“Gazeteciler bu ülkenin nefes borularıdır”

Gündem 01.03.2022 - 10:44, Güncelleme: 16.01.2023 - 07:02 2811+ kez okundu.
 

“Gazeteciler bu ülkenin nefes borularıdır”

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, son dönemlerde gazetelere ve gazetecilere yönelik saldırılara tepki göstererek, “Türkiye’nin nefes boruları gazetecilerdir.
SABİT ÖZKESER / ÖZEL HABERİ   Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Tehlikeli bir noktaya doğru gidiyoruz” dedi. “HEPİMİZİN HABERCİYE GAZETECİYE İHTİYACI VAR” Yerel “Haberci” gazetesine ve sahibi ile çalışanlarına bir grubun yazılan bir haberden dolayı yumurtalı ve boyalı saldırı gerçekleştirmesi dolayısıyla Mersin’e sendikanın avukatı Ülkü Şahin ile birlikte gelerek tepkilerini dile getiren TGS Başkanı Gökhan Durmuş,  daha sonra Adana’ya da uğrayarak çeşitli ziyaretlerde bulundu. Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya ve Gazeteci Armağan Kabaklı ile birlikte Çukurova Press’i de ziyaret eden Durmuş, “Son günlerde hepimiz açısından kaygı verici şeyler yaşandı.  Mersin’de gazeteye yumurtalı ve boyalı saldırı, Kocaeli’de ise gazete sahibi öldürülüyor. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hepimizin haberciye, gazeteciye ihtiyacı var” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE GAZETECİLERE CİDDİ BASKILAR VAR” Mersin’de ‘Haberci’ gazetesine yönelik 100 kişilik bir grup tarafından ‘haberinizi beğenmedik, yalan haber yapıyorsunuz’ diye bir saldırı yapıldığını,  arkasından da bir-kaç gün sonra Kocaeli’de SES Gazetesi’nin Sahibi Güngör Arslan’ın “Haberini beğenmedim” deyip öldürüldüğüne dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Sendikası  Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Türkiye’de medyaya, gazetecilere yönelik uzun yıllardır zaten baskılar her yönüyle RTÜK’üyle, Basın İlan Kurumu’ndan ilanların kesilmesiyle,  mahkemeleriyle ciddi baskılar vardı. Son saldırılarla birlikte tehlikeli bir noktaya doğru gidiyoruz” dedi. Durmuş, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “YAPILAN SALDIRILARIN HİÇ BİRİNDE SALDIRGANLAR NEREDEYSE HİÇ CEZA ALMADI” “Özellikle yerel basın, yerel iktidarla ve buradaki ‘güçlü’ insanlarla ilişkileri daha yakın, daha birbirine dokunan bir ilişkiler var. Dolayısıyla ‘Haberini beğenmiyorum, o yüzden seni katlettim” ve  “Haberini beğenmiyorum senin kapında boya atarım, yem atarım ve yumurta atarım” gibi sözlerle saldırıda bulunması tehlikeli bir gidiş. Türkiye’nin nefes boruları gazeteciler. Bu nefes borularına bir saldırı olduğunda, burada gazeteciler tehdit edildiğinde aslında Türkiye toplumu kendi haber alma hakkını  ortadan kaybediyor. Dolayısıyla biz bu noktaya gelmesinde ve öncesinde sürekli  hep  şunu vurguladık ; gazeteciye yönelik saldırılar cezasızlıkla sonuçlanmasın.  Eğer birisi gazeteciye yönelik fiziki bir  saldırıda bulunuyorsa en ağır şekilde cezalandırılmalı ki, bu gazetecinin kişisel can güvenliğinin ötesinde toplumun haber alma hak için de elzem  bir durumdur. Bir daha buna cesaret edemesin. Ama son yıllarda gazetecilere yönelik saldırıların hiç birisinde saldırganlar neredeyse hiç ceza almadı. “ADALET VE İÇİŞLERİ BAKANLIKLARI DAHA TİTİZ VE DAHA HASSAS DAVRANMALI” Şimdi böyle bir tabloda o zaman da şöyle bir sahne ortaya çıkıyor; haberini beğenmedim bir gazetenin önünde eylem yaptım, o gazeteciyi tehdit ettim, dövdüm, öldürdüm bir tablo. O yüzden Adalet Bakanlığı’nın da İçişleri Bakanlığı’nın da bu konuda daha titiz ve daha hassas davranması gerekiyor. Çünkü hepimizin habere ihtiyacı var, hepimizin haberciye, gazeteciye ihtiyacı var. Beğenmediğiniz bir haber olabilir ama bunun yolu o gazeteciyi öldürmek, o gazetenin önünde eylem yapmak değil. Demokratik yollar içerisinde gerekiyorsa suç duyurusunda bulunmak ve hukuki yollara başvurmaktır.” “DEVLET KAMU YARARI GÖZETEREK DESTEK PAKETİ SUNMALI” Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş,”Ama asıl olarak devletin 2 şeye tedbir alması  gerekiyor; burada bir kamu yararına kamu yayıncılığını kabul edip bütün gazeteler ve medya açısından bunun özel bir desteğe ihtiyacı olduğunu görmesi lazım” diyerek daha sonra şöyle devam etti:. “Evet toplumda ciddi bir ekonomik kriz var, nasıl ki; gıda fiyatlarında KDV’yi bire indiriyor, kağıt fiyatlarında da indirecek… Nasıl ki Basın İlan Kurumu’ndan ilan sorunu var. Gazeteler açısından en büyük ve çok önemli olan icra ilanlarıydı. Ancak bu ilanlar çekildi. Eskiden 10 tane ilan gelirken, şimdi 2 tane ilan geliyor. Özellikle  basılı gazetelerin yaşayabilmesinin yegane yolu devletin bir kağıt desteği sağlaması. Devlet eğer bir kağıt desteği sağlamazsa kaçınılmaz olarak basılı gazeteler bitecek. Kağıt üretmiyorsun, kağıt fabrikan yok, kapattın. Üstüne sürekli yurtdışından dövize endeksli bir kağıt ve orada da bir tekelleşmeye neden oldun. Dağıtımda tekelleşmeye neden oldun, nefes aldırmayan bir tablo var ve bunun değişmesi lazım. Devletin gazetelere ve gazetecilik mesleğine bir kamu yararı gözeterek davranması ve buna göre bir destek paketi sunması gerekiyor. Ama biz bu destek paketini şöyle tarif etmemeliyiz; patronun cebine ekstra para giren bir gerekiyorsa onu da denetleyin…Sen benim bu desteklerimle yapacağın örneğin; 100 lira kar koymayacaksın cebine,  20 lira koyacaksın… Kalan 80 lirayı burada daha fazla istihdama, daha kaliteli içerik üretilmesine harcayacaksın diye böyle bir koşul koyarak… Bu iktidarda genelde şöyle olur; birilerini zengin etmek üzere bir  politika üretiliyor. Tamam Çukurova Press Gazetesi yaşasın ama bu gazete 10 kişi ile değil, 50 kişiyle çalışan bir gazete olsun. Patron kazansın, yüzde 50 ile kazansın.  O yüzde 50 de Adana’da işsizlik sorununa bir katkıya dönüşsün. Böyle bir mekanizma kurulması gerekir. “    
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, son dönemlerde gazetelere ve gazetecilere yönelik saldırılara tepki göstererek, “Türkiye’nin nefes boruları gazetecilerdir.

