Yenilenebilir enerji, doğal süreçlerden faydalanarak üretilen enerjidir. Öne çıkan en önemli özelliği enerjinin kullanımından daha hızlı bir şekilde kendini yenilemesidir. Fosil yakıtlarının doğayı tehdit etmesi ve sınırlı olması, doğayı koruyan ve sürdürülebilir olan yenilenebilir enerjinin kaynaklarının önemini her geçen gün artırmaktadır. Bazıları oldukça yüksek oranda enerji imkanı sağlarken bazıları yeterli değildir. Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı türleri; Güneş, Rüzgar, Hidro (hidroelektrik), Jeotermal enerjidir.
Yenilenebilir kaynakların kullanımı, kaynaklarının sınırlı olması ve çevre problemleri nedeniyle, petrol ve kömüre dayalı geleneksel yöntemlerle elektrik enerjisi üretimine alternatif olarak gün geçtikçe önem kazanıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, su gücü ve benzeri biçimlerde karşımıza çıkıyor. Bunlar arasından rüzgâr ve güneş enerjisinin doğrudan elektrik enerjisine dönüştürülebilmesi daha pratik ve kolay olanı. Ülkemiz güneş, rüzgâr, jeotermal, biyokütle ve küçük hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynaklar açısından oldukça zengin bir ülke. Tarımsal üretimden tüm tarımsal ürünlerin işlenmesi ve pazara arz edilmesine kadar geçen sürede (depolama, işleme, tasnifleme vb.) en önemli girdi maliyetini enerji oluşturuyor. Enerji maliyetlerinin düşürülmesi tarımsal ürün fiyatlarını doğrudan etkiliyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklardan üretilen enerji ve fosil yakıtlar kullanılarak üretilen enerji aynı hatlarda birikmektedir. Dolayısıyla kullandığımız ve bize elektrik hatları aracılığıyla gelen elektriğin yenilenebilir enerji olduğundan emin olamayız. Ancak yeşil enerji sertifikaları, enerjinin yenilenebilir enerji kaynakları aracılığıyla üretildiğinin kanıtıdır.
Sadece Türkiye’de değil dünya genelinde artan sıcaklar, tüm dünyayı endişelendiriyor ve kaynakların kullanımı aynı zamanda da enerji dağılımı sorununu ortaya çıkarıyor.
Tehlike büyüdükçe fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kullanımı gittikçe yaygınlaşıyor. AB Konseyi, üye ülkeler ile Avrupa Parlamentosu (AP) arasında müzakere edilen yenilenebilir enerji yönetmeliğine göre; 2030'a kadar AB'nin toplam enerji tüketiminde rüzgar ve güneş gibi çeşitli yenilenebilir kaynakların payı yüzde 42,5'e yükseltilecek. Bu hedefin yüzde 45'e çıkartılması da söz konusu. En son verilere göre, AB ülkelerinin toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 22 seviyesinde bulunuyor.
Bu gelişmeler dış ticaretinin büyük bölümünü AB pazarı ile gerçekleştiren Türkiye açısından önemli fırsatlar doğuruyor. Ülkemiz bir yandan kendi enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlamaya yönelik yatırımlar yaparken, bir yandan da AB ülkelerinde gerçekleşecek yatırımlar için üretimini arttırabilecek.
Dünyanın şu an ve gelecekte bizlere daha güzel bir doğa sunması için ve daha yaşanabilir bir yer olması için bu tarz enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekmektedir. Doğal kaynaklardan yararlanırsak enerjinin tükenmesi gibi bir durum söz konusu olmaz.
Yenilenebilir enerji, kullandıkça tüketilebilen bir kaynağa bağlı olmadan tüketilen enerjidir. Yenilenebilir enerjinin, tesisler, hayvanlar ya da beşerî nedenlerle kalıcı olarak tüketilmesinin imkânı yoktur. Tükenme gibi bir durum söz konusu değildir.
Bu nedenle yenilenebilir enerji potansiyellerine fazlasıyla sahip olunduğu halde bunlardan yeterince faydalanamamak büyük bir eksikliktir. Bu nedenle ilerleyen süreçlerde bu enerjilere ağırlık vermek her açıdan ülkemizin lehine olacak gelişmelerdir.