Muhterem Çukurova Press okurları, büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının Çanakkale’de 110 yıl önce yazdığı “Çanakkale Geçilmez “ destanını yazabilecek başka bir milletin olduğunu kabul etmek mümkün değil. ..
Çünkü; düşmanın topuna, tüfeğine, cephanesine ve askerine karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları iman gücüyle karşı koyarak, “Çanakkale Geçilmez” destanını yazmışlardı… İngiliz Donanması’nı idare eden Churchill, Mustafa Kemal Paşa ve askerlerine karşı savaşı kaybettiğinden İngiliz Lordlar Kamarası mensupları donanmayı yöneten Churchill ’e “Bu savaşı nasıl kaybedersin, boğazlar nasıl bizim elimize geçmez” sorusunu yöneltmişlerdi…Bunun üzerine Curcilli ‘Ben Türklerle savaşmadım. Allah’la savaştım. Allah’ı da yenemedim” der… Bu savaş çok kanlı olmasına rağmen centilmenin de en üst noktada yaşandığı bir savaştı. Her iki taraftan da yara alanları cepheye alma noktasında her iki taraf ta ateşkes ilan ederek yaralı askerlerin mevzilere taşınmasına neden olmuşlardı…
Her Türk gencinin veya her Türk ailesinin “Çanakkale Geçilmez” destanının yazıldığı Gelibolu’yu görmelerini isterim. Bugün Gelibolu’da o savaşta şehit olan binlerce atamız yatmaktadır. Atalarımızın yanında da karşı taraftan Anzak ırkı denilen binlerce kişi o savaşta hayatını kaybettiği için onlar da bu topraklarda büyük Atatürk’ün söylediği gibi bizim misafirlerimiz olarak yatmaktadırlar… Büyük Atatürk, Anzak annelere yazdığı bir mektupta, “Evlatlarınızı merak etmeyin, onlar bizim topraklarımızda en güzel şekilde misafir edilmektedirler” diye yazmıştır.
Bugün büyük Atatürk’ün kurduğu eski ismiyle Diyanet İşleri Reisliği bugünkü ismiyle Diyanet İşleri Başkanlığı çok önemli günlerde mesela Çanakkale Geçilmez destanının yazıldığı günlerde büyük Atatürk’ün isim olarak anmıyorlar. Bu noktada yaşadığım ve hüngür hüngür ağladığım bir olayı sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum ;
“Gelibolu gezimizde Kumluca Köyünde bizi taşıyan otobüs mola verdi. Günlerden Cuma idi. (Birlikte olduğum arkadaşım Danıştay’dan emekli) abdest alarak Cuma ibadetini yerine getirmek üzere camiye gittik. Biz camiye girdiğimizde ezan okunmaya başlandı. Vaaz veren İmam efendi vaazı durdurdu, ezan bitince aynen şöyle seslendi; Muhterem cemaat… ‘Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Gelibolu’da başarılı olmasalardı bugün burada ezan sesi değil, çan sesi dinleyecektik. Hepinizden Allah razı olsun ve lütfen Mus tafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarına bir Fatiha okuyun dedi. Hınca hınç dolu olan camide ağlamayan cemaat kalmadı. Kumluca Köyü imamının bu duyarlılığını teker teker yazıyorum. Yazmamdaki ana gayem, herkesin büyük Atatürk ve silah arkadaşlarına yaptığı bu cennet vatanı kurtarmada ortaya koydukları fedakarlıkları öğrensinler veya hatırlasınlar. Unutmayalım ki; Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının anahtarı Çanakkale destanının yazılmasıdır. Bu gerçeği hepimiz bilelim ve büyük Atatürk ile silah arkadaşlarına her zaman Fatihalarla analım…
Muhterem Adanalılar, Kıymetli hemşehrilerim; Gelibolu’da Adanalı atalarımızın düşmana ayak bastırmadığı bir bölge var. O bölgeden şehit olanların tamamı Adanalıdır. Adana Bay;rı diye adlandırılan bu bölgenin biz Adanalılar tarafından görülmesi, o kahraman atalarımıza saygıyla, hürmetle Fatiha okuyarak sahip çıkılması o kahramanlarımızı mutlu eder…Bizler de böyle bir görevi yerine getirmenin huzuru ve mutluluğuyla yaşarız. Her Adanalı bir defa da olsa Adana Bayırı’nı görmeli ve de kahraman atalarıma Fatiha okumalıdır…