“Yeni bir umuda ihtiyaç var”
SABİT ÖZKESER / ÖZEL HABERİ
“TÜM SEKTÖRLER KÖTÜ BİR DURUMDA”
Aynı zamanda inşaat sektöründe faaliyet gösteren İşadamı Güngör Geçer, ekonomi ile ilgili sadece inşaat değil, tüm sektörlerin kötü bir durumda olduğuna dikkat çekerek, “Ama bu kötülük uzun zamandır uzman kişiler tarafından ciddi anlamda ifade ediliyor. Muhalefet de uyarılarını yapıyor. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu zaman zaman daha kötü günler kara kış gelecek diyordu ve maalesef geldi” diye konuştu.
“EN FAZLA ETKİLENEN İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR”
Güngör Geçer, “Bütün sektör olduğu gibi inşaat sektörü de bundan çok ciddi anlamda etkilendi. İnşaat sektöründe hem çalışan insan sayısı çok fazla, hem de talep çok fazla. Dolayısıyla buradaki işsizlik aynı zamanda topluma ciddi anlamda aç,yoksul, işsiz insan sayısının artmasını sağladı. İşsizlik rakamının artmasına ve yüzde olarak da baktığımız zaman bunun en fazla kesim inşaat sektöründedir” dedi.
“300 BİN LİRALIK EV 1 MİLYON LİRAYA ÇIKTI”
Adana Büyükşehir Belediyesi ve Seyhan Belediye Meclis Üyesi Güngör Geçer,daha önceleri sabah evden işyerine gelirken sağda solda inşaatlar gördüklerini ancak şu anda bunu görmenin mümkün olmadığını da anlatarak, “Şu anda inşaatlar tamamen durma noktasına gelmiş. Daha önceden yapılmış birkaç tane proje devam edeni görüyorsunuz, onun dışında yok. Onlar da zorlanıyor” şeklinde konuştu. Geçer, daha sonra sözlerini şöyle devam ettirdi:
“TOKİ DE İNŞAAT YAPMAYI BIRAKTI, YAPAMIYOR”
“Bunun ciddi anlamda etkilendiğini zaten TOKİ’nin kendisinde de görüyorsun. TOKİ inşaat yapmayı bıraktı, yapamıyor. Maliyetler çok yüksek. İnşaat sektöründeki maliyetlerin yükselmesiyle birlikte insanların alım gücünde ciddi bir azalma oldu. Böyle olunca da mevcut yapılan yerlerin satışı da ciddi problem haline geldi. Daha önce 300 bin lira olan bir yer şu anda 3 kat zamlanarak 1 milyon oldu. Adana’da normal, standart çok özel bir daireden bahsetmiyorum dar gelirli bir vatandaşın oturacağı bir gayrimenkul 1 milyon liradan aşağı değil. Turgut Özal’da, Kenan Evren’de şu anda 2.5-3 milyon rakamlarının dışında yer bulamıyorsunuz. Bu rakamlar da düşmez. Çünkü; maliyet yükseliyor. Sadece gayrimenkul fiyatı yükselmiyor. 2 bin lira olan demir 17 bin lira olmuş. Şimdi böyle olunca da çimentonun fiyatı 60 lira olmuş. Daha önce torbasını 10 ile 12 liraya alıyorduk. Seramik metrekare fiyatları 60-70 liraya alınırken şu anda 220 ile 230 lira olmuş.
“ADANA VE ÜLKEMİZDE ARSA PAYI DA ARTTI”
Maliyet yükselmişken, gayrimenkul fiyatının ileriki tarihlerde düşebilme şansı, ihtimali yok. Neden ise; çünkü müteahhit onu alıp mal ediyor. Dolayısıyla mal ettiği rakama bir de arsa payını eklersek ki, Adana ve ülkemizde arsa payı da arttı. Müteahhit yaptığı 100 metre birim fiyatı 5 bin 500 liradan yapıyor ve toplamda 550 bin liraya mal oluyor. Şimdi bu müteahhit burayı aldığı zaman arsa sahibine yüzde 50’sini vermek zorunda. Böyle düşündüğümüzde müteahhit bir daire kendine, bir daire de arsa sahibine vermek durumunda. 550 bin artı 550 bin lira 1 milyon 100 bin lira yapıyor. Bu müteahhidin daire fiyatı 1 milyon 100 bin lira oluyor. Peki böyle olunca bu müteahhit bu evi kaç liraya satacak ? en kötü ihtimalle bir dairenin maliyeti 1.5 milyon liraya mal oluyor. Ev alım satımı durmuş durumda.
