Haber şöyle; “Adana’dan Konya’ya uyuşturucu sevkiyatı yapan çeteye operasyon yapıldı; uyuşturucu kuryesi polis çıktı. Polisin el konulan telefonundaki yazışmalarda çete liderinin bir savcı olduğu belirlendi.” Uyuşturucu çetesinin kuryesi polis, reisi savcı… İsmailağa tarikatının önde gelen isimlerinden Cübbeli Mahmut Hoca namlı Ahmet Mahmut Ünlü, vehbabi-selefi tarikatı mensuplarının Türkiye’deki camilerde vaazına izin vermesi nedeniyle Diyanet’i eleştirdi, iç savaş uyarısında bulundu. Tarikat ehli gericilikten şikayetçi… Son günlerde konuşulan bu iki gündem maddesi beni yakın geleceğe götürdü. Türkiye’de güvenliğimizin güvencesi olarak gördüğümüz teşkilatların başındaki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bir konuşmasında “Siz gereğini yapın, yıkın. Yasa peşinizden gelir” dememiş miydi? Türkiye’nin varını yoğunu; birikimini geleceğini betona bağlayan hükümetin başındaki isim Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul’un betona teslim edilmesinden yakınmıştı bir dönem. Yeşili sadece dolarda seven, akarsu vadi gördüğünde santral yapma, maden arama duyguları kabaran Cengiz Holding’in TEMA Vakfı bağışçısı olma hevesine nasıl yaklaşmalı, bilmiyorum? Türkiye gazetesi yazarı Rahim Er’in muhalif medyayı tarafsız olmamakla itham etmesi… Bu da tam bir kara mizah! Hayatının hiçbir döneminde gazetecilik refleksi olmamış birinin böbürlenerek “İktidar yanlısıyız ama ben yanlış bulduğum konularda eleştirilerimi esirgemiyorum” anlamına gelen cümleler kurması… Hazret cami minarelerinin estetik olmadığını, şerefelerinin bulunmadığını yazmış, birkaç defa. Bunu eleştirmiş. Hükümet eleştirisine bak hele! Organize su örgütü hükümlüsü Sedat Peker’in gazetecilik yapması, suça bulaştığını iddia ettiği gazetecilerinse kendini savunmakta aciz kalması… Milli Eğitim Bakanının özel okul, Turizm Bakanının otel sahibi olması. Ticaret Bakanının başında olduğu bakanlıkla özel şirketi marifetiyle ticaret yapması… Cumhurbaşkanı resmi ziyarete oğlunu da götürüyor, ABD Başkanı Biden ile özel görüşmesinde tercüman olarak ABD vatandaşı “hanım kız” yer alıyor. Son bu durum eleştirilince “çürük” ve “sürtük” denince elleri patlayıncaya kadar alkışlayanlar “hanım kız” için soluğu “hareket edildi” diye soluğu mahkeme kapısında alıyor. Ülkenin sanayi ve teknoloji bakanı bir Anadolu kentini ziyaretinde bulunduğu kentten bahsederken, “Burası ariflerin, evliyaların şehri” diyor. Nere gidem ben! Hiçbir yere… Çünkü başka ülkede yaşayamam…