Sıkıntılı dönemlerin klişe lafıdır; “Bu dönemde birlik beraberlik içinde olmalıyız”… Ya da “Birlik beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bugünlerde”… Birlik beraberlik güzeldir, zorunludur da… Dayanışmayı ifade eder. Zor günlerde değil kolay günlerde de birlik ve beraberliğimizi korumalıyız… Ama… Vatanseverlik nutukları atan, boş boş konuşan birini gördüğümde nasıl bazı şeylerin bayrakla ezanla üstünün örtülmesi çabasının endişesini taşıyorsam, birileri de birlik beraberlikten söz ettiğinde “A ha!” diyorum, “Yine bir şeyleri gözden kaçırmaya çalışıyorlar”… Çünkü genellikle birlik beraberlik lafı edenler o güne değin hep ayrıştırmış, ötekileştirmiş, insanları etnik, dinsel vs özelliklerine göre kamplara bölmekten çekinmemişlerden çıkıyor. Birlik beraberlik gömleği üzerlerine hiç oturmuyor, eğreti duruyor, ağzına yakışmıyor. Samimiyetsizliği hemen yakalıyorsunuz. İnsanlar oyunbozan olmamak için de hemen tepki gösteremiyorlar. Yutkunuyorlar… Büyükşehir Belediye Meclisini izliyorum; üyelerden biri koordinasyon eksikliğini anlatıyor, Kızılay’ın afetin üçüncü gününde çadır satışı yapması eleştiriyor… Zatın biri de lafı alıyor, “Birlik beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde…” diye başlıyor. Be hey akıllı! Birlik beraberliğe ihtiyacımız var diye insanlar soğukta çadır beklerken bunun satış pazarlığını yapanları eleştirmeyecek miyiz? Zaten bu anlayışla benim birlik beraberliğe ihtiyacım yok ki! Benim ihtiyacım olan halkını düşünen, vatanını seven insanlarla birlik içinde olmak. Bir başkası doğayı hiçe sayarak yapılaşmaya izin verenleri eleştiriyor, ormanların katledilmesine tepki gösteriyor, bizim birlik beraberlikçi“Yapılaşma kayalık alanlara yapılmalı, ağaç kesiliyorsa yerine daha fazlası dikilir diye neredeyse ağaç katliamını savunuyor. Contayı sıyırmamak elde değil. Sağlam zemin ile orman alanı arasında farkı bile bilmiyor. Ya da rant kafası bunu gözden kaçırmak istiyor. Ve daha neler neler… Yani birlik beraberlik diye elinizi tutanlara hemen kanmayın. Elinizi verir kolunuzu kaptırırsınız. On binlerce insanın ölümüne neden olan anlayışla beraber olmamalıyız, afet gününde çadır satanlarla birlik olmanın bu ülkeye kazandıracağı bir şey yoktur. Bunlar sadece kabahatlerine ortak arıyor, ortamı kalabalıklaştırarak, dikkatlerden kaçmak istiyorlar. Mazlum mazlumla birlikte içinde olursa bunun bir anlamı vardır. Zalimle birlik içinde olmanın size kazandıracağı bir şey yoktur. Birbirimize bu zor günlerde sıkı sıkıya sarılalım, dayanışma içinde olalım, zalime fırsat vermeyelim. Ha bir de inşaatçı kafası var! Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, yüksek katlara artık izin verilmemesi gerektiğini söylerken sağduyunun sesiymiş gibi buna kıyısından köşesinden karşı çıkanları da not etmek lazım. Bazen size çok mantıklı gelen sözler öyle tehlikeli tuzaklar barındırır ki aklınız almaz… Bu başka bir yazı konusu…