“GAYRİMENKUL SIKINTISI KİRALARIN DA ARTMASINA YOL AÇIYOR”
100 metre de Adana standartlarına göre çok küçük bir ev. Gayrimenkul sıkıntısı olunca bu kiraların artmasına da neden olmaktadır. Kiralıklarda alternatif olmayınca mevcut yerler çok ciddi anlamda artış sağlıyor. Şu anda bir kiralık daire yıllık 30 bin lira. Dairenin durumuna göre bu 60-70 bin liraya kadar da yükselebiliyor. Bunun dışında ev sahibi ile oturan kiracı arasında son dönemlerde ciddi sıkıntılar da yaşandığını duyuyoruz. Ev sahibi mevcut kiracısını çıkarmanın derdine düşüyor. Örneğin; daha önce 15 bin liraya oturan adama dönüp, 40 bin liraya vereceğini söylüyor ve evin boşaltılmasını istiyor. Böyle bir artış yok. Kiracı da 40 bin liraya ev tutamayacağı için evden çıkmıyor ve karakolluk duruma kadar gidilebiliyor.
“CİDDİ ANLAMDA GIDA SIKINTISI DA YAŞANIYOR”
Benim tedirginliğim ve kuşkum, bunların dışında ülkemizde ciddi anlamda gıda sıkıntısı yaşanmaya başlıyor. Üretim yok. Son dönemde bölgemizde bir don olayı yaşandı. Patates çok ciddi anlamda arttı. Bununla birlikte narenci etkilendi, sert çekirdekli meyveler olan şeftali ve kaysı da etkilendi. Fındık da bundan nasibini almış. Bilindiği gibi; Türkiye’nin ciddi bir üretimi var fındıkta Avrupa’da da bir geliri var.Baktığımızda sanayisi ciddi anlamda sıkıntı içerisinde, ekonomik olarak sıkıntı içerisinde, Ukrayna-Rusya savaşından sonra turizm ciddi sıkıntı içerisinde, tarım ciddi sıkıntı içerisinde, insanlar geçim sıkıntısı içerisinde , ekmek, et, yağ kuyrukları almış başını gidiyor. Et kuyruğunun azaltılması için müdür çıkıp bunu azaltmak için fiyatlara yüzde 50 dolayında zam yapıyor, bunu gördüğüm zaman gerçekten çok üzüldüm. Ülkemiz bu noktaya gelmemesi gerekiyordu. Gelmişse bunun içerisinden çıkış yollarını aramak lazım ve polemiklere girmeden bunu da ortak akılla çıkılabilir.
“ÜLKEMİZİN TEMEL SIKINTISI PLANSIZLIKTIR”
Uzmanları, bilirkişileri, bunu öngören insanları çağırıp, bunların fikirlerinin alınması, tartışılması,konuşulması ve ciddi bir anlamda plan yapılması lazım. Ülkemizin temel sıkıntısı plansızlıktır. Ülkede bu planlar yapılmadan ‘hadi şunu yapalım, hadi bunu yapalım’ diyerek günü birlik çözümlerle bu iş olmaz. Şeker yok ‘Hadi biz marketçileri gezerek, stokçu bulalım’ deniliyor. Şeker fabrikaları satıldığında Genel Başkan Yardımcımız olmak üzere diğer milletvekillerimizle birlikte orada bekleyip, ‘yapmayın arkadaşlar’ diye bağırdılar. Yapılmaması lazımdı. Ülke bir tüccar mantığıyla yönetilemez.
“BU SIKINTILARDAN TÜM VATANDAŞLARIMIZ ETKİLENİYOR”
Bugün bunu satıp, kurtaralım parasını alalım’ mantığıyla yarın ne olacağını düşünmeden olmaz.Dolayısıyla ben bu ülkenin ciddi kaynakları olduğunu düşünüyorum, imkanların çok fazla olduğunu düşünüyorum. Bunlar çözülebilir. Ama mevcut hükümetin bunu çözme kabiliyetinin kalmadığını düşünüyorum. Bunu nereden düşünüyorum; sokağa baktığımda artık umudum kalmadı. Yeni bir umuda ihtiyaç var.Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Hangi partiden olursa olsun bu sıkıntılardan tüm vatandaşlar etkileniyor. Bunu bir siyasetçi olarak değil, bir vatandaş olarak söylüyorum. Acilen bir değişikliğe ihtiyaç var. Bu değişiklik x parti, bu parti değil. Yeni bir güven tazelenmesi gerekiyor. Bunu yapabilecek kadroların iş başına gelip, sokaktaki vatandaşın ‘Kardeşim şimdi düzelebilecek” diyecek bir pozisyonun olması lazım.CHP iktidara hazır, kadrosu da hazır, toplum da buna hazır.”