“Kentsel Dönüşüm olmazsa olmazımız”

Yerel (Web Sitesi) - Web Sitesi | 24.01.2023 - 10:46, Güncelleme: 24.01.2023 - 11:30 3034+ kez okundu.
 

“Kentsel Dönüşüm olmazsa olmazımız”

Yüreğir’in AK Parti’li Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, Yüreğir’in ‘makus talihini’ yenmesinin yolunun Kentsel Dönüşüm’den geçtiğini belirterek, “Kentsel Dönüşüm olmazsa olmazımız” dedi.
SABİT ÖZKESER     “KENTSEL DÖNÜŞÜM HAMLESİ BAŞLAMIŞTIR” Yüreğir’de güzel işler olmaya devam ettiğini anlatan Başkan Kocaispir,“Artık Yüreğir’de yeni yaptığımız imar planlarıyla, devletimizin ve hükümetimizin katkılarıyla, özel müteahhitlerimizin de sürece dahil olmasıyla kentsel dönüşüm hamlesi başlamıştır. Yüreğir’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu açık ve yüreklilikle söylüyorum. Göreve geldiğimiz gün şunu söylemiştim; bizim vazifemiz  elimizden geldiğince hizmet etmek ve Yüreğirlinin özgüvenini artırmak. Yüreğir’de insanların geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir pencere, ufuk açmak’ dedim. O sözümün arkasındayım” diye konuştu.  “BUNUN BAŞKA İZAHI OLAMAZ” Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, “Yüreğir’in makus talihini yenmesinin yolu Kentsel Dönüşümden geçiyor. Bunun başka izahı olamaz. Ben bu tanımlamayı Çukurova, Sarıçam için söyleyemem. Nedeni ise Çukurova oturmuş bir ilçe, Sarıçam’da boş alanlarda büyüyen bir ilçe. Dolayısıyla bizim gibi ortalama parsel büyüklüğünün 120-130 metre olduğu, bazı  mahallelerde 100 metre olduğu bir ilçede siz eğer yerinden dönüşümü, kentsel dönüşümü doğru bir çerçeveye oturtamazsanız bu kentin sağlıklı bir şehir olması beklenemez. Bunun birinci ayağı imar planlarıdır” dedi. “İMAR PLANLARI BİR ŞEHRİN KİMLİĞİDİR” Kocaispir, “Geldiğimizde ilk gündemimiz bizim Yüreğir’in bütüncül, tüm ilçeyi kapsayan bir  imar planlarına kavuşması idi. Çok şükür aradan geçen zaman diliminde çok güzel de  tartıştık, istişare ettik. Çünkü imar planları bir şehrin kimliğidir, bir şehrin omurgasıdır, bir şehrin ana çizgileridir. Bu denli önemli bir konu tartışılırken, geniş platformda tartışılmalıydı. Bu belediye bünyesindeki birkaç bürokratın kendi iç dünyalarında yapabileceği bir şey değildi. Kentin tüm dinamiklerinin harekete geçmesi gerekiyordu” diye konuştu. Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, kendilerinin herhangi bir parti ayrımı olmaksızın kendini Yüreğirli hisseden, Yüreğir’i seven herkesin katkı sunacağı bir tartışma, bir müzakere ortamı oluşturduklarını ve her partiden bütün meclis üyelerinin de buna dahil olduğuna dikkat çekti. Yüreğir’de güzel işler olduğunu ve bunun devam ettiğine dikkat çeken Kocaispir, Yüreğir Belediyesi’nin İller Bankası’nın dışında 19 Ocak 2023 itibariyle borcu 21 milyon 491 bin 654 lira borcunun bulunduğunu ve alacağının da bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:  “KAZIM KARABEKİR MAHALLESİ’NDE SORUN YOK” “Geldiğimiz noktada çok şükür her partiden Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerimiz, ilçe belediye meclis üyelerimiz oy birliğiyle planlarımızı kabul ettik. Bütün Yüreğir’i kapsayan yani  rahmetli Sabahattin Eşberk’ten itibaren 33 yıl sonra artık Yüreğir her tarafı kapsayan bir tutarlılık arz eden imar planlarına kavuştu. Hemen devamında veya eşzamanlı olarak biz mahallelerde imar uygulamaları yaptık. Yani mülkiyet sorunlarına da eğildik. Birçok mahallemizde bu sorunlar çözüldü. Kazım Karabekir Mahallesi’nde şu anda bir sorun yok. Bu mahallede 1994 yılında imar kilitlenmişti. Mülkiyet sorunlarından dolayı bir mahkeme kararı olmuş, iptal edilmiş. Orada iç içe çirkin kötü bir durum vardı mülkiyet hakları bakımından. Biz orada objektif, nesnel ve  titiz bir çalışma yaptık. 