Öğrenciliğim 1985-90 yılları arasında Ankara’da geçti. Bende özel bir yeri vardır. Öğrenciliğim döneminde hem Mehmet Altınsoy hem Murat Karayalçın dönemini yaşadım. Öğrenci olduğumuz için önceliklerimiz farklıydı; Mehmet Altınsoy döneminde hava kirliliği ve su kesintileri gelir aklıma…
Bu olumsuzluklar Ankara’nın ruhunu pek incitmez. Sonra bu sorunlar çözüldü. Murat Karayalçın ile Ankara benim öncelik kabul ettiğim bu konularda rahat bir nefes aldı.
Ben Ankara’yı terk ettikten sonra Melih Gökçek yerleşti Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna. Algı çalışmaları o zaman başladı; 40 günde alt geçit yapmış, 60 günde üst geçit… Şehrin girişine bir de kapı. Sanki ortaçağ şehrine giriyorsun, arkadaş da Nottingham Duku…
Okuldan mezun oldum, 30 yıldır giderim Ankara’ya zaman zaman. Her gittiğimde alan olarak büyümüş ama ruhen küçülmüş bir kent izlenimi bırakır. Başkent olmaktan çok bir Orta Anadolu kasabasında olduğum hissine kapılırım.
Ankara’yı küçültüp kendi dar bakış açısına hapsetmeye çalışan eski başkan Melih Gökçek Cumhurbaşkanı tarafından istifa ettirildi de şehir nefes aldı. Gerçi ben seçimle gelenin seçimle gitmesi düşüncesindeyim. Konu Melih Gökçek olsa bile…
İşte bu Melih Gökçek Ankara’ya Dinozor Park (kendisi ısrarla dinazor diyor ve öyle yazıyor) yapmaya karar verdi. Yaygarasını da çok yaptı. Bir türlü de hizmete açamadı. Önce yerine gelen partilisi Mustafa Tuna’nın cılız eleştirilerine muhatap oldu, sonra Mansur Yavaş’ın…
Türkiye öğrendi ki Ankaralının hiç yararlanamadığı dinozorlar milletin 801 milyon dolarını yemiş! 801 milyon dolar Çukurova Belediyesi’nin 40 yıllık bütçesi mi ne ediyor? Valla hesaplayamadım. Mansur Yavaş’ın ifadesiyle bu parayla Ankara’nın tüm altyapı sorunu çözülürmüş.
Milletin yüz milyonlarca dolarını bozuk oyuncaklara harcayan, yani çöpe atan Melih Gökçek bununla da yetinmiyor, “Adana’da da dinazor (dinozor olacak) park yapılmış. Kimse bir şey demiyor. Çünkü CHP’li” diye pişkince konuşuyor. Çukurova Belediyesi’ni kastediyor.
Tabi haklı olarak Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin duruma açıklık getiriyor; “Biz parkı 5 ayda tamamladık, hizmete açtık. Belediyeden 1 kuruş harcamadık. Gelir elde ediyoruz çünkü yap-birlikte işletelim-devret modeli uyguladık. İşletmeci bize kira ödüyor” ifadelerini kullanıyor.
Melih Gökçek’in cevabı kimseyi şaşırtmıyor; evladım, zırt, pırt, adam ilgi çekmek için kendini ortaya atmış gibi ifadelerle kendini büyük göstermeye çalışıyor. Yediği tokadın şokunu atlatamayan Melih Gökçek, Prof. İlber Ortaylı’ya dediği gibi Soner Çetin’e hareket ediyor ve “geri zekalı” gibi zeka seviyesini ortaya koyan ifadeler kullanıyor.
Tartışma adabı bilmeyen, önüne gelene hakareti marifet sayan bu zat AK Parti’nin Türkiye’ye yaptığı en büyük kötülüklerden biridir ve asla unutulmayacaktır.
Bak anlaşılır şekilde söylüyorum Sayın Melih Gökçek; kimse seni park yaptın diye eleştirmiyor. Bir parka 801 milyon dolar harcanır mı, diye soruyorlar sana. Yoksa dinozor park da yaparsın, jelibon park da…
Bu işleri bırak artık! Adıyaman’a yerleş. Bulunan jelibon rezervinden payını almak için çaba harca. Yani biraz kafayı çalıştır. Yine de sen bilirsin.
Bu arada son soru;
Sahi seni niye görevden aldılar?