Murat Başkan ile başlangıç devri, toparlanma devri, yükselme devri sonucunda Süper lige merhaba derken başlayan Lale devri bitti, duraklama devrine girdik. 6 haftada alabileceğimiz 18 puanın,14 ünü kaybedilmesi ve ortaya konan oyun, bu sürecin göstergesi… Geçen yazımın başlığının ‘’Çanlar kimin için çalıyor?’’ olduğunu hatırlatarak, bu sürecin doğru yönetilmesi gerektiğini, önlem alınmazsa ardından gerileme, çöküntü devrinin gelebileceğini hatırlatarak, umutlarımızı Murat Başkanın alması gereken radikal kararlara bağlayalım…
Bu olumsuz giden sürecin nedenlerini saymaya kalkarsam, en başa tutmuş aşıya devam etmemeyi koyarım. Gerçekten Montella hocayı Sadece Adana’ya değil, Türkiye’ye kazandırmakla büyük alkışı hak eden Murat başkan, gönderilmeme konusunda aynı başarıyı gösteremedi. Aşı tutmuştu, devam edilmesi gerekirdi…
Sezona Kluivert hoca ile başlamak, ‘’Ya tutarsa’’ misali bir deneyimdi.Montellahoca çıtayı o kadar yükseğe koymuştu ki, alınan skorları, ortaya konan oyunu taraftar bir türlü benimseyemedi. Yönetim de arkasında durmayınca ilk yarı bitmeden yollar ayrıldı. ‘’Gelmesi de, bu kadar erken gönderilmesi de hataydı’’ diyenler oldu…
Kadro mimarisinde hatalar oldu diyenler haklı çıktı zira o kadar transfere karşın hala Montella kadrosundan 9 oyuncuyla sahaya çıkıldı. Gravillon defansa oturdu, forvette Niang yokluktan oynuyor. Geri kalanlar geçen seneden…
Hemen bütün oyuncuların form düzeylerinin, geçen yıl ki performanslarının altında olduğunu herkes görüyor. Bu form düşüklüğünü istikrarsızlığa, transfer dedikodularına, disiplinsizliğe ve Murat başkanın itiraf ettiği ekonomik sıkıntıya bağlayanlarda var…
Sebep ne olursa olsun, Murat Başkan yumruğunu masaya vurmalı, radikal kararlar almalı, bu duraklama devrine ‘’dur’’ demeli…Yoksa…’’Yoksa’’yı düşünmek bile istemiyorum…
Gelelim Gaziantep maçına…
Tipik bir Sumudica maçıydı. Ne demek Sumudica maçı? Klasik 3 stoperle çıkar, kanatları geriye çekip kitler, 5 li defansa döner. Kanatlar kitlenince de bizim takımın canını al. Nitekim Malatyaspor ile gelip bu şekilde bizi Adana’da yenip gitmedi mi? Zaten tek kanat oynuyoruz, Yusuf Sarı’ya da kademeli önlem alınınca, ilk yarı varlık gösteremedik. Orta alan da görevli Ndiaye- Stambouli- Belhanda üçlüsü bastonlarını evde unutunca, göbekten kaleye yaklaşamadık. İlk yarıyı Niang’ın kafa şutuyla tamamladık. Devre arasında Serkan Damla hoca benim gördüklerimi saptamış olacak ki, ikinci yarıya büyük bir cesaretle(!)Niang- Belhanda- Ndiaye üçlüsünü kulübede oturtarak başladı. Bu bir devrimdi, ikinci yarı biraz kıpırdayınca iki gol bulduk ancak skor bizi yanıltmasın, ilk yarıda ki kötü oyunun üstünü örtmesin…
15 gün içinde yeni hoca gelecek…
Bu cümle Sevgili Murat Başkana ait. Tercihini doğru kullanmalı. Takımın oturmuş oyun şablonu üzerinde fazla oynamadan, cebinde alternatif B ve C planları olan, mevcut oyuncuların form düzeylerini yukarıya çekebilecek bir hoca tercih etmeli ve Serkan Damla hocayı da yanına monte etmeli. Serkan hoca düzgün konuşan, iletişimi güçlü ve cesaretli bir hoca. Gaziantep karşısında 3 kilit oyuncuyu yanında oturtmak, her hocanın harcı değil. Ancak bazı taraftarların istediği gibi, ‘’Serkan hoca ile devam edilsin’’ cümlesini erken buluyorum…
Kısa kısa…
Maçın başlama vuruşu ile birlikte bütün futbolcular alkış tutarak ‘’futbolda şiddet’’ olayını protesto ettiler…
-Emre Akbaba oynadığı maçlarda varını yokunu ortaya koyuyor. Gaziantep’te de golünü atarak takımımızı umutlandırdı…
-Yusuf Erdoğan, Rodrigues’in yokluğunda oynadığı mevkiinin hem defansında hem de ofansında vardı…
-Defansta Svensson ve Semih görevlerini yaptılar…
-Azeri kaleci Magomedaliyev iyi toplar çıkarmasına karşın, kötü goller de yedi. Ertaç’ında tutarsızlığını göz önüne alırsak, oturaklı kaleci gereksinimi görünüyor…
-Cissestoperde Gravillon’un Semih ile yakaladığı uyumu yakalayamadı. Uzun boyuna karşın duran topu uzaklaştıramaması, ilk gole neden oldu…Gravillon’un transfer dedikoduları, formunu etkiledi…
-Serkan hocanın oyundan aldığı üçlüden Belhanda ile fikrimi, yazılarımı takip eden herkes biliyor. 3 sezondur ne oynadığının özeti, Gaziantep maçının ilk 45 dakikasındaydı. Niang’ınforvette aradığımız golcü olmadığını defalarca yazdım. BadouNdiaye’nin geçen sezon ki formunu yakalamadığını birkaç kez vurguladım…
-Stambouli bu formu ve fizik gücüyle formayı kapamaz…
-Uzun süre ortalarda görünmeyen Akıntola’nın ikinci yarı oyuna dahil olması, bir nefis gol bir asistle puanı kurtarması, maçın ilginç olayıydı…
Kulübeden gelen Yusuf Barasi ve Michut, 45 dakikada varlık gösteremezken, Tayfun ve Nani’nin oyuna dahil olmaları göstermelikti…
Özetle…
Devre arasına İstanbulspor, Antalyaspor ve Başakşehir olmak üzere 3 maç kaldı. Toplayabileceğimiz en fazla puanı toplayıp, yeni hocamızla ve transferlerle, ligin ikinci yarısına başlamalıyız. Gaziantep maçının skoru bizi aldatmamalı. Murat başkanın transferde performans göstererek yükselen ivme yakalayacağından eminim, Lale devrini çok sevmiştik…