İzmir ve Adana da meydana gelen depremler nedeniyle Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde yaşama bilincinde olması gerekir. 6.9 ve 6.8 İzmir ve Adana da meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlara Allah’tan rahmet dilerim. Deprem gibi ağır afet koşulları üzerinde yaşama mecburiyeti olan ülkemiz, geçmiş yıllardan bugüne kadar, kısa aralıklarla, neredeyse her bölgede büyük şiddetli depremleri tecrübe etmiş olsa da; merkezi ve yerel yönetimlerce kentleşme, yapılaşma ve planlama politikalarının ölçüsünde işletilememesi sebebiyle, halen telafisi olmayan bedeller ödemektedir. Beraberinde, deprem kuşağı üzerinde yaşama bilincinde olmakta her vatandaşın görevidir. Depremlerdeki yaralanma ve ölümlerin belirli bir kısmına, mekanlar daki iç mimari donatıların, mobilya ve aksesuarların hatalı yerleştirme ve uygulamalarının sebep olduğu gerçeğinin verilerle sabitliğine vakıf olmalıyız.  Aynı ölçüde, diğer afetler ve havaalanlarındaki çöken tavanlar gibi kazalarda da İç mimari donatıların İçmimarlık ehliyeti olmayan kişiler eliyle üretilmesinin yarattığı elim sonuçlar da kamunun malumudur. Edinilen tecrübelerle doğru orantılı olarak daha planlı, kadrolu ve profesyonel yapılaşma sürecine geçilmesi gerekirken; aksine yakın zamanda, yapı grubunun ‘teknik’ bilim mensuplarının bu vasıflarının eksiltilmesinde neredeyse sakınca görülmemiştir. Yalnızca afetlerde değil yapılaşma sürecinin her aşamasında sağlıklı, güvenli, engelsiz ve sürdürülebilir yaşama hakkının garanti altında olduğundan emin olmak için; yapı öncesi, yapılaşma süresi ve sonrasında, ayrıca tadilat projeleri ve uygulamalarında, profesyonel içmimarların görev alması ve toplumu bilinçlendirmesi zaruridir. İçmimarlar olarak, yaşam alanlarımızın tümünde; mekanların tasarım, projelendirme, uygulama dahil ruhsatlandırma aşamalarında, merkezi ve yerel yönetimlerin dikkatle eğilmesi gereken iç mimari paftalarda ve bunlara ait estetik olmanın ötesinde insan hayatını dikkate alan mekânsal detaylarda; mensuplarımızın kontrol ve denetleme yapması yolu ile yapılaşmadaki uygunluk, etkinlik ve yeterliliğin arttırılması ana amaçtır. Gerek afetlere hazırlık aşamasında, gerek afet esnası ve afet sonrasında izlenecek programların; meslek odaları, akademik kuruluşlar ve mensupları, bilim insanları ve söz sahibi kesimler dahil edilerek oluşturulması mecburiyetini de hatırlatmak isterim. Cankaybı öncelikli olmak üzere, diğer talihsiz sonuçları da getiren doğal afetlerin temelinde, yapılaşma ilkeleriyle bağdaşmayan planlama, uygulama ve denetim süreçlerinin var olduğunu ve bu süreçlerde mutlaka bulunması gereken anahtar teknik personellerin bir kısmından çeşitli gerekçelerle tasarruf edildiğini vurgulayarak; mesleki sorumluluklarımızın bilinciyle çalışmalarını sürdüren İç mimarlar Odası Adana Şube yönetimini tebrik ederim.