Birinci ve önemli konumuz Büyük Atatürk’ün, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105.yılını cennet vatanımızın her köşesinde büyük bir coşku ve mutlulukla kutladık.
Büyük Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ayak bastığı andan itibaren “Ya İstiklal, Ya Ölüm” parolasıyla kafasında oluşturduğu milli mücadeleyi başlatmış, Rabbimizin Mustafa Kemal’i korumasıyla ve necip Türk milletinin Mustafa Kemal’e sonsuz desteğiyle çok çetin geçen müzakerelerden sonra başlatılan Kurtuluş Savaşı kahramanlık destanları yazan şanlı Türk ordusunun kazandığı zaferle sonuçlanmış ve bu büyük başarı Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü korumuştur.
Binbir güçlüğün yaşandığı Kurtuluş Savaşı sonrasında yaşanan birbirinden değerli ve güzel gelişmeler neticesinde yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuş, ilk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk olmuş ve bu yılda Cumhuriyetin 100.yılı Türkiye’nin her köşesinde “Yaşasın Cumhuriyet” nidalarıyla kutlanmıştır.
Büyük Atatürk bu güzel vatana sahip çıkmayı ve korumayı Türk Gençliğine emanet etmiş. Kurtuluş Ateşi’nin yakıldığı 19 Mayıs 1919’u gençlere bayram olarak müjdelemiş ve kutlamış. İşte dün bu cennet vatanın her köşesinde büyük bir coşkuyla Büyük Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’n kutladık.
Bu anlayışla çocuklarını yetiştiren her anne-babayı kutluyorum. Unutmayalım ki “Su uyur, düşman uyumaz”
***
İkinci konumuz ise bütçe açığını kapatma noktasında Hazine ve Maliye Bakanımızın uyguladığı sıkı para politikası yanında, kamuda tasarruf genelgesi yayınlaması Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomi gemisini yüzdürme noktasında atılmış doğru adımlardır. Ne varki, bu tasarruf genelgesinde emeklilerle ilgili herhangi bir açıklamanın yapılmamış olması haklı olarak emeklileri düşündürmektedir. Temmuz ayında emeklilere yapılacak enflasyon farkından önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’nin daha önce önerdiği seyyanen zam emeklilere yapılmadan, yani emeklileri sadece enflasyon farkıyla değerlendirmek veya ödüllendirmek kamu vicdanı ile bağdaşmaz.
Sayın Bahçeli bu konuda kendi önerisine sahip çıkmalı ve çok mağdur olan emeklilere enflasyon farkından önce seyyanen yapılması gereken zammı yaptırmalıdır. Bu husus gözardı edilir ise 16 milyonun üzerinde bulunan emekliler, “Kimsesizlerin kimsesi” olanların bulundukları kulvara akın akın giderler. Böyle bir gidiş Türkiye’de şu anda olmazsa bile gelecekde erken seçimi gündeme getirir. İktidar şu gerçeği unutmamalı, “Açlık asaleti enflasyonun ücretleri kemirdiği gibi kemirir.”
Umarım emeklilerin çekmiş olduğu çileleri iktidar fark eder, emeklilere hak ettikleri ücretleri vererek, onların insanca yaşamalarını sağlarlar.