Büyüklerimiz, akıldanelemiz, deneyimlilerimiz ne kadar güzel insanlar. Tecrübelerini her zaman konuştururlar. Özellikle annelerimizin evlatları için yapmayacakları şey yoktur. Onların mutluluğunu, huzurunu herşeyin başında tutar. O mutluysa o da mutludur, o huzurluysa o da huzurludur. Annelerin fedakarlıkları saymakla bitmez.
Bu güzel hikaye de bunu ne güzel özetlemiş.
***
Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu. Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi.
Beklenene misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcı bir durumla karşılaştılar.
Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı. Tatlılar un kokuyor, patatesler yanmış, köfteler ise neredeyse hiç pişmemişti.
Oğlu, yeni gelini ve aile dostu, kadıncağıza durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da, yemek sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi.
Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift annelerinin elini öperek evlerine gittiler. Aile dostları ise biraz kaldıktan sonra gitmeyi düşünüyordu. Oğlu ve gelini gittikten sonra yaşlı kadına: “Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum. Bana söyler misin bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü. Bence ya hastasın ya da bir sorunun var” dedi.
Kadın, “Hayır hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak” diye cevap verdi.
Olgunluğa ve yapıcılığa bakar mısınız? Çok sevdiği evladının evliliğinde sorun çıkmaması için, yaptığı yemek ve söylediği söz alkışlanacak bir durum. Yaş almışlarımızın duyarlı ve akıllı davranışlarının hepimize örnek olması dileğimle esen ve şen kalın.