14 Şubat Sevgililer Günü yine geldi. Bugünü sevgiyi çağrıştırdığı için seviyorum. Arkadaşlarıma güzel mesajlar atıyor, buluşuyoruz, bir kahve içiyor, birbirimizin sevgi gününü kutluyoruz.
Bugün herkes sevgiyi konuşsa da, sevgi bir güne sığmayan bir duygudur. Sadece sevgilinin kalbiyle yetinecek kadar da küçük değildir. Anneye, babaya, evlada, eşe, dosta, akrabaya, doğaya, hayvana ve dünyada yaratılan herşeye duyulan eşsiz duygunun adıdır sevgi. Bize bahşedilen en büyük, en derin, en anlamlı, en ölümsüz his. Kalbimize dolduğu anda içimizi, paylaştığımız anda dünyamızı ısıtan güzel duygu. Ne mutlu ki bu duyguları hisseden yüreklere.
***
Sevgiyi çok güzel anlatan muhteşem bir filmimiz var. 70, 80, 90 ve hatta 2 bin kuşağı bile bu filmi çok iyi biliyor. Çoğumuz bu filmi bir çok kez izlemiştir hala da yayınlanınca zevkle izliyoruz. Bıkmadan, hüzünlenerek, aynı duyguyla aynı heyecanla.
Atıf Yılmaz’ın yönettiği Alyazmalım filmini hepimiz, ağlayarak seyretmişizdir. Türkan Şoray, Kadir İnanır, Ahmet Mekin üçlüsü sevginin altına öyle bir imza atmıştı ki, hala hafızamızdadır o sözler.
Sevgi neydi? Sevgi Emekti…
****
Papatya falını da hepimiz biliriz. Hemen hemen herkes gençliğinde muhakkak papatya falına bakmıştır. Seviyor, Sevmiyor diye. "Papatya’ya neden sorarız, neden (!) acaba? Hiç merak ettiniz mi?" Anlamlı hikayesini gelin beraber okuyalım.
Sadece ve gerçekten de üç günlük ömrü olan bir kelebek papatyaya aşık olur. Ancak öleceğine saatler kala “Seni Seviyorum" der. Papatya sadece, "Bende" diyebilir ve kelebek ölür(!!!) Ona sevdiğimi neden zamanında söyleyemedim diye, papatya üzüntüsünden hasta olur. Yapraklarını dökmeye başlar, döktüğü her yaprakta "Seni Seviyorum" , "Seni Seviyorum! " der, sonunda o da ölür. Şu üç günlük dünyada, işte O günden beri sevdiğini söyleyemeyen herkes, papatyaya sorar: "Seviyor mu? , “Sevmiyor mu? " diye, rivayet bu.
Yüreğinde sevgi taşıyan herkesin, Sevgililer Günü kutlu olsun.