Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Zeydan Karalar’ın ev sahipliğinde Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 103.yılını büyük coşkuyla kutladık.
Bu büyük coşku sabahın erken saatlerinde başlayıp gecenin geç saatlerine kadar devam etti.
Büyük Atatürk’ün Ortadoğu’dan dönüşünde Adana’da birkaç gün kalır. At üzerinde Karaisalı’ya kadar gider. Karaisalı’da çok önce tanıdığı “Koca Müftü” diye tanınan Bessami Adasal ile görüşür. Büyük Atatürk’ün çok güven duyduğu Adasal’a sorar: “Milletin durumu nedir?” Koca Müftü Adasal, “Paşam bu millet esareti kabul etmez. Planlarınızı buna göre yapın” der. Büyük Atatürk, Karaisalı’dan dönerken kafasında kurtuluş kıvılcımları çakmaya başlar. Yıllar sonra Büyük Atatürk’ün söylediği“Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur” bu önemli sözünün özü budur.
Adana’mızın kurtuluşuna gelince bu konuda yazılmış bir çok eser vardır. Bizim burada belirteceğimiz ise Adana’nın kurtuluşunda öne çıkan isimlerin yaptıklarıdır. Adana’da yaşayan Ermeniler’in ekmek yedikleri sofraya bıçak sokmaları Adana’da yaşayan erkek nüfusunun Kuvayi Milliye ruhuyla Toros Dağlarına çıkmalarına neden olmuştur. Adana’da bugün Hürriyet Mahallesi olarak bilinen yer odönemde sazlık ve bataklıkmış. Orayı çok iyi bilen merhum Şıh Cemil Toroslar’a gidecek Türk erkeklerini oradan geçirerek, Yenice üzerinden Toros Dağlarına kavuşmalarını sağlamıştır. O yıllarda yayın yapan Yeni Adana Gazetesi’nin kurucusu merhum Ahmet Remzi Yüreğir, milleti uyandırma noktasında büyük görevler yaparak, Adana’nın kurtuluşuna katkı sağlayanlardan olmuştur. Yine birçok eczacı, birçok hekim ve birçok eğitimli Adanalı Kuvayi Milliye ruhuyla Adana’nın kurtuluşuna katkı sağlamışlardır. Pozantı’da yer alan Fransız alayı Mersin ile Pozantı arasında irtibatları kesilince Pozantı sırasında Kum Boğazında 50-60 Karaisalı Kuvayi Milliye tarafından pusuya düşürülürler. Fransız komutan, “Ben komutanım ve beni ancak komutan rütbesine sahip alabilir” diye diretince Büyük Atatürk’ün talimatıyla Kayseri’de görevli yüzbaşı rütbesine sahip Sinan Tekeli Adana’ya gönderilir. Yine Büyük Atatürk’ün talimatıyla hiçbir Fransız askeri öldürülmez. Bunun nedeni daha sonra esir değişiminde görülmüştür.
Sinan Tekeli, Fransız askerlerinin kullandığı topların menzilinden uzak olan Örcün Köyü’ne karargahını kurar. Bu köyde yaşadığı dönemde de Örcün ismini koyduğu bir kızı dünyaya gelir. Kızına Örcün ismini koymasının nedeni ilk karargah kurduğu yerin unutulmamasını yeğlemiştir.
Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültelerinde Prof. olan Örcün hanımefendi Adana Aydınlar Derneği yöneticileri olarak sayın İdris Şahin ile birlikte 5 Ocak kutlamalarında Adana’ya getirdik. Örcün Köyüne keçi kılından yapılmış 2 çadır kurdurduk. Prof.Örcün Hanımın ayağına bir teke kestik. Köyün hanımları çadırın birinde Örcün hanıma ve misafirlere sıkma ve börek, diğer çadırda ise kesilen tekenin etinden kavurma yaptılar. Tarih Prof. olan Örcün Hanım, köyde bulunan insanlara babası Sinan Tekeliyi anlattı. Ve son söz olarak “Burada bulunmaktan çok mutluyum. Çünkü tarih tekerrür ediyor” dedi.
Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger ve sayın Zeydan Karalar’ın Adana’nın kurtuluşunun 103.yılında ortaya koydukları mükemmel kutlamada bizim de tuzumuz bulunsan anlayışıyla tarihe not düşmek için bu okuduğunuz önemli yazıyı yazmak gereğini duyduk.
Rabbim, güzel Adana’mıza ve Türkiye’mize bir daha böyle kurtuluş günleri yaşatmaması temennisiyle Adana’mızın 103.Yılı Kurtuluş Günü Kutlu Olsun.