Bir yıl boyunca hep bir köşede unutulmuş olduğunun anımsandığı bugün, Anneler Günü olarak yaşayanlarla birlikte kutluyoruz veya aramızdan ayrılan annelerimizi özlemle anıyoruz.
Anne denince aklınıza sadece anneleriniz geliyorsa yanılıyorsunuz.
Koca bir ülke büyüklüğünde bulunan tarım alanlarımız olan topraklarımız ürün doğuruyordu!
Evet, anneydi bir bakıma, katledildi geçtiğimiz seneler içinde.
Milyonlarca ağaç değişik meyve veriyordu, hayat ve soluk veriyordu tüm yaşamımıza. Yakıldı, kesildi, söküldü...
Onlarda koparıldı analarından, beton dikildi yakılan, kesilen ve sökülen yerlerine.
Gecenin soğuk karanlığının en derin sessizliğinde hiç duymadınız mı bir yavru kedinin veya küçük bir köpek yavrusu anne diye yakaran sesini.
Onlar da hiç kavuşamadılar. Evet, onlarda katledildi, zehirlendi.
Evet Annelerimiz. Henüz anne bile olamadan tecavüz edildi, katledildi, karnında bebeğiyle bile vahşeti yaşadı parçalara böldü cani. Karnında bebeği olduğunu bile bile, 'lütfen yapma, hamileyim' yalvarmalarına rağmen karnından tekmelendi, karnından bıçaklandı, karnından silahla vuruldu...
Evet, bütün bunlar geçtiğimiz yıllar içinde oldu. İşte Anne demek, sadece annenizin fotoğrafını yılda bir defa sosyal medyadan paylaşmak değil. Her annenin her acısına, her an ortak olabilmek demektir birazda. Ne dersiniz yanlış mıyım?…