28-29 yıl sonra mülkiyet sorunları çözüldü, imar planları yeniden yapıldı. Şu anda 2500’ten fazla hak sahibi var. Az bir kısmı hariç, bu da yüzde 1’e veya 2’ye tekabül eder. Tamamı bundan memnun. DOB çünkü yüzde 17.80 gibi çok düşük çıktı. Dolayısıyla orada belki müteahhitle orada bir-kaç vatandaşımız arasında bir problem olmuş olabilir. “BİZ BURADA SİYASET YAPMIYORUZ” Eğer mahallenin köşesindeki yerin sahipleri ise onlar beni ziyarete geldiler. Biz burada siyaset yapmıyoruz. Biz burada vatandaşlarımızın , yani mahallelerin kahrını yıllardan beri çeken vatandaşlarımızın modern ve insanca yaşanabilir, depreme dayanıklı konutlara kavuşmaları için bir mücadele veriyoruz. Hiç kimse gelip burada kendi politik kariyeri ile ilgili çalışma yapmasın. Bunu net bir şekilde söylüyorum. Belki burada bir-kaç vatandaşımız memnuniyetsiz olabilir ama o da bizim yasal bir süreç içinde olduğu için yapabileceğimiz bir şey yok. Neden ? 6306 sayılı Afet Riski altındaki alanların dönüşmesi hakkında yasadır. Bu yasa kapsamında ilerleyen hukuksal bir prosedür var. Bu kapsamda biz her zaman vatandaşlarımızın yanında olduk. “SİNANPAŞA DÖNÜŞMEDEN YÜREĞİRN DÖNÜŞEMEZ” Sadece Kazım Karabekir değil, 17 yıldır kangren olmuş bir süreç yaşayan  Sinanpaşa’da kazılar başladı ve temel atma aşamasına geldi . Biz bunu gerçekleştirirken Büyükşehir, Yüreğir ve TOKİ işbirliğiyle yapıyoruz. Ama 17 yıldan beri çözülmemiş bir mesele ile ilgili de hakkını teslim etmek lazım, Cumhurbaşkanımızın ‘Çözün bu işi kardeşim’ diye açık talimat verince sağolsun Çevre ve Şehircilik Bakanı özel gündem maddesi yaptı burayı. Özel talimatlar verdi ve bugün 17 yıldan beri bir şekilde tıkanan süreçler bir bir açıldı. Devlet para gönderdi kamulaştırmak için Büyükşehir’e. Biz bir tarafından tuttuk ve hep beraber ilerlettik. Çok şükür artık yakında zemin artı 7 pırıl pırıl lüks binalar yükselmeye başlayacak.  Bunun faydalarını hep beraber göreceğiz. 110 dönümlük alandaki kentsel dönüşüm çevresinde oturan insanlara ümit verecek. Onların yıllardan beri kentsel dönüşüme olan tedirgin ve güvensiz bakış açılarını değiştirecek. Sinanpaşa dönüşmeden Yüreğir dönüşemez. Sinanpaşa ihya olmadan Yüreğir ihya olamaz. Sinanpaşa’nın artık  sembolik bir anlamı vardır. Bunu hep söylüyoruz.  Burada özel müteahhitler  vatandaşlarla görüşmeler yapıyorlar Optimum çevresinde. Son aşamalara gelindi. Ruhsat verebilir durumdayız. Parsel büyüklükleri 1500 metreye indirildi. Tüm bunları birleştirdiğinizde Sinanpaşa’da dönüşüm arefesindeyiz. Kazım Karabekir, Sinanpaşa ve etrafı çevrilen ve yıkımı tamamlanan 900  konutluk bir projesi olan Şehit Erkut Akbay’dan bahsediyoruz. Şehit Erkut Akbay tarihinde yada Yüreğir tarihinde böyle bir kentsel dönüşüm ilk defa gerçekleşiyor. Nitelikli konutlar, peyzaj alanlarıyla ve oralar bizim dezavantajlı mahallelerimiz. Sinanpaşa gibi değil. Sinanpaşa, Köprülü, Kazım Karabekir,  Hiltonsa’nın karşısı, Çamlıca ve Kışla gibi bölgeler buralar nispeten nehir boyuna uzanan ve müteahhitlerin de özellikle ilgi gösterdiği ve daha prestijli mahallelerimiz. Yani değer olarak söylüyorum. Ama Şehit Erkut Akbay gibi nispeten dezavantajlı  mahallelere devletimizin, bakanlığımızın gelip bir kentsel dönüşüm yapması o mahalle ve çevresindeki kentsel dönüşümü olumlu yönde etkiliyor, moralleri yükseltiyor, özgüveni artırıyor. “YÜREĞİR’DE ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK” Dolayısıyla artık Yüreğir’de yeni yaptığımız imar planlarıyla, devletimizin ve hükümetimizin katkılarıyla özel müteahhitlerimizin de sürece dahil olmasıyla kentsel dönüşüm hamlesi başlamıştır. Yüreğir’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu açık ve yüreklilikle söylüyorum. Göreve geldiğimiz gün şunu söylemiştim; bizim vazifemiz  elimizden geldiğince hizmet etmek ve Yüreğirlinin özgüvenini artırmak. Yüreğir’de insanların geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir pencere, ufuk açmak’ dedim. O sözümün arkasındayım ve  bugün büyük bir onur ve gururla yaklaşık 4 yıl geride kaldı. 