Bizlere bu heyecanı yaşattığın için…
Teşekkürler Murat Sancak Başkan. Kulübümüzü kayyum kapılarından alıp, Avrupa kapılarına dayadığın için…
Adana Demirspor’umuz ilk defa katıldığı Avrupa Konfederasyon kupasında 3. turda gruplara kalmasına ramak kala Belçika’nın KRC Genk takımına penaltılarla elendi. Bundan sonra çabalar Süper lig ve Ziraat Türkiye kupası için. Umutlar gelecek sezon yine buralarda olmak için…
Elbette üzülüyorum gruplara kalamadığımız için… Gruplara kalmak demek, milyon dolarlar getiri demekti, en az 3 Avrupa takımının Adana’ya gelmesi dolayısıyla futbolcularımızın Avrupa vitrinine çıkması demekti…Ama Belçika’nın KRC Genk takımının bu kulvarda bizden çok daha fazla deneyimli, çok daha fazla (4-5 kat) bütçeli olduğunu düşününce, bizden daha organize bir takıma elendiğimiz için üzüntüm hafifliyor…
No… No… No…
Maçtan sonra basın toplantısında Kluivert hocamıza soru yönelttim. ‘’ Genk’te ki maçta öne geçtiğimiz maçı, son dakikalarda yediğimiz gollerle kaybettik. Ankaragücü karşısında yine öne geçtiğimiz maçı sonuçlandıramadık. Bu maçta sona doğru yorgunluklar gözlemlendi. Takımımızda fiziksel eksiklik gözlemliyor musunuz?’’… Cevap…No, no, no… Kluivert hoca fiziksel eksikliği kabullenmedi. Oysa ki, Belçika takımının yukarıda sıraladığım avantajlarının yanı sıra, Adana’nın sıcak ve rutubetli havasının dezavantaj olacağını düşünmüştüm. Maalesef uzatmalarda ayakta kalan takım, rakibimiz oldu…
Younes Belhanda…
Sanal alemde Younes Belhanda’yı çarmıha germişler. Ben penaltı kaçırdı diye bu görüşlere asla katılmam, Dünyanın en ünlü futbolcuları da penaltı kaçırabilir. Ama bu maçta ki katkısızlığını eleştirebilirim. Bu kadar fazla pas hatası yapan, top ezen, hava topu alamayan, rakibini kovalamayan hele hele son dakikalarda maçın ipini çekecekken karşı karşıya golü atamayan oyuncuyu 120 dakika sahada tutan Kluivert hocayı da eleştiririm…Rakip takımın oyun kurucusu 25 numaralı Matias Galarza, Belhanda kendisini rahatsız etmediği için sahada cirit attı. Takım savunmamasına katılmama lüksünü kendinde görebiliyor. Kariyerine asla lafım olamaz ama Demirspor’umuza katkısını az buluyorum…
Maçın kare ası…
Bu maçın kare ası köşe yazılarımda sıkça kullanıyorum. 3 tane müdavimi var kare asın…
Birincisi Semih…Takımımızın formasını 5 senedir giyiyor, savunmanın sigortası. Ağır görüntülü fiziğine karşın, rakibin geçmesi ne mümkün. Uzun isabetli toplarla takımımızı atağa kaldırması ön önemli artısı ve transfer piyasalarının gözdesi…
İkincisi Yusuf Sarı…Bu patlama gücü yüksek atom karınca, her maç üstüne koya koya geliyor. Adam eksiltmesi, sert şutlarla kaleyi yoklaması, arkadaşlarına pozisyon hazırlaması, arkasında oynayan Svensson’un önünü kapatması artıları. Üstün formu kendisine Milli takım kapılarını açacağa benzer…
Üçüncü gediklimiz Svensson…Her maç aynı performans…Hem defansta, hem ofansta…Genk karşısında olağanüstü mücadele etti ve Gravillon ile 120 dakikayı tamamlayabilen ender oyunculardan birisi oldu…
