Yıllardır dilimiz döndüğünce söyledik; Türk futbolunun mevcut durumunun sürdürülebilir olmadığını anlattık. Çünkü mevcut iklimde federasyona, hakemlere, kulüp yöneticilerine hatta futbolculara güven kalmadığını herkes görüyordu. Her hafta sonu maçların ardından ekranlara çıkanlar, eline kalem alan hakem ve futbolcu eskileri hiçbir şey olmamış gibi skora dayalı yorumlarıyla tarafları birbirlerine karşı kışkırtmakta sakınca görmediler ve mevcut sistemle birlikte işlerine bakmaya devam ettiler. Oysa geçen yıl lastik patlamıştı. İstanbulspor-Trabzonspor maçında Sarı Siyahlı takımın sahadan çekilmesi ilk uyarıydı. Ama kimse bunun üzerinde durmadı. İki gün konuşuldu, pozisyonlar tartışıldı geçti gitti… Kimse yerleşik düzenin Türk futbolunu zehirleyerek öldürmeye çalıştığını konuşmadı. İstanbulspor’un tavrı Türk futbolunun geleceğinin tehdit altında olduğunun en önemli göstergesiydi. İstanbulspor sisteme karşı çıkmanın bedelini küme düşerek ödedi. Bugün de Adana Demirspor aynı şeyi yaptı. Yarın hangi takım sırada bilemiyorum. Sakın yukarıda yazdıklarımdan sahadan çekilme kararlarını desteklediğim anlamı çıkarılmasın. Sadece Türk futbolunun geldiği/getirildiği noktaya dikkat çekmek istiyorum. Kimsenin kimseye, hiçbir kurumun diğerine güveninin kalmadığı bu sistem yıkılmalı, baştan aşağı el birliği ile yeniden kurulmalıdır. Bunun başka çaresi kalmamıştır. Mevcut sistemi bahane eden Murat Sancak için mevcut ortam, Adana’da kredisi tükenmiş bir başkanın yeniden Mavi Lacivertli camiayı kendi etrafında toplama çabasına zemin hazırlamıştır. Belki de Murat Sancak kendi adını kurtarmaya çalıştığı bu olayda el bombasının fitilini çekerek hem kendini yok etmiş hem de çürümüş düzeni paramparça ederek Türk futboluna iyilik etmiştir. Çünkü mevcut durumun sürdürülebilir olmadığı ortadadır. Futbol gitmemekte, her şey daha da çirkinleşmekte ve insanların futbol keyfi yabancı liglere yönelmektedir. Yerel lige bağlılığını sürdürenler de rakip takıma duyduğu düşmanlıkla kendini motive etmeye devam edecek ve olay futboldan çıkarak bir nevi savaş ilanına dönüşecektir. Haklı ya da haksız demiyorum ama geçen yıl İstanbulspor-Trabzonspor, bugün de Galatasaray-Adana Demirspor maçında sahadan çekilme olayları Türkiye’de futbolun dibe vuruşunun örnekleridir. Bugünkü yapıyla da bunu kurtarmanın imkanı kalmamıştır. Aklı evveller hala Türk futbolunun marka değerinden bahsetmekte, hakem kararını tartışmaktadır. Arkadaş bunlar ayrıntı, yeni olan şeyler de değil. Mesele futbol ortamında kimsenin kimseye güvenmemesi inanmaması. Güven yok. Güveni tesis etmeden hiçbir şeyi düzeltemezsin. Mesele Adana Demirspor, İstanbulspor, Galatasaray, Fenerbahçe olayı değildir. Mesele Türk futboludur. Ve Türk futbolu el birliği ile can çekişir duruma getirilmiştir. Türk futbolu tadilatlarla, restorasyonla, pansumanla düzelecek gibi değildir. Yapılacak şey yıkıp yeniden yapmaktır.