“Üreticiyi tarıma küstürmeyin”

ALİ BOZ / İMRAL ÜSKÜPLÜ / ÖZEL HABERİ

  İncefikir, ““Üretici fiyat artışlarının nedeni, mazot gübre elektrik tohum ilaç ve yem fiyatlarındaki anormal artışlardır.  Hepimiz yaşayarak gördük, paramız var gerekirse ithal ederiz dönemi kapanmıştır. Paranız olsa da ürün bulamayabilirsiniz. Bundan dolayı üretimimizi artırmalıyız. Üreticimizi tarıma küstürmeyip, gerekli desteği sağlamalıyız” dedi.

“YAĞ VE ŞEKER KRİZİ ACI BİR ÖRNEK OLARAK HATIRLANMALI”

Cahit İncefikir açıklamasında şunları söyledi. “ Dünya geride bıraktığımız iki yıllık bir pandemi sürecinin ardından ülkemizi de yakından ilgilendiren bir savaş sürecinden geçmektedir. Gerek covid 19 pandemisi gerekse komşularımızda yaşanan savaşlar bize şunu gösterdi ki tarımsal üretim ve gıdaya erişim bir ulusal sorun olarak ele alınmalı ve her koşulda üretim devam etmeli.Burada Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in herkes tarafından bilinen sözünü tekrar hatırlatmak isterim: “Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi.” Türkiye sadece kendi insanının değil, ülkemize gelen milyonlarca mültecinin ve turistin de gıda ihtiyacını karşılamak zorundadır. Son dönemde üreticinin yaşadığı sorunlar üretimi gerilemesine ve azalan arz nedeniyle fiyatların yükselmesine neden olmaktadır. Yakın zamanda yaşanan yağ ve şeker krizi acı bir örnek olarak hatırlanmalı.”

“DEVLET UYGULADIĞI POLİTİKA İLE ÜRETİCİ ANIZ YAKMAYA ZORLUYOR ”

İncefikir açıklamasına şöyle devam etti: “Üretici fiyat artışlarının nedeni, mazot gübre elektrik tohum ilaç ve yem fiyatlarındaki anormal artışlardır.  Hepimiz yaşayarak gördük, paramız var gerekirse ithal ederiz dönemi kapanmıştır. Paranız olsa da ürün bulamayabilirsiniz. Bundan dolayı üretimimizi artırmalıyız. Üreticimizi tarıma küstürmeyip, gerekli desteği sağlamalıyız. Traktör başta olmak üzere teknolojinin kullanılmasına imkân veren tarımsal makinelerin çalışmasını sağlayan, tarımsal üretimin olmazsa olmazı mazottur. Mazot fiyatı aylık yüzde 38,5 oranında, son bir yılda ise yüzde 249 oranında arttı. Tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için çiftçimizin kullandığı mazottan vergi alınmamalıdır. Bölgemiz açısından büyük bir sorun olan anız yangınlarına da değinmek istiyorum. Mazotu bu kadar yüksek fiyata alan üretici anızı parçalamak yerine yakmayı tercih edecektir. Çünkü devlet uyguladığı politika ile üreticiyi anız yakmaya zorluyor.”

“SON BİR YILDA ZİRAİ İLAÇLARDA YAŞANAN

 FİYAT ARTIŞI YÜZDE 100’Ü GEÇMİŞTİR”

Seyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cahit İncefikir, açıklamasının devamında ayrıca şu konulara değindi: “ Şubat ayı fiyatlarına göre Mart ayında, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 55, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 53, üre gübresi yüzde 53, DAP gübresi yüzde 32, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 23 oranında arttı. Geçen yılın Mart ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 350, amonyum sülfat gübresi yüzde 310, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 290, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 250, DAP gübresi ise yüzde 235 oranında arttı. 2022 yılının Ocak ayından itibaren geçerli olan yüzde 94,8’lik zam sonucunda elektrikte indirim bekleyen üreticilerimiz, büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV’si yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülmesine rağmen, üreticilerimiz geçen yılın aynı ayına göre elektriği yüzde 103 oranında daha zamlı kullanmakta. Tarımda kullanılmaması durumunda verimin yüzde 80’e yakın düşmesine neden olabilecek zirai ilaçlarda da durum farklı değil. Son bir yılda zirai ilaçlarda yaşanan fiyat artışı yüzde 100’ü geçmiştir.”

“ARTIK YUMURTA BİLE ERİŞİLMESİ ZOR BİR BESİN OLDU

İncefikir, açıklamanın sonunda şu konuları dile getirdi: “ Piyasada şekerin çuvalı 800 liraya çıktı, Türkşeker talebi karşılayamıyor. Türkşeker özelleştirmeler öncesi pancardan şeker üreten şirketler içerisinde yüzde 65 paya sahipti, şimdi bu oran yüzde 35’e geriledi. 1992 yılında 4.3 milyon dekar alana pancar ekimi yapılırken 2002 yılında bu alanın 3.7 milyon dekara, 2021’de ise 3.3 milyon dekara geriledi. 2002-2003 yılında 3.982 ton şeker ithalatı, 209 bin 153 ton da ihracat yapılırken 2019-2020 döneminde ihracat 244 bin 710 ton oldu, ithalat ise 70 kattan fazla artarak 283 bin 662 tona çıktı. Et ve sütün üretim açısından birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Ana olmazsa dana olmaz. Çiğ sütün para etmediği yerde hayvan üreticileri ineklerini kesime gönderir. Bugün olduğu gibi. Bir çuval yem 300 TL’yi bulmuş. Hep söyledik yine söylüyoruz üretmezsek tükeniriz. Kırsal kalkınma önceliğimiz olacak. Kırsalda yaşam cazip hale gelecek. Aksi halde kırsalda kimse olmazsa hayvancılıkta olmaz. Girdi maliyetleri altında ezilen kırsal nüfus süt veren doğuran hayvanlarını kesime gönderdi. Tarım Bakanlığı bu duruma çözüm bulmak yerine seyretmekle yetindi. Et krizinin sorumlusu siyasi iktidardır. Halkımız et tüketemiyor. En ucuz protein kaynağı olarak yumurta önerilirdi. Artık yumurta bile erişilmesi zor bir besin oldu.”