4 yılın sonunda hiçbir mazerete sığınmıyorum ama  pandemi  ve sele rağmen hedeflerimizi bir bir ilerliyoruz. Yüreğir modern binalarıyla artık Adana’nın cazibe merkezi haline gelecek. Çünkü hep söylüyorum; Allah hiçbir yere, hiç kimseye  haksızlık yapmaz benim inancıma göre. Yüreğir’e de haksızlık yapmıyor. Yüreğir yıllardan beri hak etmiş olduğu ama bir türlü  dışsal ve içsel sebeplerle ulaşamadığı noktaya artık inşallah yakın bir zamanda hızlı bir şekilde ilerliyor. “YA ULUBATLI HASAN BENİ ALIR YA BEN ULUBATLI HASAN’I ALIRIM” Ulubatlı Hasan Mahallesi maalesef uyuşturucu ile anılan bir mahallemiz. Biz dedik  ki; ya Ulubatlı Hasan beni alır ya ben Ulubatlı Hasan’ı alırım. Neye mal olursa olsun, çok önemsediğim bir mahalle. Burası dönüşecek, burası temizlenecek. Allah razı olsun; Bakanlık bu konuda bizim önümüzü açtı. Biz onlara iyi niyetle ve kararlılıkla gittik. Şu anda  yaklaşık 21 dönümlük bir alanda kamulaştırma çalışmaları  yapıyoruz. Önemli bölümü kısmı yaklaşık  8 dönümünü yıktık, hızla ilerliyoruz. Bütçemiz var Allah’a şükür. İnşallah orayı da yıkıp güzel bir Millet Parkı yapmak istiyoruz. Adana’nın en güzel  Millet parklarından birini yapacağız. İçerisinde çocuklar, gençler, kadınlar için çeşitli alanların ve Pazar yerinin olduğu bir park olacak. Böyle bir taşla 3 kuş vuracağız. Bir; mahalleyi böyle bir beladan kurtaracağız. İki; pırıl pırıl güzel bir sosyal kültürel, yaşam alan sağlayacağız.  Mahallenin değerini artıracağız ve en önemlisi burada yapılan bir takım kötü faaliyetlerin diğer ilçelerimize, mahallelerimize sirayet etmesinin önüne geçmiş olacağız ve bataklığı kurutacağız. Bu konuda devletimizle işbirliği halindeyiz kurumlarımızla, emniyetimizle, Aile Sosyal Politikalar il müdürlüğüyle. Burada aslolan yerel yönetici hep uzlaşmadan yana olmalı. Hep işbirliğinden yana olmalıdır ve toplumun değişik kesimleri, değişik dinamikleri, değişik kurumları, değişik STK’ları hangi görüşte olursa olsun bir kamusal hizmet ekseninde buluşturacak bir bakış açısını koymak belediye başkanlarına yakışır. Ben de bu şuurla ve sorumlulukla hareket ediyorum. Yüreğir’de yaşayan, kendini Yüreğirli hisseden herkesle bir temas ve diyalog halindeyiz. Herkesin sofrasına oturabiliyorum. Hiçbir ayrım yapmıyorum. Her türlü ayrımcılığı ayaklarımın altına alıyorum. Nerede ihtiyaç sahibi varsa kökeni, mezhebi orijini ne olursa olsun onun hizmetinde olmak benim hem insanı,  hem ahlaki hem de  vicdani vazifemdir. Görevim bitene kadar da bu şuurla ve bilinçle hareket edeceğim. “ADANA’DA İLK VE TÜRKİYE’NİN SAYILI MAMA FABRİKASINI KURDUK” Adana’da ilk defa kedi-köpek sokak hayvanlarıyla ilgili bir  Mama Fabrikası kurduk ve faaliyete geçti. Şu anda birinci sınıf mama üretiyoruz.  İsteyen herkese bu mamayı vereceğiz. Bu mamayı organik atıklardan yapıyoruz. Meyve-Sebze atıkları, mezbahaneden, balık halinden, kebapçılardan gelen et ve kemik atıkları bunları belli bir ayar ve ölçüde veterinerlerimiz ve mühendislerimizin kontrolünde  karıştırıyoruz ve mama üretiyoruz. PTT Evleri’ndeki şantiyemizde pırıl pırıl bir tesis kurduk ve Adana’da ilk ve Türkiye’de sayılı tesislerden yaklaşık 1 milyon lira civarındadır. İhaleye çıkmadan kendi öz kaynaklarımızla bu tesisi kurduk.”
Yüreğir’in AK Parti’li Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, Yüreğir’in ‘makus talihini’ yenmesinin yolunun Kentsel Dönüşüm’den geçtiğini belirterek, “Kentsel Dönüşüm olmazsa olmazımız” dedi.

