Bakmayın Kasımpaşa’nın en altlarda olmasına. Rize ile birlikte bir çıkış yakalama arzularının olduğunu, Montella’da anlamış olmalı ki, maçtan önce “bu maçın zor geçeceğini” söylemişti. Maç zor geçmedi ama Demirspor, skorun oluşumunu bir bakıma kendi zorlaştırdı.
Neden mi?
Demirspor açısından baktığımızda, Assombalonga’nın ayağından kaçan üç net pozisyon var. Vargas’ın direkten dönen bir şutu, ceza sahasının önünden direği yalayarak giden şutu, sayabileceklerimin içinde en net olanları. Kasımpaşa’nın ise maçın sonunda bulduğu, Muric’in pozisyonu da bir puanı da kurtardığı nerdeyse tek pozisyon. Gol olsa hep birlikte “atamayana atarlar” sözünün tekrarlardık.
Dış saha;
Demirspor kadro yapısı anlamında, standart bir kadroyu oluşturdu. Son iki-üç maçtır, Bjarnason’un yerine Akıntola’nın takımda yer bulması, belli ki hoca; Vargas-Yunus-Akıntola üçlüsüyle önde hareketli bir yapıyı oluşturma ve oynatma arzusu var.
Dış sahada, ev sahibinin baskılı oyun arzusu her takımın birincil tercihidir. Böyle durumlarda, yukarıdaki üçlünün en kolay yapabileceği iş, rakip defansın arkasına atılan uzun toplarla buluşup sonuca gitmektir. Altay maçının, görüntüsü de sonucu da tamamen buydu.
Ya iç sahada;
Doğrusunu söylemem gerekirse; Kasımpaşa maçında da zaman zaman dış sahadaki gibi uzun paslarla, rakip defansın arkasına adam kaçırmayı denedik. İç saha formasyonunu biraz değiştirmek gerekecek sanki. Assombalonga’nın güçlü fiziği ile topu ileri taşımak için yeterli olsa da, kale önünde topa dokunuşları gerçekleştiremiyor olması, özellikle iç sahada Balotelli ile başlamak, forvet arkasına Bjarnason gibi gole yakın oyuncuları koymak bir çözüm önerisi gibi görünüyor. Bunu çözecek kişi de zaten Montella.
Demirspor kötü oynadı demek, ona haksızlık olur. Ama şunu söyleyebilirim; Kasımpaşa maçı biraz dağınık, tümleşik yapıdan biraz uzak bir oyun oynadı. Özellikle ilk yarıda, defanstan çıkarken yapılan basit top kayıplarını söyleyebilirim. Takımın en hareketli, sonuca etkileyen oyuncusu Vargas’ın bireysel oyun arzusunun da törpülenmesi lazım.
Oyuncu performansları;
Sonucu etkileyen kaleci Muric. Standart oyunu ile Svensson. Artan oyun anlayışları ile tandemin değişmeyen oyuncusu Simon Deli-Samet. Sorumlu oyunu ile kaptan Rassoul. Orta ikilinin iki hammalı Sinan-Stambouli. İleri üçlünün fırtınaları Vargas-Yunus-Akıntola. Son dokunuşlarda problem yaşayan Assombalonga’y bir bakışta söylemem lazım.
Maçtan sonra Montella’nın "Maçın genelinde çok fazla pozisyon bulduk, değerlendiremedik. Dediğim gibi istediğimiz sonuç değil ama kabul etmek zorundayız ve bir dahaki maçtan itibaren tekrardan istediğimiz sonuçları almak için ne gerekiyorsa yapacağız." Sözleri, basitçe bu maçı bundan sonrakileri özetlemiş.
Son söz;
Demirspor için, on dört haftada yirmi puan yeterli mi diye sorarsanız, çok ucuz kaybedilen bir-iki maçtaki puan kayıplarını saymazsak, bu puanların yeterli olduğunu söyleyebilirim. Önce takım olabilmek gerekiyordu, onu da başardı.