Avrupa’nın, özellikle de İngiltere’nin çöpünün Türkiye’ye, özellikle de Adana’ya ‘döküldüğü’ iddiaları son 3 yıldır ara ara gündeme geliyor.
Bu iddialar bırakın Torosları, Kıta Avrupa’sını aştı Manş Denizi’ni geçerek İngiltere’ye ulaştı. ‘İngiliz Zibili’nin Adana’yı kirletmesi elin adamını rahatsız ettiği kadar nedense kokusu burnumuzun direğini çürütmesine rağmen bizi etkilemedi.
Yanlış hatırlamıyorsam bir dönem atık ithalatına kısıtlama getirildi de bu kez de geri dönüşümcüler ayaklanmıştı. Elbette geri dönüşümcülerin geri dönüştürecekleri kadar “hammadde”nin ülkeye girmesinde sorun yok. Sorun bu kisve altında ülkemizin, kentimizin Adanalı deyimiyle “zibillik” gibi kullanılmasında.
Bayramda yine bu konu gündeme geldi. İngiltere’nin en çok satanlarından Daily Mirror gazetesi kendi çöplerini Adana’ya kadar takip etti. Peşine de NadaFarhoud adlı editörünü taktı. Çöp yığınları arasında gezen İngiliz editör haberi gazetesinin manşetine taşırken, fotoğrafta elinde tuttuğu İngiliz atıklarını “Utanıyorum” diyerek gösterdi.
Avrupa’daki çevreciler de işin peşine düşüp çeşitli açıklamalarla İngiltere adına işlenen çevre cinayetinden duydukları utancı dile getirdiler.
Bir biz utanmadık yaşananlardan!
Bayram telaşına mı denk geldi bilmiyorum İngiliz gazetesinin manşetten verdiği haberi Sözcü duyurdu da haberimiz oldu. Başka da kimse oralı olmadı. İngiliz gazetesinin haberine Fransız kaldık!
Günlük siyasi polemiklerin peşine takılan yerel basınımız ise bayram tatiline devam etti. 13 günlük gazetemiz (haberle ilgilenen varsa beni bağışlasınlar) 2 televizyon kanalımız, onlarca haber portalımız sanırım bayram tatilindeydi.
Her konuda kalem oynatan köşe yazarlarımız da tatil rehavetindeydi.(*)
Bu işin bizim açımızdan özeleştiri boyutu…
Bir de siyasi boyutu var.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Hanım kız” ifadesinden mağduriyet çıkarmaya çalışanlar, kütüphanedeki provokatif eylemden siyasi rant devşirmeye çalışanlar bu konuda tek laf etmediler. Böyle bir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştılar.
Adana’nın imajını sevimli hale getirmek adına her yıl milyonlarca lira harcanıyor, büyük emekler veriliyor. Festivaller, karnavallar, şunlar bunlar…
Bütün bu çabalar bir İngiliz gazetesinin manşeti ile “çöp” oluyor. Yapılan çabaların hiçbir anlamı kalmıyor.
Bu kentin sayın valisi, sayın büyükşehir belediye başkanı, il çevre müdürü ve dahi konuyla ilgili hangi yetkilisi varsa bir şeyler yapmasının vakti gelmiştir ve geçiyordur. Bu konu bakanlık gündemine de alınmalı, etraflıca incelenmeli elde edilen sonuçlar ve yapılacak çalışmalar hakkında kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Eğer bütün bunlar yapılıyorsa, yani süreç başlamışsa yine Adanalı bir açıklamayı hak etmektedir.
Tüm bu çalışmalar yapılmalı ve bu konuda gerekirse (ki gerekiyor zannımca) İngiltere ile temasa geçilmeli.
Ardından da Adana’nın girişine şöyle bir tabela asılabilir;
“Buraya zibildöken … …”
(*) Yaptığım medya eleştirilerinden kendimi soyutlamıyorum.