FATMA NUR TOZLU
Köşe Yazarı
FATMA NUR TOZLU
 

Zorluk mu, rahatlık mı?

Sosyoekonomik yapısı düşük olan bölgelerde yetişmiş, tabiri caizse sokakta büyümüş olan bazı çocukların,  yetişkin olduklarında cevval, tuttuğunu koparan ve hatta mesleklerinin zirvesine gelmelerindeki etkenlerden bir tanesi, hayata daha çocuk yaşta atılmış olmaları bence. Belki eğitimleri yarım kalmış, hatta lise veya üniversite hiç okumamış bile olabilirler. Ama hayat kavgasıyla erken tanışmanın,  gelişimlerine katkısının büyük olduğu bir gerçek. Tabi sağlıklı ve düzgün değerlere sahip  bir aileye veya mahalle kültürüne sahip olmaları çok önemli. Ahlaksız kazançtan bahsetmiyoruz. Küçük yaşlardan itibaren mücadelenin içinde olmaları onlara ciddi bir güç, dayanıklılık, cesaret ve deneyim kazandırıyor. Genç yaşta deneyim sahibi oluyorlar. Çözüm becerileri gelişiyor. Hayattaki sıkışıklık yani zorlanmalar , onları bir çözüm, bir çıkış noktası bulmaya zorluyor çünkü. Ebeveynleri belki de farkında bile değil neler yaptıklarının, nasıl yaptıklarının. Onlar da kendi kavgalarında muhtemelen. Trajedik hikayeler de çıkıyor buradan muhteşem başarı hikayeleri de. Üst sosyoekonomik yapıdaki temiz ailelerin temiz çocukları ise genelde beyaz yakalı olmak üzere yetiştiriliyorlar. Yollarındaki taşlar temizleniyor, prenses ve paşalar gibi her şeyleri, her istedikleri hazır şekilde… Hayattaki sıkışıklıkları, zorlanmaları, sorunları genellikle aileleri tarafından çözümleniyor. “Boşa Sıkıntıya girmesinler” ,  “Biz çektik, onlar çekmesin” , “E hazır imkanımız varken” ,  ” biz elimizden geleni yapalım, sonra bahane bulmasınlar” gibi iyi niyetli bakış açısıyla yetiştirilmenin de bir bedeli olabiliyordu elbet. Hem çalışıp hem okuyan, yalnız kaldığında ne yapması gerektiğini bilen bir gencin yanı sıra, üniversite için gittiği şehirde elektrik faturasıyla dolanan ve nasıl yapacağını bilemeyen diğer genç aynı hayat okulundan aynı anda mezun olacaklardı. Bunun bir dengesi bir orta yolu olmalı tabi ki. “Boşuna sıkıntıya düşmesin” ile çocuğa sorumluluk vermemenin, onların yapabilecekleri şeyleri ebeveynlerin yapmasının aynı şey olmadığını ayırt etmek gerekiyor. Başka bir deyişle yaşına göre sorumluluk vermenin çocuğu sıkıntıya sokmayacağını aksine sağlıklı ve özgüvenli geliştireceğini bilmek gerekiyor. Mücadele ile elde edilmiş her şey, kolay elde edilmiş her şeyden daha kıymetlidir. Mücadele ile elde edilmiş başarı-mesela iyi bir not- para biriktirilerek elde edilmiş bir tablet, veya ayakkabı hazır önüne konandan çok daha değerli ve geliştiricidir. Bırakın çocuğunuz biraz sıkışsın, mücadele etsin ve zafer kazansın. Başaramadıysa öğrenmesini alsın veya bedelini ödesin başarana kadar devam etsin. Siz sadece gözlemci olun ve ihtiyacı olduğunda yanında olun. Gelişmek sıkışıklıktan geçer. Mevlana’nın dediği gibi sıkıntılar gizli nimet barındırır. Gelişmek için konfor alanından çıkılmalıdır, mücadele edilmelidir. Kişi ne kadar uzun konforda kalırsa gelişmesi ve büyümesi o kadar gecikecektir. İster öğrenci, ister yetişkin…  
Ekleme Tarihi: 29 Temmuz 2022 - Cuma

Zorluk mu, rahatlık mı?

