DOĞAN GÜLBASAR
Köşe Yazarı
DOĞAN GÜLBASAR
 

Ustaya saygıyla

Cüneyt Arkın’ı kaybettik. Aslında kaybettiğimiz sadece usta bir sanatçı değil, çocukluğumuz. Üzücü haberi “son dakika” olarak okurken ne çok şey geçti gözümün önünden çocukluğuma dair. Çocukluğumuzda çok sevmiştik Cüneyt Arkın’ı ama büyüdüğümüzde daha çok sevdik, hayranlığımız katlandı. Çocukluğumuzda kahramanımız olan usta sanatçı büyüdüğümde insanlığı, duruşu ve yaklaşımı ile idolümüz olmuştu. 1990’lı yılların ortalarında TGRT’de Bizim Ev isimli bir dizi vardı. Çok yavaş ilerleyen, dakikalarca diyalog olmayan en azından benim için sıkıcı diziyi Cüneyt Arkın’ın hatırına kaçırmama çalışırdım. Sanırım 2000’li yılların başıydı; bir reklam filminin çekiminde buzdolabına uçan tekne atarken ayağını kırdığını duyduğumda (doğru olup olmadığını hala bilmiyorum) çok üzülmüştüm ama bir yandan da gülümsemekten kendimi alamamıştım. Usta sanatçının Adana’dan da yolu geçti. Sinemaya atılmadan önce Adana ve çevresinde doktorluk yaptığını okumuştum. Ama buna dair ayrıntı bilmiyorum. Asıl Adana’yla anılmasının sebebi Altın Koza Film Festivalinin unutulmaz ödül törenidir. Yıl 1972, 12 Mart döneminin baskıcı zamanı. Adana’da Altın Koza Film Festivalinde jüri Yılmaz Güney’i ödüle layık görüyor. Ama siyasal baskılar sonucu karar değişiyor ve ödülü Cüneyt Arkın’ın almasını istiyorlar. Büyük sanatçı büyük insan olduğunu gösteriyor ve ödülü reddediyor. Tabi çocukluğumuza dair en unutulmazları macera filmlerini izledikten sonra sinema çıkışında arkadaşlarımızla Cüneyt Arkın’ı taklit etmeye çalışmamızdı. Adana’da hangi çocuk yaşamamıştır ki bunu! Atlamalı, hoplamalı, uçmaları sahnelerinde dublör kullanmadı diye biliyorum. Zaten karatede ustaydı ve at binmede, akrobasi dersi de almıştı. Ne çok özellikleri vardı! Hayatını kaybettiğini öğrendiğimde hemen aklımdan bunlar geçti bir çırpıda. Günlük koşturmaca içinde O’nu hatırlatacak bir şey olmadıysa hiç aklımıza bile gelmeyen usta sanatçı ne çok yer etmiş aslında hayatımızda. Özellikle çocukluğumuzu zenginleştirmiş, hayatımıza anlam katmış. Giderken çocukluğumuzu alıp giden bu güzel insanı çok özleyeceğiz. Yılmaz Güney’e selam söyle büyük usta… Tuncel Kurtiz’e, Kemal Sunal’a ve diğerlerine…
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2022 - Salı

Ustaya saygıyla

Cüneyt Arkın’ı kaybettik. Aslında kaybettiğimiz sadece usta bir sanatçı değil, çocukluğumuz. Üzücü haberi “son dakika” olarak okurken ne çok şey geçti gözümün önünden çocukluğuma dair.

Çocukluğumuzda çok sevmiştik Cüneyt Arkın’ı ama büyüdüğümüzde daha çok sevdik, hayranlığımız katlandı. Çocukluğumuzda kahramanımız olan usta sanatçı büyüdüğümde insanlığı, duruşu ve yaklaşımı ile idolümüz olmuştu.

1990’lı yılların ortalarında TGRT’de Bizim Ev isimli bir dizi vardı. Çok yavaş ilerleyen, dakikalarca diyalog olmayan en azından benim için sıkıcı diziyi Cüneyt Arkın’ın hatırına kaçırmama çalışırdım. Sanırım 2000’li yılların başıydı; bir reklam filminin çekiminde buzdolabına uçan tekne atarken ayağını kırdığını duyduğumda (doğru olup olmadığını hala bilmiyorum) çok üzülmüştüm ama bir yandan da gülümsemekten kendimi alamamıştım.

Usta sanatçının Adana’dan da yolu geçti. Sinemaya atılmadan önce Adana ve çevresinde doktorluk yaptığını okumuştum. Ama buna dair ayrıntı bilmiyorum. Asıl Adana’yla anılmasının sebebi Altın Koza Film Festivalinin unutulmaz ödül törenidir.

Yıl 1972, 12 Mart döneminin baskıcı zamanı. Adana’da Altın Koza Film Festivalinde jüri Yılmaz Güney’i ödüle layık görüyor. Ama siyasal baskılar sonucu karar değişiyor ve ödülü Cüneyt Arkın’ın almasını istiyorlar. Büyük sanatçı büyük insan olduğunu gösteriyor ve ödülü reddediyor.

Tabi çocukluğumuza dair en unutulmazları macera filmlerini izledikten sonra sinema çıkışında arkadaşlarımızla Cüneyt Arkın’ı taklit etmeye çalışmamızdı. Adana’da hangi çocuk yaşamamıştır ki bunu!

Atlamalı, hoplamalı, uçmaları sahnelerinde dublör kullanmadı diye biliyorum. Zaten karatede ustaydı ve at binmede, akrobasi dersi de almıştı. Ne çok özellikleri vardı!

Hayatını kaybettiğini öğrendiğimde hemen aklımdan bunlar geçti bir çırpıda. Günlük koşturmaca içinde O’nu hatırlatacak bir şey olmadıysa hiç aklımıza bile gelmeyen usta sanatçı ne çok yer etmiş aslında hayatımızda. Özellikle çocukluğumuzu zenginleştirmiş, hayatımıza anlam katmış.

Giderken çocukluğumuzu alıp giden bu güzel insanı çok özleyeceğiz.

Yılmaz Güney’e selam söyle büyük usta…

Tuncel Kurtiz’e, Kemal Sunal’a ve diğerlerine…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.