Her geçen gün değişen küresel dünyada, örgütlerin varlıklarını sürdürüp rekabet avantajı elde edebilmeleri için insan unsuruna gereken önemi vermeleri gerekmektedir.
Bir işi yapma şekli kişiye özeldir ve özellikle hizmet sunumunun standartlaştırılması çok zordur. Bundan dolayı örgütler, iş için en uygun çalışanı seçmek ve doğru terfiler yapmak zorundadırlar. İşe başlayan çalışan ortamda adaletsiz bir terfi olduğunu hissederse işi ile ilgili kendini geliştirmeyecek ve uygulayıcılara karşı içten içe düşmanlık hissedecektir.
Eğer, yükseltilen çalışanlar yöneticinin arkadaşı ve dostu ise kronizmden bahsedilir. Uygulama alanı geniş ve önemli sonuçları olan kronizm kavramı, kayırmacılığın özel bir türüdür. Bir örgütte kronizm varsa; eş, dost, arkadaş ve tanıdıklar kayrılıp, eşitlik ilkesine aykırı davranılmaktadır. Bu durum örgütteki diğer çalışanlar için istenmeyen bir durum oluşturduğu için olumsuz örgütsel sonuçlara neden olmaktadır. Özellikle insan kaynakları departmanının iyi geliştiği kurumsal örgütlerde, keyfi uygulamalara yer verilmemekte, objektif kriterlere göre çalışan temini yapılıp, terfi ve ödüllerde benzer şekilde liyakat ilkesine göre gerçekleşmektedir.
Kronizmin yaygın olduğu örgütlerde ise niteliksiz kişiler, nitelikli çalışanlar arasından seçilip,yükseltilmektedir. Yeterli yeteneğe sahip olmayan bir çalışanın altında çalışmak zorunda kalan diğer çalışanların iş verimliliği olumsuz yönde etkilenip, motivasyonları düşecektir. Adalet duygusunu yok eden kronizmden dolayı örgütlerde kutuplaşmalar meydana gelecek ve kayrılmayan çalışanların yönetime ve insan kaynaklarına olan güvenleri sarsılacaktır.
Yüzyıllardır tartışılan ve bir türlü yol alınamayan liyakat kelimesini de tekrardan tanıyalım;
Liyakat nedir?
Liyakat, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim” olarak tanımlanıyor. Liyakat, ayrıca, Latince kazanmak, hak etmek anlamına gelen mereo kökünün, Yunanca güç, iktidar anlamına gelen kratia sözcüğü ile birleşiminin “meritokrasi” olarak Türkçeleştirilmiş haliyle de karşımıza çıkıyor. Yeterlilik ilkesi olarak da adlandırabileceğimiz liyakat, verilen görevi başarı ile yapabilme yetisi olarak tanımlanabilir. Göreve kabul edilme ve yükselmelerde “bilgi, görgü ve diplomayı” esas alan bir anlayıştır. 2 Bu bağlamda liyakat; toplumda değerlerin ve hak edenlerin üst kademelerde yer bulmasını öngörmekte ve hem kamu sektöründe hem özel sektörde idare erkinin, kayırma olmadan, bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre şekillenmesine olanak tanımaktadır.