ELİF HALLAÇOĞLU
Köşe Yazarı
ELİF HALLAÇOĞLU
 

Çevre kirliliği

Çevre kirliliği, doğal yaşam alanlarının, insan eliyle ve doğal olmayan yollarla bozulması ve bunun neticesinde canlıların hayati aktivitelerinin olumsuz yönde etkilenmesi olarak tanımlanıyor. Bu arada Çevre kirliliği çok genel bir ifade olmakla birlikte, aşağıda yazdığım kirlilik alanlarını kapsamaktadır: Su kirliliği, Hava kirliliği, Toprak kirliliği, Gürültü kirliliği, Görüntü kirliliği, Işık kirliliği, Elektromanyetik kirlilik, Radyoaktif  kirlilik Bu kirlilik çeşitlerine sürekli gelişen teknoloji ile birlikte farklı kategoriler eklenmektedir. Görüntü, ışık ve elektromanyetik kirlilik yakın zamana kadar gündemimizde olmayan, bugün ise birçok hastalık ve rahatsızlığın temelini oluşturduğu düşünülen/bilinen kirlilik türlerindendir. Evlerimizde kullandığımız kablosuz modemlerden, cep telefonlarından, mikrodalga fırınlardan, saç kurutma makinalarından, televizyonlardan yayılan elektromanyetik dalgalar, bu kirlilik  türlerinin bugün kısmen etkilerini tespit edebildiğimiz ama yarınlarda hiç ummadığımız komplikasyonlara sebep olabilecek  örneklerdir. Çevre kirliliğinin artmasındaki temel sebep; insanların, hızla artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için daha düşük maliyetli, daha yaygın ve daha hızlı çözümlerin arayışı sırasında insanı ve çevreyi göz ardı etmeleri olarak özetlenebilir. Çözüm arayışlarının çevresel etkilerinin göz önünde bulundurulmadığı, ya da yeterince önemsenmediği durumda kirlenme ortaya çıkmakta ve telafisi mümkün olmayan etkiler oluşabilmektedir. Çevre bilinci ve bilinçlendirme çalışmaları, çevre kirliliğinin hayatımıza etkisi arttıkça daha da yaygınlaşmaktadır. Fakat kirliliğin etkisi yaygınlaşan bilincin onu önlemesinden daha hızlı yayılmakta ve geleceğimizi tehdit eder hale gelmektedir. Dünya nüfusu hızla artmakta, kişi başına düşen doğal kaynaklar hızla azalmakta ve kaynakların yenilenme oranı da hızla düşmektedir. Gelecek nesillerin bu kirlenme artışı sebebiyle bizlerden çok daha vahim bir tablo ile karşılaşacakları aşikardır. Bunu azaltmak, gelecek nesillere yaşanabilir doğal bir çevre bırakmak adına bizler bireysel ve kurumsal anlamda neler yapılması gerektiği konusunu araştırmalı ve politikalar üreterek sıkı takipçisi olmalıyız.
Ekleme Tarihi: 04 Haziran 2022 - Cumartesi

Çevre kirliliği

Çevre kirliliği, doğal yaşam alanlarının, insan eliyle ve doğal olmayan yollarla bozulması ve bunun neticesinde canlıların hayati aktivitelerinin olumsuz yönde etkilenmesi olarak tanımlanıyor. Bu arada Çevre kirliliği çok genel bir ifade olmakla birlikte, aşağıda yazdığım kirlilik alanlarını kapsamaktadır:

Su kirliliği, Hava kirliliği, Toprak kirliliği, Gürültü kirliliği, Görüntü kirliliği, Işık kirliliği, Elektromanyetik kirlilik, Radyoaktif  kirlilik

Bu kirlilik çeşitlerine sürekli gelişen teknoloji ile birlikte farklı kategoriler eklenmektedir. Görüntü, ışık ve elektromanyetik kirlilik yakın zamana kadar gündemimizde olmayan, bugün ise birçok hastalık ve rahatsızlığın temelini oluşturduğu düşünülen/bilinen kirlilik türlerindendir. Evlerimizde kullandığımız kablosuz modemlerden, cep telefonlarından, mikrodalga fırınlardan, saç kurutma makinalarından, televizyonlardan yayılan elektromanyetik dalgalar, bu kirlilik  türlerinin bugün kısmen etkilerini tespit edebildiğimiz ama yarınlarda hiç ummadığımız komplikasyonlara sebep olabilecek  örneklerdir.

Çevre kirliliğinin artmasındaki temel sebep; insanların, hızla artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için daha düşük maliyetli, daha yaygın ve daha hızlı çözümlerin arayışı sırasında insanı ve çevreyi göz ardı etmeleri olarak özetlenebilir. Çözüm arayışlarının çevresel etkilerinin göz önünde bulundurulmadığı, ya da yeterince önemsenmediği durumda kirlenme ortaya çıkmakta ve telafisi mümkün olmayan etkiler oluşabilmektedir.

Çevre bilinci ve bilinçlendirme çalışmaları, çevre kirliliğinin hayatımıza etkisi arttıkça daha da yaygınlaşmaktadır. Fakat kirliliğin etkisi yaygınlaşan bilincin onu önlemesinden daha hızlı yayılmakta ve geleceğimizi tehdit eder hale gelmektedir. Dünya nüfusu hızla artmakta, kişi başına düşen doğal kaynaklar hızla azalmakta ve kaynakların yenilenme oranı da hızla düşmektedir. Gelecek nesillerin bu kirlenme artışı sebebiyle bizlerden çok daha vahim bir tablo ile karşılaşacakları aşikardır. Bunu azaltmak, gelecek nesillere yaşanabilir doğal bir çevre bırakmak adına bizler bireysel ve kurumsal anlamda neler yapılması gerektiği konusunu araştırmalı ve politikalar üreterek sıkı takipçisi olmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.