Gelinen noktada Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı kafa kafaya vermiş, büyük bölümü CHP’li olan belediyelerin kreşlerini nasıl kapatırım derdine düşmüş.
Gerekçeyi de bulmuşlar. Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılında verdiği bir kararı dayanak alıyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin daha dün verdiği kararları tanımayanlar, hatta kapatılmasını isteyenler şimdi Anayasa Mahkemesi’nden medet umar hale gelmiş muhalefet belediyenin önünü kesmek için…
Özel ya da kamu eğitim Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olmalı. Bunda mutabıkız. Belediyeler kendi kafasına göre eğitim kurumu açamaz diyorlar buna dayanarak. Keşke bu duyarlılığı kaçak tarikat kursları ve kaçak tarikat yurtlarına karşı da gösterseydiniz. Onlarca çocuğumuz hayatını kaybetmez, yüzlercesinin canı yanmazdı.
“Belediyelerin kreşleri kapatılsın” yazısını valiliklere yollayan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İstanbul adayıyken yerel seçim öncesi en önemli vaatlerinden biri her semte bir kreş açmaktı.
Bu ne yaman çelişki!
Eğer aksi bir durum varsa mevcut kreşleri yasal hale getirin demek yerine kapatın ve yenisini açmayı engelleyin diye emretmek niyetin halis olmadığının göstergesi değil mi?
Niyet üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öncesi eğitim kurumları yetersiz. Özel kreşler de çok pahalı. Özellikle çalışan kadınlar için çocuklarını kreşe göndermek çok anlamsız. Çünkü bazen aldıkları maaşı verseler bile çocuklarını kreşe göndermeleri ekonomik olarak mümkün değil. Belediye kreşleri hem çocuklarımıza kreş eğitimi veriyor hem de kadınların istihdamı önündeki en önemli engeli kaldırıyor.
Kadını eve kapatmak isteyen bir anlayışın yapmak isteyeceği şeylerden biridir, kreşlerin kapısına kilit vurmak.
Öyle de yapmaya çalışıyorlar.
Bugün Adana’da Büyükşehir’in 7, Seyhan 5, Çukurova’nın 8, Yüreğir’in 3 ve Sarıçam’ın 1 kreşi bulunuyor. Bu kreşlerde 4 bin dolayında çocuk var. Ve yeni kreşler açılsa daha da gidecek çocuklar sırada bekliyor. Bu hizmeti CHP’li değil de Cumhur İttifakı belediyeleri yapsa yine aynı uygulamaya niyet edilir miydi?
Hiç sanmıyorum. İktidar ülkede ekonomik sıkıntı arttıkça muhalefeti köşeye sıkıştırma ve gündemi değiştirme adına olmadık hamleler yapıyor. Ancak vatandaşın doğrudan hayatını olumsuz etkileyecek uygulamalar iktidara bir şey kazandırmadığı gibi oy kaybettirir.
Ortada halkın beğendiği benimsediği bir hizmet var ve bu hizmetle ilgili yasal bir sıkıntı varsa oturulur konuşulur ve sıkıntılar el birliği ile giderilir. Halk da mağdur olmaz. Muhalefetle işbirliğine tamamen kapalı bir iktidarla yumuşama ya da normalleşme çabasına giren muhalefet lideri de iktidar iddiasında değildir.
Bu da böyle biline…