Barış hakkı, bireyler açısından da halklar açısından da bir insan hakkıdır. Çünkü barış hakkı, bir dayanışma hakkıdır. Çünkü barış hakkı, diğer bütün insan haklarının birbiriyle irtibatlı oluşu gibi diğer haklarla irtibatlıdır. Barış hakkı silahsızlanma ile yoksullukla mücadelede de birlikte düşünülmesi gereken bir haktır.
Barış, silahlı çatışma yokluğu ile sınırlı olarak kavranması gereken bir kavram değildir. Daha geniş bir kavrayış gerektirir. Uluslararası ve ulusal düzeyde kavranmalıdır. Aynı zamanda insani değerlere saygı temelli olarak kavranmalıdır. Barış düşüncesi, genel olarak insan toplumuna ve her bir topluma kalkınma, gelişme, refah, ekonomik, sosyal, kültürel standartları en üst düzeyde sağlama düşüncesiyle uyumludur.
Barış hakkı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve diğer insan hakları belgeleri esas alındığında, yaşam hakkının, işkence yasağının, gözaltında kaybetmelerin, yargısız infazların, faili meçhullerin, soykırımların olmaması; hukukun üstünlüğü ilkesinin herkes için güvence oluşturması, her türlü ayrımcılığın (ırk, dil, din, etnik, cinsiyet, engellilik, cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi, sosyal statü) ortadan kaldırılması, sosyal ve ekonomik hakların tümünün tüm bireyler ve halklar, toplumlar için tanınması ve yaşama geçirilmesi; herkesin eğitim ve kültürel haklara sahip olması, tüm çocukların insan haklarına sahip olması ve bunların yaşama geçmesi, herkesin içinde yaşadığı toplumda kendisi, toplumu ve ülkesinin yönetimi konusunda iradesini özgürce ortaya koyması ve yaşamının tüm yönlerine tam katılmasının olanaklı olmasıdır.