Kimlik ve onunla yakından alakalı olan; “Millî Kültür”, “Vatandaşlık”, “Öteki” gibi kavramların gündemden hiç düşmediği bir dönemdeyiz. Dünyanın hemen hemen her tarafında bu hususlarda tartışmalar söz konusu. Uluslararası toplumun başlıca aktörleri bu konularda politik ve kültürel öneriler ortaya koymakta, bir takım sözleşmelerde imza edilmektedir. Kimlik konusundaki tartışmaların yoğunlaşmasındaki en önemli faktör, daha çok küreselleşme olarak ifade edilen; ekonomiden siyasete, kültürden insanların günlük hayatına kadar hemen her alanda görülmeye başlanan büyük değişim süreci gösterilebilir. Bu kapsamda özellikle iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan gelişmeler çevresel şartlarda büyük değişikliklere yol açmış, toplumsal hayattaki tüm sistem ve kurumlara tesir eden yeni eğilimler ortaya çıkmıştır. Zaten statik olmayan, toplumsallaşmayla iç içe ve üstelik çok boyutlu
bir olgu olan kimliğin çevresel şartlardaki bu değişmelere karşı son derece hassas olduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada küreselleşmeyle arttığı görülen toplumlar arası ilişkilerin, bazı hususlardaki kültürel benzeşmelerin ve benzer siyasi sistemlerin tesisinin dahi kimlik konusunda yeni söylemleri popüler kılmak için yeterli olduğuna dikkat çekmekte yarar vardır. Nitekim sırf bu tarz gelişmeleri dikkate alarak çoğul kimliklerden ve “öteki” objesinin giderek ortadan kalkacağından bahseden yaklaşımlar söz konusudur.
Siyasetin en kötü yanlarından bir tanesi de ötekileştirmekten doğan sorunlardır. Aday adayı olan ve çalışmalarına başlayan siyasiler için yolun sonu bir başlangıçtır. Seçim çalışmaları bittikten sonra aday gösterilen siyasiler artık ikinci aşamaya alınır. Bu aşama en zorlu ve yıpratıcı olan bölümdür. Siyasiler artık kendi öz kimliğini kaybetmiş ikinci grup (hayalet ekip) devreye girmiş ve siyasilerin
etrafını kelebeğin içinde bulunduğu bir koza gibi sarmaya başlamıştır. İşte tam da bu esnada siyasiler karar verme sürecine ve yol ayrımına sokulmuştur. Artık önünde tek seçenek kalan siyasinin yola çıktıkları ile değil yolda buldukları ile hareket etme seçeneğine geçiş yapacaktır. Çünkü kelebek hayata adım atabilmesi için o koza tabakasını yırtmak zorundadır. Bir siyasi için burası kırılma noktasıdır. Belki başarı gelecektir ama öz kimliğini kaybedecek, değişecektir.
Makamlar veya mevkiler gelip geçicidir. Asıl olan kimliğimizdir.
Kimliğinizi kaybetmeyin!
Sevgiler