SABİT ÖZKESER

 

 

“KENTSEL DÖNÜŞÜM HAMLESİ BAŞLAMIŞTIR”

Yüreğir’de güzel işler olmaya devam ettiğini anlatan Başkan Kocaispir,“Artık Yüreğir’de yeni yaptığımız imar planlarıyla, devletimizin ve hükümetimizin katkılarıyla, özel müteahhitlerimizin de sürece dahil olmasıyla kentsel dönüşüm hamlesi başlamıştır. Yüreğir’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu açık ve yüreklilikle söylüyorum. Göreve geldiğimiz gün şunu söylemiştim; bizim vazifemiz  elimizden geldiğince hizmet etmek ve Yüreğirlinin özgüvenini artırmak. Yüreğir’de insanların geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir pencere, ufuk açmak’ dedim. O sözümün arkasındayım” diye konuştu.

 “BUNUN BAŞKA İZAHI OLAMAZ”

Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, “Yüreğir’in makus talihini yenmesinin yolu Kentsel Dönüşümden geçiyor. Bunun başka izahı olamaz. Ben bu tanımlamayı Çukurova, Sarıçam için söyleyemem. Nedeni ise Çukurova oturmuş bir ilçe, Sarıçam’da boş alanlarda büyüyen bir ilçe. Dolayısıyla bizim gibi ortalama parsel büyüklüğünün 120-130 metre olduğu, bazı  mahallelerde 100 metre olduğu bir ilçede siz eğer yerinden dönüşümü, kentsel dönüşümü doğru bir çerçeveye oturtamazsanız bu kentin sağlıklı bir şehir olması beklenemez. Bunun birinci ayağı imar planlarıdır” dedi.

