirler.

 

Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapanların tamamı şu gerçeği bilerek hareket etmeleri gerekir. “Bu makam Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) makamıdır. Onu yüceltmek o makama sahip çıkmakla olur.”

Bu anlayışla hareket eden ve Hz.Peygamber Efendimizin (S.A.V) makamına saygı duyan herkesi dinimiz Yüce İslam adına kutlamak gerekir. Buna uymayanlar ise o ulvi makama zarar verdiklerini görerek, “Ben buraya yakışmıyorum” anlayışıyla yaptıkları görevi bırakırlarsa kendi vicdanlarını rahatlatırlar. Aksi taktirde ömür boyu huzursuz yaşamakla baş başa kalırlar.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.