Montella hoca Alanya deplasmanında rotasyona gitti, sonuç iyi de yaptığını gösteriyor. Bazı oyuncuları 2 gün sonra ki Galatasaray maçı için dinlendirdiğini söyleyenler var. ''Kimsenin yeri garanti değil'' mesajını, bazı oyunculara gönderdiğini söyleyenler var. Öyle veya böyle...Eğer Alanya gibi zorlu deplasmanda 3 puanı 3 golle alıyorsan, bir o kadar da kaçırıyorsan, rotasyon işe yaramış demektir...
Rassoul ve Simon Deli, takımımızın demirbaşları, en çok ilk 11 oynayanları. Montella hoca, onların yerine Tayyip Talha ve Kaan'ı tercih etti. Orta alan da Sinan Kurt bankomuzdu, en çok koşanımızdı. Yerine Gökhan İnler oynadı. Vargas formsuzdu, formayı Akintola'ya kaptırmıştı. Alanya karşısında yine sol kanadı Vargas'a teslim etti. Formayı teslim ettiği kişiler harikalar mı yarattılar? Yoo...Hayır...Formayı teslim aldıkları kişilerden daha mı iyi oynadılar? Tartışılır...Ama Montella formatlı takım oyununun birer parçası olmuşlarsa, sırıtmamışlarsa, hele hele takım deplasmanda galip gelmişse, Montella hocanın rotasyonunu alkışlamak lazım...
Üzerimize gelen yanar...
Bu başlığı defalarca kullandım. Evinde galibiyet içgüdüsüyle açık oynamaya çalışan, ofansif ağırlıklı takımlar tam dişimize göre...Altay, Antalya gibi...Alanya da onlardan biriydi. Bizim canımızı defansta fazla adamla kapanan, kanatları ören takımlar alıyor, Malatya, Kasımpaşa gibi...Bu görüşümü Montella hocayla paylaştım. Haklı olduğumu, kapanan takımları açmak konusunda daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi. Alanya evinde hücum ağırlıklı oynayınca, bizim hızlı forvetlerimize geniş alanlar bırakınca, oyun tam istediğimiz formata döndü. 3 attık, fazlasını kaçırdık...
Yüksek toplarda başarılıyız...
Takımımız bu sezon duran toplardan skor üretebiliyor, kalemize yönelen toplarda pozisyon yemiyoruz. Nedeni? Defansta iyi yükselebilen Samet, Tayyip, Simon, Rassoul'umuz var. Orta alanda Stambouli, Bjarnason üstünlüğümüz var. Forvette Assombalonga, Akintola ve Balotelli'miz var. Bu kadar başarılı hava köprüsü, başka takımlarda yok...
Balotelli oynadı, oynattı...
Dünya yıldızımız Balotelli, Alanya karşısında iş başındaydı. Çok istekli, arzuluydu. Sinirlerine hakimdi. Rakip defansla boğuştu, zorladı. Şut denemelerinde bulundu. Duran topta herkesten fazla yükselerek golünü attı. Bjarnason'un attığı golde Yunus'un koşu yoluna attığı pas, futbol aklının eseriydi. Üstüne üstlük, kalemize yönelen duran topları ön direkte uzaklaştıran kişiydi...
Yunus sahanın yıldızıydı...
Alanya'nın sol kanadını hallaç pamuğu gibi attı Yunus...Sevdiği defans arkası geniş alanları bulunca forvette etkili oldu ve gollerimizin hazırlayıcısı oldu. Bununla da kalmadı, defansına yardım etti, Svensson'un önünü kapattı. 2 sezondur biz de ve üstüne koya koya futbolunu geliştiriyor...
Gökhan İnler gelince Stambouli...
Sinan Kurt'un yokluğunda takıma giren Gökhan İnler ön liberoya oturunca, Stambouli daha fazla forvete yakın oynadı, şut girişimlerinde bulundu. Gökhan, Sinan kadar koşmasa bile, deneyimini kullanarak rakip atakları kesti, kazandığı topları olumlu kullandı. İsimler kim olursa olsun, Montella hoca orta alanda oynayanların skora daha fazla katkıda bulunmalarını istiyor...Belhanda son dakikalarda oyuna girdi, sanki 2 gün sonra eski takımı Galatasaray'a karşı şans bulacak. Zaten takımımızında Belhanda kalitesine ihtiyacı var, yeter ki formunu yakalasın...
Samet takip etmeliydi...
Samet, Montella hocanın kendine verdiği şansı iyi kullanarak, defansımızın yıldızı oldu. Hava toplarında üstünlüğünün yanına, kesiciliği de ekleyince, futbol piyasasında konuşulmaya başlandı. Alanya karşısında da başarılı bir maç çıkardı ama yediğimiz golde Diedhiou'yu sonuna kadar takip etmeliydi...
Kısa kısa...
-Kalede Muriç harikalar yaratıyor. Yan topları kimsye bırakmadığı gibi, karşı karşıya refleks üstünlüğünü sergiledi...
-Svensson standartını yakaladı, altına düşmüyor. Hücumda da vardı, savunmada da...
-Vargas nefis bir gol attı ve formayı kaptı...
-Akintola'nın takımımıza vereceği daha çok şey var...
-Assombalonga'nın yerine Ocak transferinde daha iyilerini alabiliriz...
-Hakem Hüseyin Göçek her zaman ki gibi, sadece idare etti...
Özetle...
Süper ligin ilk yarısının bitmesine 2 maç kala, rüyalarımızdaki 27 puanda ve sırlamadayız. Kalan iki maçımız sarı kırmızılı Galatasaray ve Göztepe ile...Hani ''üzerimize gelen yanar'' tabirini kullanmıştım ya, her ikisi de ofansif oynayan takımlar...30 puanın üstünde bir puanla ligin ilk yarısını kapatabilirsek, Ocak transferine bakışımız da farklı olur...Murat Başkan ve ekibi, Montella hocayla elele vererek Ocak transferine damga vuracağa benzer...