“İMAR PLANLARI BİR ŞEHRİN KİMLİĞİDİR”

Kocaispir, “Geldiğimizde ilk gündemimiz bizim Yüreğir’in bütüncül, tüm ilçeyi kapsayan bir  imar planlarına kavuşması idi. Çok şükür aradan geçen zaman diliminde çok güzel de  tartıştık, istişare ettik. Çünkü imar planları bir şehrin kimliğidir, bir şehrin omurgasıdır, bir şehrin ana çizgileridir. Bu denli önemli bir konu tartışılırken, geniş platformda tartışılmalıydı. Bu belediye bünyesindeki birkaç bürokratın kendi iç dünyalarında yapabileceği bir şey değildi. Kentin tüm dinamiklerinin harekete geçmesi gerekiyordu” diye konuştu. Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, kendilerinin herhangi bir parti ayrımı olmaksızın kendini Yüreğirli hisseden, Yüreğir’i seven herkesin katkı sunacağı bir tartışma, bir müzakere ortamı oluşturduklarını ve her partiden bütün meclis üyelerinin de buna dahil olduğuna dikkat çekti. Yüreğir’de güzel işler olduğunu ve bunun devam ettiğine dikkat çeken Kocaispir, Yüreğir Belediyesi’nin İller Bankası’nın dışında 19 Ocak 2023 itibariyle borcu 21 milyon 491 bin 654 lira borcunun bulunduğunu ve alacağının da bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “KAZIM KARABEKİR MAHALLESİ’NDE SORUN YOK”

“Geldiğimiz noktada çok şükür her partiden Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerimiz, ilçe belediye meclis üyelerimiz oy birliğiyle planlarımızı kabul ettik. Bütün Yüreğir’i kapsayan yani  rahmetli Sabahattin Eşberk’ten itibaren 33 yıl sonra artık Yüreğir her tarafı kapsayan bir tutarlılık arz eden imar planlarına kavuştu. Hemen devamında veya eşzamanlı olarak biz mahallelerde imar uygulamaları yaptık. Yani mülkiyet sorunlarına da eğildik. Birçok mahallemizde bu sorunlar çözüldü. Kazım Karabekir Mahallesi’nde şu anda bir sorun yok. Bu mahallede 1994 yılında imar kilitlenmişti. Mülkiyet sorunlarından dolayı bir mahkeme kararı olmuş, iptal edilmiş. Orada iç içe çirkin kötü bir durum vardı mülkiyet hakları bakımından. Biz orada objektif, nesnel ve  titiz bir çalışma yaptık. 28-29 yıl sonra mülkiyet sorunları çözüldü, imar planları yeniden yapıldı. Şu anda 2500’ten fazla hak sahibi var. Az bir kısmı hariç, bu da yüzde 1’e veya 2’ye tekabül eder. Tamamı bundan memnun. DOB çünkü yüzde 17.80 gibi çok düşük çıktı. Dolayısıyla orada belki müteahhitle orada bir-kaç vatandaşımız arasında bir problem olmuş olabilir.

“BİZ BURADA SİYASET YAPMIYORUZ”

Eğer mahallenin köşesindeki yerin sahipleri ise onlar beni ziyarete geldiler. Biz burada siyaset yapmıyoruz. Biz burada vatandaşlarımızın , yani mahallelerin kahrını yıllardan beri çeken vatandaşlarımızın modern ve insanca yaşanabilir, depreme dayanıklı konutlara kavuşmaları için bir mücadele veriyoruz. Hiç kimse gelip burada kendi politik kariyeri ile ilgili çalışma yapmasın. Bunu net bir şekilde söylüyorum. Belki burada bir-kaç vatandaşımız memnuniyetsiz olabilir ama o da bizim yasal bir süreç içinde olduğu için yapabileceğimiz bir şey yok. Neden ? 6306 sayılı Afet Riski altındaki alanların dönüşmesi hakkında yasadır. Bu yasa kapsamında ilerleyen hukuksal bir prosedür var. Bu kapsamda biz her zaman vatandaşlarımızın yanında olduk.

