Hayatın en önemli gerçeklerinden biri, zamanın hızlıca geçtiği gerçeğidir. Yıllar, aylar, haftalar hatta saatler bir anda kayıp giderken, insanlar hayretler içerisinde kalır ve "Zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor?" sorusunu sormaktan kendini alamaz. Evet, zaman gerçekten de çok çabuk geçmektedir ve bir köşe yazısına konu olmayı fazlasıyla hak etmektedir.
Birçoğumuz çocukluğumuzda zamanın hiç geçmediğini düşünürdük. Yaz tatilleri sonsuzmuş gibi gelirken, okul yılları bir türlü bitmek bilmezdi. Ancak ne zaman ki büyümeye başladık, zamanın bu kadar hızlıca geçtiğini fark ettik. Şimdi bir bakıyoruz ki yıllar geçmiş, çocukluğumuz geride kalmış ve yaşlanmaya başlamışız. Zamanın akışı, gençlik yıllarımızda belki de hiç hissetmediğimiz bir hız kazanmış.
Peki, zamanın neden bu kadar hızlı geçtiğini anlamak mümkün mü? Aslında bu durumu oluşturan birkaç etken bulunmaktadır. İlk olarak, insanların yaşlandıkça daha fazla sorumluluğu olduğunu söyleyebiliriz. Çalışma hayatı, aile kurma, çocuk büyütme gibi birçok görev ve sorumluluk, zamanı daha hızlı geçirmektedir. Yoğun bir şekilde iş ve aile hayatına odaklandığımızda, zamanı fark etmeden bir anda yıllarca geçirmiş olabiliyoruz.
Ayrıca, teknolojinin hızla ilerlemesi de zamanın hızlı geçmesinde etkili olmaktadır. Telefonlarımız, bilgisayarlarımız, sosyal medya gibi birçok teknolojik araç, bizi zamanı daha hızlı tüketmeye teşvik etmektedir. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan saatlerce internette gezinmek, sosyal medyada vakit geçirmek, bir şeyler izlemek veya oynamak zamanın hızlı akışını daha da hızlandırmaktadır.
Yaşadığımız teknolojik çağda her şeye ulaşabilme ve yapabilme imkânımız olduğunu düşünürsek, zamanın hızlı geçmesi kaçınılmaz olabilir. Her şeyi aynı anda yapmak, her anını dolu dolu yaşamak isterken zamanın çabucak geçmesi kaçınılmazdır.
İstesek de istemesek de zaman çok hızlı geçiyor. Bu nedenle zamanın hızlı geçmesi gerçeğini kabullenmek ve zamanı daha iyi değerlendirmek gerekmektedir. Zamanın kıymetini bilmek ve her anını dolu dolu yaşamak için çabalamak, zamanın hızını biraz olsun yavaşlatabilir.
Unutmamalıyız ki, zaman bizim en değerli varlığımızdır ve onu iyi değerlendirmek, hayatımızı daha anlamlı kılabilecektir.