DOĞAN GÜLBASAR
Köşe Yazarı
DOĞAN GÜLBASAR
 

Fethullah Gülen ölmüş!

Doğum tarihini Atatürkçülere nazire yaparcasına 18 Kasım 1938 olarak dillendiren, ömrünü takiye ile geçiren, gözünden yaşı, burnundan sümüğü eksik olmayan terör örgütü lideri Fethullah Gülen ölmüş. Söylenecek çok şey var da bizde ölünün arkasından konuşulmaz! Burada yanıt bekleyen iki soru var; Bir, terör örgütünü bu saatten sonra kim yönetecek? Terör örgütü liderine hocaefendi diyerek hayatının büyük bölümünü geçirenlerin bugünkü düğün bayram tavırları nasıl değerlendirilecek? Fethullah Gülen’in terörist, yapılanmasının da terör örgütü olduğunun anlaşılması için 2016 yılını görmemiz gerekti. Yıllarca sümüklü mendilini yalayanlar, “Bunlar teröristmiş, darbeciymiş.Nasıl oldu da kandırıldık? diye sorarken “Hizmet Hareketi”nin hain bir örgüt olduğunu 40 yıldır bağıranlar meclis kürsüsünden bile en yetkili ağızlardan azarlanıyordu. Peki darbe girişiminden sonra bu iş bitti mi? Nasıl bitsin ki! Tabiat boşluk kabul etmez. FETÖ’nün boşalttığı alanlar mevcut milli eğitim bakanının STK dile tanımladığı diğer dinci yapılanmalar hemen doldurdu. Tarihten ders almayanlar aynı şeylerin yaşanması için üç beş oy uğruna Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini dinamitlemeye devam ettiler. Geçmişte FETÖ’yü baş tacı yapanların bugün diğer cemaat ve tarikatlara ne istedilerse vermelerindeki tarihsel benzerliğin farkında mıyız? Yani aslında değişen bir şey yok. Dün ne yaşadıysak bugün de aynı şeyleri yaşıyoruz. Ha Ali Veli, ha Veli Ali… Cemaat ve tarikatlar kendi hiyerarşik yapılarını önemserler. Bir yandan da devlet içerisinde etkin olma hedefine ulaşma çabası içindedir. Devlette yükselirken hiyerarşik yapı olarak tarikat ve cemaatlerini öncelerler. Yani devletin memuru değil, şeyhin müridi konumundadırlar. Böyle bir anlayıştan bu devlete, millete hayır gelir mi? Gelmiyor da zaten. Gelmediğini 15 Temmuz’da gördük. Bundan sonra da gelmeyecektir. Buna karşın tarikat ve cemaatleri oy deposu olarak görüp, ülkenin kaynaklarını bunlara aktaranları insanımız dindar zannetse de aslında bunların Allah korkusu yoktur. Çünkü hep aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklemek ahmaklıktır. Fethullah Gülen’in ölümü bir şeyi çözmez. Belki ondan kötülük gören insanların yüreğine su serpmiştir. Ancak kafa değişmezse CİA örgütün başına başka birini koyar yönetmeye devam eder. Ya da Gülen Cemaati yerine başka bir yapıyla iş tutar. Ülkede tarikattan cemaatten bol ne var ki!  
Ekleme Tarihi: 22 Ekim 2024 - Salı

Fethullah Gülen ölmüş!

Doğum tarihini Atatürkçülere nazire yaparcasına 18 Kasım 1938 olarak dillendiren, ömrünü takiye ile geçiren, gözünden yaşı, burnundan sümüğü eksik olmayan terör örgütü lideri Fethullah Gülen ölmüş.

Söylenecek çok şey var da bizde ölünün arkasından konuşulmaz!

Burada yanıt bekleyen iki soru var;

Bir, terör örgütünü bu saatten sonra kim yönetecek?

Terör örgütü liderine hocaefendi diyerek hayatının büyük bölümünü geçirenlerin bugünkü düğün bayram tavırları nasıl değerlendirilecek?

Fethullah Gülen’in terörist, yapılanmasının da terör örgütü olduğunun anlaşılması için 2016 yılını görmemiz gerekti. Yıllarca sümüklü mendilini yalayanlar, “Bunlar teröristmiş, darbeciymiş.Nasıl oldu da kandırıldık? diye sorarken “Hizmet Hareketi”nin hain bir örgüt olduğunu 40 yıldır bağıranlar meclis kürsüsünden bile en yetkili ağızlardan azarlanıyordu.

Peki darbe girişiminden sonra bu iş bitti mi?

Nasıl bitsin ki! Tabiat boşluk kabul etmez. FETÖ’nün boşalttığı alanlar mevcut milli eğitim bakanının STK dile tanımladığı diğer dinci yapılanmalar hemen doldurdu. Tarihten ders almayanlar aynı şeylerin yaşanması için üç beş oy uğruna Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini dinamitlemeye devam ettiler.

Geçmişte FETÖ’yü baş tacı yapanların bugün diğer cemaat ve tarikatlara ne istedilerse vermelerindeki tarihsel benzerliğin farkında mıyız?

Yani aslında değişen bir şey yok.

Dün ne yaşadıysak bugün de aynı şeyleri yaşıyoruz.

Ha Ali Veli, ha Veli Ali…

Cemaat ve tarikatlar kendi hiyerarşik yapılarını önemserler. Bir yandan da devlet içerisinde etkin olma hedefine ulaşma çabası içindedir. Devlette yükselirken hiyerarşik yapı olarak tarikat ve cemaatlerini öncelerler. Yani devletin memuru değil, şeyhin müridi konumundadırlar.

Böyle bir anlayıştan bu devlete, millete hayır gelir mi?

Gelmiyor da zaten. Gelmediğini 15 Temmuz’da gördük.

Bundan sonra da gelmeyecektir.

Buna karşın tarikat ve cemaatleri oy deposu olarak görüp, ülkenin kaynaklarını bunlara aktaranları insanımız dindar zannetse de aslında bunların Allah korkusu yoktur.

Çünkü hep aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklemek ahmaklıktır.

Fethullah Gülen’in ölümü bir şeyi çözmez. Belki ondan kötülük gören insanların yüreğine su serpmiştir. Ancak kafa değişmezse CİA örgütün başına başka birini koyar yönetmeye devam eder. Ya da Gülen Cemaati yerine başka bir yapıyla iş tutar.

Ülkede tarikattan cemaatten bol ne var ki!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.