“SİNANPAŞA DÖNÜŞMEDEN YÜREĞİRN DÖNÜŞEMEZ”

Sadece Kazım Karabekir değil, 17 yıldır kangren olmuş bir süreç yaşayan  Sinanpaşa’da kazılar başladı ve temel atma aşamasına geldi . Biz bunu gerçekleştirirken Büyükşehir, Yüreğir ve TOKİ işbirliğiyle yapıyoruz. Ama 17 yıldan beri çözülmemiş bir mesele ile ilgili de hakkını teslim etmek lazım, Cumhurbaşkanımızın ‘Çözün bu işi kardeşim’ diye açık talimat verince sağolsun Çevre ve Şehircilik Bakanı özel gündem maddesi yaptı burayı. Özel talimatlar verdi ve bugün 17 yıldan beri bir şekilde tıkanan süreçler bir bir açıldı. Devlet para gönderdi kamulaştırmak için Büyükşehir’e. Biz bir tarafından tuttuk ve hep beraber ilerlettik. Çok şükür artık yakında zemin artı 7 pırıl pırıl lüks binalar yükselmeye başlayacak.  Bunun faydalarını hep beraber göreceğiz. 110 dönümlük alandaki kentsel dönüşüm çevresinde oturan insanlara ümit verecek. Onların yıllardan beri kentsel dönüşüme olan tedirgin ve güvensiz bakış açılarını değiştirecek. Sinanpaşa dönüşmeden Yüreğir dönüşemez. Sinanpaşa ihya olmadan Yüreğir ihya olamaz. Sinanpaşa’nın artık  sembolik bir anlamı vardır. Bunu hep söylüyoruz.  Burada özel müteahhitler  vatandaşlarla görüşmeler yapıyorlar Optimum çevresinde. Son aşamalara gelindi. Ruhsat verebilir durumdayız. Parsel büyüklükleri 1500 metreye indirildi. Tüm bunları birleştirdiğinizde Sinanpaşa’da dönüşüm arefesindeyiz. Kazım Karabekir, Sinanpaşa ve etrafı çevrilen ve yıkımı tamamlanan 900  konutluk bir projesi olan Şehit Erkut Akbay’dan bahsediyoruz. Şehit Erkut Akbay tarihinde yada Yüreğir tarihinde böyle bir kentsel dönüşüm ilk defa gerçekleşiyor. Nitelikli konutlar, peyzaj alanlarıyla ve oralar bizim dezavantajlı mahallelerimiz. Sinanpaşa gibi değil. Sinanpaşa, Köprülü, Kazım Karabekir,  Hiltonsa’nın karşısı, Çamlıca ve Kışla gibi bölgeler buralar nispeten nehir boyuna uzanan ve müteahhitlerin de özellikle ilgi gösterdiği ve daha prestijli mahallelerimiz. Yani değer olarak söylüyorum. Ama Şehit Erkut Akbay gibi nispeten dezavantajlı  mahallelere devletimizin, bakanlığımızın gelip bir kentsel dönüşüm yapması o mahalle ve çevresindeki kentsel dönüşümü olumlu yönde etkiliyor, moralleri yükseltiyor, özgüveni artırıyor.

“YÜREĞİR’DE ARTIK HİÇBİR ŞEY

ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”

Dolayısıyla artık Yüreğir’de yeni yaptığımız imar planlarıyla, devletimizin ve hükümetimizin katkılarıyla özel müteahhitlerimizin de sürece dahil olmasıyla kentsel dönüşüm hamlesi başlamıştır. Yüreğir’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu açık ve yüreklilikle söylüyorum. Göreve geldiğimiz gün şunu söylemiştim; bizim vazifemiz  elimizden geldiğince hizmet etmek ve Yüreğirlinin özgüvenini artırmak. Yüreğir’de insanların geleceğe umutla bakmasını sağlayacak bir pencere, ufuk açmak’ dedim. O sözümün arkasındayım ve  bugün büyük bir onur ve gururla yaklaşık 4 yıl geride kaldı. 4 yılın sonunda hiçbir mazerete sığınmıyorum ama  pandemi  ve sele rağmen hedeflerimizi bir bir ilerliyoruz. Yüreğir modern binalarıyla artık Adana’nın cazibe merkezi haline gelecek. Çünkü hep söylüyorum; Allah hiçbir yere, hiç kimseye  haksızlık yapmaz benim inancıma göre. Yüreğir’e de haksızlık yapmıyor. Yüreğir yıllardan beri hak etmiş olduğu ama bir türlü  dışsal ve içsel sebeplerle ulaşamadığı noktaya artık inşallah yakın bir zamanda hızlı bir şekilde ilerliyor.