SABİT ÖZKESER / ÖZEL HABERİ

 

Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Tehlikeli bir noktaya doğru gidiyoruz” dedi.

“HEPİMİZİN HABERCİYE GAZETECİYE İHTİYACI VAR”

Yerel “Haberci” gazetesine ve sahibi ile çalışanlarına bir grubun yazılan bir haberden dolayı yumurtalı ve boyalı saldırı gerçekleştirmesi dolayısıyla Mersin’e sendikanın avukatı Ülkü Şahin ile birlikte gelerek tepkilerini dile getiren TGS Başkanı Gökhan Durmuş,  daha sonra Adana’ya da uğrayarak çeşitli ziyaretlerde bulundu. Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya ve Gazeteci Armağan Kabaklı ile birlikte Çukurova Press’i de ziyaret eden Durmuş, “Son günlerde hepimiz açısından kaygı verici şeyler yaşandı.  Mersin’de gazeteye yumurtalı ve boyalı saldırı, Kocaeli’de ise gazete sahibi öldürülüyor. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Hepimizin haberciye, gazeteciye ihtiyacı var” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE GAZETECİLERE CİDDİ BASKILAR VAR”

Mersin’de ‘Haberci’ gazetesine yönelik 100 kişilik bir grup tarafından ‘haberinizi beğenmedik, yalan haber yapıyorsunuz’ diye bir saldırı yapıldığını,  arkasından da bir-kaç gün sonra Kocaeli’de SES Gazetesi’nin Sahibi Güngör Arslan’ın “Haberini beğenmedim” deyip öldürüldüğüne dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Sendikası  Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Türkiye’de medyaya, gazetecilere yönelik uzun yıllardır zaten baskılar her yönüyle RTÜK’üyle, Basın İlan Kurumu’ndan ilanların kesilmesiyle,  mahkemeleriyle ciddi baskılar vardı. Son saldırılarla birlikte tehlikeli bir noktaya doğru gidiyoruz” dedi. Durmuş, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“YAPILAN SALDIRILARIN HİÇ BİRİNDE

SALDIRGANLAR NEREDEYSE HİÇ CEZA ALMADI”

