Garip bir ülkede yaşıyoruz. Yıllardır bir kısır döngünün içinde aynı sorunlarla uğraşıyoruz. İsimler değişiyor, partileri değişiyor ama temel sorunumuz aynı şekilde devam ediyor…
Türkiye’de futbol kulüplerinin içine düştüğü batak herkesin malumu. Kulüp başkanları, kendi şirketlerinde asla yapmayacağı harcamaları transfer ayağına bugüne kadar hesapsızca yaptılar. Şimdi başta 4 büyük kulüp olmak üzere takımların büyük bölümü boylarını aşmış borç batağı içinde yüzüyor. Transfer yapamıyor. Borçlarının faizini bile ödemekte zorlanıyor, sürekli borç ötelemek için formüller üretiyor, devletin kapısında yatıp vergi borçlarını sildirmeye çalışıyorlar. İş, tam bir kaos ve çıkmaza gidiyor…
Futbol kulüplerinin içine düştüğü borç sarmalının bir benzerini de belediyeler yaşıyor.
Koca belediyeler, yol, kaldırım, altgeçit, üst geçit, altyapı, park, yeşil alan gibi halkın ihtiyaç ve taleplerine cevap veremeyecek, hizmet üretemeyecek noktada. Belediyeler artık araçlarının benzinini doldurup temizlik vs gibi basit rutin işlerini yapabiliyor, işçi maaşlarını da ödeyebiliyor ise başarılı addediliyor. Düşünebiliyor musunuz?
Her türlü engel bir şekilde kılıfına uydurularak aşılmış, gerekli gereksiz ne kadar adam varsa bugüne kadar belediyelere doldurulmuş, vatandaş hizmet beklerken belediyeler aylık bütçeleri ile sadece işçi maaşlarını bile zar zor öder duruma düşmüş…
Başta belediyeler olmak üzere bu ülkede bütün kurumların bütçe harcamalarına bir standart getirilmeli. Nasıl ki aldığımız bir bilgisayara firması 2 yıl garanti veriyor ise belediyenin yaptığı kaldırımın, asfaltın, kanalizasyonun, peyzajın vs artık ne yapıyor ise bir garanti süresi olmalı. Hatırlıyorum. Bu şehirde 6 ay önce yapılan halen yepyeni durumda olan kaldırımlar başkan değiştikten kısa süre sonra sökülerek yeniden yapıldı…
İlle etrafındaki birilerine iş verip para kazandırmak için milletin parası bu kadar kolay çarçur edilebilir mi?
Sürekli refüjlerde çiçekler, süslemeler tasarımlar değiştiriliyor. Çok mu gerekli? Kim talep ediyor?
Nasıl oluyor da 13 kilometrelik bir hafif raylı sistem ve metro projesi, 20-30 yıl boyunca koca bir şehrin bütçesinin yarısını yer bitirir. Niye bir belediye, ayağını yorganına göre uzatmaz da nesiller
boyu şehrin bütçesine pranga vurur.
Hadi şehirde bir belediye başkanı, bir yönetim yanlış yaptı. Aynı yanlışa her gelen belediye başkanı nasıl ve hangi mantıkla devam eder. Aynı yöntem, aynı yanlışlar ve harcamalar isim, kılıf, şekil değiştirerek yine devam ediyor ise burada artık bir istismar var diye bakıp dur demek lazım.
Bu keyfiyete engel olacak mekanizmalar geliştirmek gerek…