Adana Demirspor Kayseri deplasmanından 1-1 lik beraberlikle dönüyor. Soruyorum? Deplasmandan puan getirdiğimiz için kazançlı mıyız, ayağımıza kadar gelen 3 puanı, maçın sonlarına doğru karambol golü ile kaybettiğimiz için zararda mıyız?
Nereden baktığınıza bağlı...Bardağın dolu tarafından bakarsak,
Bizim kadar puan toplamış Kayserispor gibi güçlü ve son 4 maçını kazanmış formda bir takımdan, deplasman da puan çıkarmak kazanç gibi görünüyor…
Bardağın boş tarafından bakarsak,
Kemikleşmiş Emre Akbaba- Stambouli- Belhanda- Badou Ndiaye'den kurulu orta dörtlümüzün 3 ünden, sağ kanat ataklarımızı düzenleyen Svensson'dan, trafik kazası geçiren Balotelli'den yoksun olmamıza karşın, galibiyeti maçın sonlarında yediğimiz karambol golüyle kaçırıyorsak, ben iki puanı kayıp sayarım...
Oyun akışı…
Oyunun ilk yarım saatinde ev sahibi Kayserispor etkiliydi, pozisyonlarda yakaladı. İlk yarının son 15 dakikasında oyunu dengeledik, golü de bulup devreyi önde tamamladık. 3. çeyrekte gol yememek bizim için önemliydi, yemedik. Son çeyrek tam bizim istediğimiz formata dönmüştü. Ev sahibi takım risk alarak gol arayacak bu da bizim ekmeğimize yağ sürecekti, maç Yusuf’ların maçı olacaktı. Ancak duran topta oyuncularımız pozisyon hatası yapıp Aylton’u arka direkte unutunca beraberlik golünü yedik, farkı arttıracağımız fırsatı kaçırdık. Bu nedenle yukarıda ‘’iki puan kayıptır’’ dedim…
Orta alan yükü Badou Ndiaye’ye kaldı…
Geçen sezondan bu yana takımımızın orta alan yükünü Stambouli- Badou Ndiaye- Emre Akbaba- Belhanda çekiyordu. Stambouli’nin babasının vefatı ve formsuzluğu, Belhanda’nın kart cezalısı olması, Emre Akbaba’nın milli maçta sakatlanıp hazır olmaması nedeniyle, orta alanın yükü Badou Ndiaye’ye kaldı. Kluivert hoca Badou Ndiaye’nin yanına Tayfun ve Michut’u eklemişti ama bu ikili Badou’nun yükünü hafifletmeye yetmedi. Michut ilk defa vitrin fırsatı buldu, PSG den kiralanan bu genç, yaptığı hareketlerle kumaşının iyi olduğunu gösterdi ama henüz bu ligin istediği fizik gücüne ve mücadele dozuna hazır değildi. Keza Tayfun’da çalışkandı, araya iki güzel pas attı ama orta alanın istediği yaratıcılık yoktu…
İşin ilginç yanı 21 kişilik esame listesinde genç İzzet’ten başka orta alan oyuncusu yoktu…
Semih sağ, Gravillon sol stoper oynadı…
Son maçlarda Semih sol stoperde sırıtıyordu, Kluivert hoca Kayseri deplasmanında Semih’e sağ stoper, Gravillon’a sol stoper görevi vererek doğru yaptı. Aslında da önce ki maçlarda yapılması gerekirdi. Her ikisi de canla başla oynadılar…
Defansın sağında Svensson’un yokluğunda, Dorukhan vardı. Orijini sağbek olmamasına karşın, oynamışlığı vardı. Savunmada önemli müdahaleleri vardı ancak Svensson’un hücum aksiyonlarını çok aradım. Bu arada bir çift sözüm de İsmail Çokçalış’a…Eğer Svensson’un yokluğunda formayı kapamıyorsan, yerini devşirme Dorukhan’a kaptırıyorsan, çok çalışman ve aynaya bakman lazım, tren kaçıyor…