“Özellikle yerel basın, yerel iktidarla ve buradaki ‘güçlü’ insanlarla ilişkileri daha yakın, daha birbirine dokunan bir ilişkiler var. Dolayısıyla ‘Haberini beğenmiyorum, o yüzden seni katlettim” ve  “Haberini beğenmiyorum senin kapında boya atarım, yem atarım ve yumurta atarım” gibi sözlerle saldırıda bulunması tehlikeli bir gidiş. Türkiye’nin nefes boruları gazeteciler. Bu nefes borularına bir saldırı olduğunda, burada gazeteciler tehdit edildiğinde aslında Türkiye toplumu kendi haber alma hakkını  ortadan kaybediyor. Dolayısıyla biz bu noktaya gelmesinde ve öncesinde sürekli  hep  şunu vurguladık ; gazeteciye yönelik saldırılar cezasızlıkla sonuçlanmasın.  Eğer birisi gazeteciye yönelik fiziki bir  saldırıda bulunuyorsa en ağır şekilde cezalandırılmalı ki, bu gazetecinin kişisel can güvenliğinin ötesinde toplumun haber alma hak için de elzem  bir durumdur. Bir daha buna cesaret edemesin. Ama son yıllarda gazetecilere yönelik saldırıların hiç birisinde saldırganlar neredeyse hiç ceza almadı.

“ADALET VE İÇİŞLERİ BAKANLIKLARI DAHA TİTİZ VE DAHA HASSAS DAVRANMALI”

Şimdi böyle bir tabloda o zaman da şöyle bir sahne ortaya çıkıyor; haberini beğenmedim bir gazetenin önünde eylem yaptım, o gazeteciyi tehdit ettim, dövdüm, öldürdüm bir tablo. O yüzden Adalet Bakanlığı’nın da İçişleri Bakanlığı’nın da bu konuda daha titiz ve daha hassas davranması gerekiyor. Çünkü hepimizin habere ihtiyacı var, hepimizin haberciye, gazeteciye ihtiyacı var. Beğenmediğiniz bir haber olabilir ama bunun yolu o gazeteciyi öldürmek, o gazetenin önünde eylem yapmak değil. Demokratik yollar içerisinde gerekiyorsa suç duyurusunda bulunmak ve hukuki yollara başvurmaktır.”

“DEVLET KAMU YARARI GÖZETEREK DESTEK PAKETİ SUNMALI”

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş,”Ama asıl olarak devletin 2 şeye tedbir alması  gerekiyor; burada bir kamu yararına kamu yayıncılığını kabul edip bütün gazeteler ve medya açısından bunun özel bir desteğe ihtiyacı olduğunu görmesi lazım” diyerek daha sonra şöyle devam etti:.

“Evet toplumda ciddi bir ekonomik kriz var, nasıl ki; gıda fiyatlarında KDV’yi bire indiriyor, kağıt fiyatlarında da indirecek… Nasıl ki Basın İlan Kurumu’ndan ilan sorunu var. Gazeteler açısından en büyük ve çok önemli olan icra ilanlarıydı. Ancak bu ilanlar çekildi. Eskiden 10 tane ilan gelirken, şimdi 2 tane ilan geliyor. Özellikle  basılı gazetelerin yaşayabilmesinin yegane yolu devletin bir kağıt desteği sağlaması. Devlet eğer bir kağıt desteği sağlamazsa kaçınılmaz olarak basılı gazeteler bitecek. Kağıt üretmiyorsun, kağıt fabrikan yok, kapattın. Üstüne sürekli yurtdışından dövize endeksli bir kağıt ve orada da bir tekelleşmeye neden oldun. Dağıtımda tekelleşmeye neden oldun, nefes aldırmayan bir tablo var ve bunun değişmesi lazım. Devletin gazetelere ve gazetecilik mesleğine bir kamu yararı gözeterek davranması ve buna göre bir destek paketi sunması gerekiyor. Ama biz bu destek paketini şöyle tarif etmemeliyiz; patronun cebine ekstra para giren bir gerekiyorsa onu da denetleyin…Sen benim bu desteklerimle yapacağın örneğin; 100 lira kar koymayacaksın cebine,  20 lira koyacaksın… Kalan 80 lirayı burada daha fazla istihdama, daha kaliteli içerik üretilmesine harcayacaksın diye böyle bir koşul koyarak… Bu iktidarda genelde şöyle olur; birilerini zengin etmek üzere bir  politika üretiliyor. Tamam Çukurova Press Gazetesi yaşasın ama bu gazete 10 kişi ile değil, 50 kişiyle çalışan bir gazete olsun. Patron kazansın, yüzde 50 ile kazansın.  O yüzde 50 de Adana’da işsizlik sorununa bir katkıya dönüşsün. Böyle bir mekanizma kurulması gerekir. “

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.