“YA ULUBATLI HASAN BENİ ALIR

YA BEN ULUBATLI HASAN’I ALIRIM”

Ulubatlı Hasan Mahallesi maalesef uyuşturucu ile anılan bir mahallemiz. Biz dedik  ki; ya Ulubatlı Hasan beni alır ya ben Ulubatlı Hasan’ı alırım. Neye mal olursa olsun, çok önemsediğim bir mahalle. Burası dönüşecek, burası temizlenecek. Allah razı olsun; Bakanlık bu konuda bizim önümüzü açtı. Biz onlara iyi niyetle ve kararlılıkla gittik. Şu anda  yaklaşık 21 dönümlük bir alanda kamulaştırma çalışmaları  yapıyoruz. Önemli bölümü kısmı yaklaşık  8 dönümünü yıktık, hızla ilerliyoruz. Bütçemiz var Allah’a şükür. İnşallah orayı da yıkıp güzel bir Millet Parkı yapmak istiyoruz. Adana’nın en güzel  Millet parklarından birini yapacağız. İçerisinde çocuklar, gençler, kadınlar için çeşitli alanların ve Pazar yerinin olduğu bir park olacak. Böyle bir taşla 3 kuş vuracağız. Bir; mahalleyi böyle bir beladan kurtaracağız. İki; pırıl pırıl güzel bir sosyal kültürel, yaşam alan sağlayacağız.  Mahallenin değerini artıracağız ve en önemlisi burada yapılan bir takım kötü faaliyetlerin diğer ilçelerimize, mahallelerimize sirayet etmesinin önüne geçmiş olacağız ve bataklığı kurutacağız. Bu konuda devletimizle işbirliği halindeyiz kurumlarımızla, emniyetimizle, Aile Sosyal Politikalar il müdürlüğüyle. Burada aslolan yerel yönetici hep uzlaşmadan yana olmalı. Hep işbirliğinden yana olmalıdır ve toplumun değişik kesimleri, değişik dinamikleri, değişik kurumları, değişik STK’ları hangi görüşte olursa olsun bir kamusal hizmet ekseninde buluşturacak bir bakış açısını koymak belediye başkanlarına yakışır. Ben de bu şuurla ve sorumlulukla hareket ediyorum. Yüreğir’de yaşayan, kendini Yüreğirli hisseden herkesle bir temas ve diyalog halindeyiz. Herkesin sofrasına oturabiliyorum. Hiçbir ayrım yapmıyorum. Her türlü ayrımcılığı ayaklarımın altına alıyorum. Nerede ihtiyaç sahibi varsa kökeni, mezhebi orijini ne olursa olsun onun hizmetinde olmak benim hem insanı,  hem ahlaki hem de  vicdani vazifemdir. Görevim bitene kadar da bu şuurla ve bilinçle hareket edeceğim.

“ADANA’DA İLK VE TÜRKİYE’NİN SAYILI

MAMA FABRİKASINI KURDUK”

Adana’da ilk defa kedi-köpek sokak hayvanlarıyla ilgili bir  Mama Fabrikası kurduk ve faaliyete geçti. Şu anda birinci sınıf mama üretiyoruz.  İsteyen herkese bu mamayı vereceğiz. Bu mamayı organik atıklardan yapıyoruz. Meyve-Sebze atıkları, mezbahaneden, balık halinden, kebapçılardan gelen et ve kemik atıkları bunları belli bir ayar ve ölçüde veterinerlerimiz ve mühendislerimizin kontrolünde  karıştırıyoruz ve mama üretiyoruz. PTT Evleri’ndeki şantiyemizde pırıl pırıl bir tesis kurduk ve Adana’da ilk ve Türkiye’de sayılı tesislerden yaklaşık 1 milyon lira civarındadır. İhaleye çıkmadan kendi öz kaynaklarımızla bu tesisi kurduk.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.