Sosyoekonomik yapısı düşük olan bölgelerde yetişmiş, tabiri caizse sokakta büyümüş olan bazı çocukların,  yetişkin olduklarında cevval, tuttuğunu koparan ve hatta mesleklerinin zirvesine gelmelerindeki etkenlerden bir tanesi, hayata daha çocuk yaşta atılmış olmaları bence.

Belki eğitimleri yarım kalmış, hatta lise veya üniversite hiç okumamış bile olabilirler. Ama hayat kavgasıyla erken tanışmanın,  gelişimlerine katkısının büyük olduğu bir gerçek.

Tabi sağlıklı ve düzgün değerlere sahip  bir aileye veya mahalle kültürüne sahip olmaları çok önemli. Ahlaksız kazançtan bahsetmiyoruz.

Küçük yaşlardan itibaren mücadelenin içinde olmaları onlara ciddi bir güç, dayanıklılık, cesaret ve deneyim kazandırıyor. Genç yaşta deneyim sahibi oluyorlar. Çözüm becerileri gelişiyor. Hayattaki sıkışıklık yani zorlanmalar , onları bir çözüm, bir çıkış noktası bulmaya zorluyor çünkü.

Ebeveynleri belki de farkında bile değil neler yaptıklarının, nasıl yaptıklarının. Onlar da kendi kavgalarında muhtemelen. Trajedik hikayeler de çıkıyor buradan muhteşem başarı hikayeleri de.

Üst sosyoekonomik yapıdaki temiz ailelerin temiz çocukları ise genelde beyaz yakalı olmak üzere yetiştiriliyorlar. Yollarındaki taşlar temizleniyor, prenses ve paşalar gibi her şeyleri, her istedikleri hazır şekilde…

Hayattaki sıkışıklıkları, zorlanmaları, sorunları genellikle aileleri tarafından çözümleniyor. “Boşa Sıkıntıya girmesinler” ,  “Biz çektik, onlar çekmesin” , “E hazır imkanımız varken” ,  ” biz elimizden geleni yapalım, sonra bahane bulmasınlar” gibi iyi niyetli bakış açısıyla yetiştirilmenin de bir bedeli olabiliyordu elbet.

Hem çalışıp hem okuyan, yalnız kaldığında ne yapması gerektiğini bilen bir gencin yanı sıra, üniversite için gittiği şehirde elektrik faturasıyla dolanan ve nasıl yapacağını bilemeyen diğer genç aynı hayat okulundan aynı anda mezun olacaklardı.

Bunun bir dengesi bir orta yolu olmalı tabi ki. “Boşuna sıkıntıya düşmesin” ile çocuğa sorumluluk vermemenin, onların yapabilecekleri şeyleri ebeveynlerin yapmasının aynı şey olmadığını ayırt etmek gerekiyor. Başka bir deyişle yaşına göre sorumluluk vermenin çocuğu sıkıntıya sokmayacağını aksine sağlıklı ve özgüvenli geliştireceğini bilmek gerekiyor.

Mücadele ile elde edilmiş her şey, kolay elde edilmiş her şeyden daha kıymetlidir. Mücadele ile elde edilmiş başarı-mesela iyi bir not- para biriktirilerek elde edilmiş bir tablet, veya ayakkabı hazır önüne konandan çok daha değerli ve geliştiricidir. Bırakın çocuğunuz biraz sıkışsın, mücadele etsin ve zafer kazansın. Başaramadıysa öğrenmesini alsın veya bedelini ödesin başarana kadar devam etsin. Siz sadece gözlemci olun ve ihtiyacı olduğunda yanında olun.

Gelişmek sıkışıklıktan geçer. Mevlana’nın dediği gibi sıkıntılar gizli nimet barındırır.

Gelişmek için konfor alanından çıkılmalıdır, mücadele edilmelidir.

Kişi ne kadar uzun konforda kalırsa gelişmesi ve büyümesi o kadar gecikecektir. İster öğrenci, ister yetişkin…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.