Kare asın sonuna kaleci Karaçiç’i yerleştirdim. Ertaç’ın sakatlanmasında sonra kaleye geçen Karaçiç, maçın sonlarına doğru öyle kurtarışlara imza attı ki, adeta maçın penaltılara gitmesini sağlayan oyuncu oldu. Aynı başarıyı penaltı atışlarında gösteremedi…
Sol Kanat işlemedi…
Takımımızın sağ kanadı Svensson- Yusuf Sarı ikilisiyle ne kadar güzel işlediyse, sol kanatta görev alan Yusuf Erdoğan- Rodrigues ikilisi aynı başarıyı gösteremedi. Yusuf Erdoğan fizik olarak eksik kalırken, Rodrigues geçen sezon ki başarılı maçlarını mumla arattı…
Orta alan yetersiz kaldı…
Genk karşısında orta alanımız Stambouli- Emre Akbaba- Belhanda’dan oluştu. Emre çok fazla mücadele etmesine karşın, üreticilikte eksik kaldı. Stambouli fazlaca pas hatası yapınca, oyuna sonradan giren Badou Ndiaye yeterince hazır olmayınca, orta alan üstünlüğünü rakibe kaptırdık. 120 dakikalık mücadelede yorgun futbolcuların yerine Dorukhan da düşünülmeyince, kulübeden gelen güç te olmadı…Akıntola saç baş yoldurmaya devam ediyor. Gol noktalarına gitmekte güçlük çektiği gibi, bulduğu nadir fırsatları da değerlendiremiyor. Eğer bir forvetin sezon gol ortalaması 10 u bulmuyorsa, düşündürücü…
Essahlı santrfor…
Bu Adana tabirini geçen haftada kullanmış ve Murat başkandan takımımıza essahlı santrfor transfer etmesini istemiştim. Cherif Ndiaye rakiple boğuşan bir santrfor ama ayakta kalamıyor, sürekli yerlerde. Üstelik son vuruşlarda eksik…Mbaye Niang aranan kan değil…Murat Başkan’ın mutlaka 3 büyüklerin kadrolarında düşünmedikleri oyunculardan fırsat transferi yapmalıdır…
Patrick Kluivert…
Kluivert hocanın takımımıza henüz elinin değdiğini söyleyemem. Geçen sezon Montella’dan aldığı sağlam mirası kullanıyor. Kadroya bakarsan, Gravillon haricinde geçen sene ki 11…Oyuna bakarsan, geçen sezon ezberlenen oyun… Bu maçla ilgili eleştiri yapmaya kalkarsam, oyuncu değişikliklerinde geç kaldığını, yorgun görünen oyuncularına karşın uluslararası deneyime sahip Nani ve Dorukhan gibi oyunculardan yararlanmadığını söyleyebilirim…Umarım, ilerleyen haftalarda takıma eli değer, futbolculukta ki ününe yaraşır bir takım yaratır…
Kısa kısa…
-Adana’nın sıcak ve rutubetli gecesinde stadı dolduran 30.000 i aşkın Şimşek’e şükranlarımı sunuyor, o güzel kareografiyi hazırlayanlara ‘’ellerinize sağlık’’ diyorum…
-Maçın orta hakemi İspanyol Luis Munuera zor maçı kolaya çevirdi ve maçın önüne geçmedi, başarılıydı. Çok yakın olmasına karşın, aleyhimize verdiği yanlış penaltı kararı VAR’dan döndü…
-Murat Sancak Başkan maçta futbolculardan fazla terledi…
-Sıcak ve rutubetli hava rakibimizi etkiler derken, bizi daha fazla etkiledi…
Özetle…
Avrupa maçlarının heyecanını Genk maçıyla noktaladık ve oldukça hasarlı çıktık bu kulvardan. Bundan sonra Süper lige ve Türkiye kupasına konsantre olacağız. Takımımızın gözle görülen eksikliklerini yukarıda sıraladım. Transfer sezonu kapanmadan fırsat transferleriyle kadro derinliğimizin artması ve kalitemizin bir kademe daha yükselmesi gerekiyor. Görev Murat Başkan ve Metin Korkmaz’da…