Defansın solunda Her zaman olduğu gibi, Rodrigues vardı. Oyunun defans bölümünde arkasına çok adam kaçırdı neredeyse rakip bütün ataklarını bu kanattan geliştirdi. Oyunun ofans bölümünde etkiliydi hele arttığımız golde topu kapması, 35 metre sürmesi, defansı çalımla geçmesi ve Niang’a doğru pas çıkarması birinci sınıftı. Montella hoca zamanında bu tür aksiyonları daha sık yapıyordu. Sanki Kluivert hoca ile özgürlükleri biraz kısıtlanmış gibi. Hücumda yararlı oluyorsa, arkasını doldurmak konusunda hocaya görev düşüyor…
Forvetimiz etkisizdi…
Kayserispor karşısında hücum kanatlarımızı Yusuf’lar kullandı. Yusuf Sarı milli takıma seçilip bir de sakatlık sonrası, eski formuna bir türlü dönemedi. Milli takım havalandırmış olabilir, transfer dedikoduları kafasını karıştırmış olabilir. Yusuf bu forma sayesinde futbola geri döndüğünü unutmamalı. Dorukhan’ın önünü kapamada eksik kaldı, hücumda da etkisizdi. Tam lazım olacağı son 15 dakikada oyunda yoktu…
Sol kanatta Yusuf Erdoğan için de aynı cümleleri kullanabilirim. Takipçiliği sayesinde golünü attı. Takımımıza daha fazla katkı potansiyeli var…
Takımımızın santrforu Niang bırakın pozisyona girmeyi, topla buluşma da güçlük çekiyor. Tabii bunda kanatların yeterince çalışmamasının, orta alandan kreatif pas gelmemesinin rolü büyük. Buluştuklarında da Adana Demirspor için yeterli bir santrfor olmadığını gösterdi…
İşin kötüsü, son çeyrekte kulübeden gelen Nani- Zeneli- Yusuf Barasi üçlüsünün etkili ve katkılı olamamaları, bu formayı hak etmedikleriydi…
Kaleci Ertaç gereksiz hareketlerden kaçınmalı…
Ertaç Süper ligde oyunu geriden başlatan kalecilerden biri. Oyun takibi ve refleksleri ile milli takım kalesini de hak etti. Ancak Kayserispor karşısında taca giden topa vurarak sarı kart gördü. Milli takım seviyesinde olan bir kaleci, bu kadar kolay kart görmemeli. Ayrıca pas isabetlerinde düşüş var, dikkatli olmalı…
Kluivert hoca yeni formatlar denemeli…
Takımımız geçen sezon Montella hocanın yarattığı şablonla ve hemen hemen aynı oyuncularla yoluna devam ediyor. Kanatlar uçuyorsa, galibiz. Rakip kanatları kilitlemişse, çalışmıyorsa, yokuz. Takımımızın mutlaka B planı olmalı, ortadan varyasyonlar geliştirmeliyiz. Şu anda oyuncularımızın bireysel performansı skoru tayin ediyor. Rakiplerde takımımızın ne oynadığı biliyor ona göre önlem alıyor. Sahamızda seyircimizin coşkusuyla maç kazanabiliyoruz ama deplasmanda 4 aydır 3 puanı bir arada göremedik…
Taraftarımız deplasmanda takımını yalnız bırakmadı…
Vefakar taraftarlarımız Kayseri deplasmanında da takımlarını yalnız bırakmadılar ve kendilerine ayrılar 1570 kişilik misafir tribününü doldurdular. Maç boyunca takımlarını desteklediler…
Özetle…
3.lük koltuğumuzu Beşiktaş’a kaptırdık, Trabzon galip gelirse 4.lükten de olabiliriz. Tabii önemli olan, lig sonunda ki sıralama… 3 haftalık periyotta Samsun ve İstanbulspor’u evimizde ağırlayacağız, araya Galatasaray deplasmanını sıkıştıracağız. Ocak transferine kadar mevcut kadromuzla gideceğiz ama eksiklerimiz çok ve kalitemiz düşük…Şimdiden planlamayla mutlaka en az 3 mevkiye kaliteli transferler bekliyorum. Ucuz, bonservisi elinde transfer politikası bize Avrupa kapılarını kapatabilir. Murat Başkana çok iş düşüyor…