Hakaretamiz (hakaret içedir ifadeler) bir üslup, onu kullanana hiçbir yarar sağlamayacağı gibi, kişiliği hakkında yaratacağı kanaatle kendisine zarar da verir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın bir özdeyiş hâline gelen şu sözünü unutmamak gerekir:
‘Üslûb-i beyan aynıyla insandır.’ (Anlatım üslûbu insanın aynısıdır).
Siyasette tartışma düzeyini yükseltmek, konuşma üslûbuna dikkat etmekle olur. Demokratik rejim, farklı siyasî görüşlerin centilmenlik kuralları içinde ifade edildiği bir rejimdir. Ülke ve dünya sorunları hakkındaki düşünce ve önerilerimizi kimseye hakaret etmeden anlatabilmeli, eleştirilerimizi öyle yapabilmeliyiz. Saygılı bir üslûp, açıkladığımız düşünce ve öneriler, yaptığımız eleştiriler kadar önemlidir.”
Siyasetçi, tahammülsüz, eleştiriye gelmiyor, çok çabuk coşkuya kapılıyor ve aklından çok duygularını, ön yargılarını kullanıyor, kendi politika ve projelerini anlatmak yerine ötekini “sözle döverek” yandaşına mesaj göndermekle yetiniyor. Hedef basite indirgenince, üslup da sertleşiyor, nezaket ve insaniyet boyutu kayboluyor.
Siyasette de, tartışmada da üslup zaman zaman sertleşebilir, tansiyon kısmen yükselebilir. Elbette yapıcı ve verimli olması açısından serinkanlı bir üslubun daha isabetli olacağı kuşku götürmez. Kişilik haklarını zedeleyecek denli sınır tanımaksızın tırmanan bu dil ne yazık ki kişilik haklarını ihlal etmekle kalmıyor fakat aynı zamanda bir öfke ve nefret diline dönüşüyor.
Tabii kişisel hesaplaşmaların merkeze alındığı, her bir demeç ve söylevin intikam aracına dönüştürüldüğü böylesi bir ortamda şüphesiz ki bu anlayışın toplumu kamplara bölüp kutuplaşmalar yaratmasından başka bir getirisi bulunmuyor. Dahası bu sorumsuz davranış, var olan toplumsal gerginlikleri daha da tırmandırarak yeni düşmanlıklar yaratıyor.
İşte, siyasilerimizin sırf duygusal tatmin amaçlı bu bencil ve hırslı yaklaşımlarının bizlere kazandırdıkları bunlardan ibaret. Siyasilerin sırf kendilerini rahatlatmak adına bu çirkin söz düellosundan vazgeçmeleri oldukça önemlidir. Zira topluma kötü örnek oluyorlar
Belediye başkanları hizmet üretmek yerine birileri için üslupsuzluk üretiyorlar. Hakkaniyet ve denge kaygısı hiç yok. Üslup ki, sahibinin kişiliğini, derinliğini, sığlığını verir. Siyasette bariz bir üslup problemi var ve bununla siyasette irtifa kaybı var, öteki değerleri de aşındırıyor.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." Ziya Paşa bu beytinde diyor ki: "İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür."