“Uğur Mumcuları yaşatmak bizlerin görevi”
>> ALİ BOZ/ŞEYDA TURAÇLAR
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar; Uğur Mumcu’nun daima yaşatılması gerektiğini altını çizdi. Onun aydınlanmada ki rolüne vurgu yapan Karalar, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülke için değer olan Uğur Mumcu’ları yaşatmak bizlerin görevi olduğuna dikkat çekti. Kalemiyle, yazdıklarıyla yollarımıza ışık olduğunu belirten Başkan Karalar ondan daha öğrenilecek çok şey olduğunu söyledi. Uğur Mumcu ve onun gibi yitirdiğimiz tüm aydınları minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. Karalar son olarak Uğur Mumcu’nun bu meydanda heykelini dikmek istediklerini ama izin sorunu yaşadıklarını bu yüzden anıtı yenilediklerini de belirtti.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Sefa Saygıdeğer, 24 Ocak 1993'te evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını kaybeden araştırmacı, gazeteci–yazar Uğur Mumcu'nun güçlü ve onurlu bir kalem olduğunu söyledi. Onun yaptığı dürüst gazeteciliğin meslektaşlarına hâlâ yol gösterdiğini anlatan Saygıdeğer, "Değerli kalem Uğur Mumcu gibi aynı günde aramızdan ayrılan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile siyaset adamı İsmail Cem’i de saygıyla anıyoruz” ifadesini kullandı. CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, Uğur Mumcu’nun kendi yaşamı için çok büyük bir anlam içerdiğini babasının ilk kez o gün ağladığını belirtti. Çağdaş ve demokratik bir ülkenin şekillenmesinde Uğur Mumcu’nun çok önemli bir değer olduğunu belirten Tanburoğlu onun yolundan yürümeye devam edeceklerini belirtti.
Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı İsa Kayadan konuşmasında; 70’li yılların başında 12 Mart 1971 faşizmi ile başlatılan, Sivas, Çorum, Maraş katliamları ve Abdi İpekçi cinayeti ile 80’lerin 12 Eylül despotizmi ile buluşturulan, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve diğerleriyle sürdürülüp Ahmet Taner Kışlalı cinayetiyle 2000’lere ulaştırılan bu strateji ile emperyalizm, engel gördüğü ulusalcı aydınları, namuslu gazetecileri, gerçek toplum önderlerini yok etmiş, yolunu temizlemiş, yazık ki başarılı da olmuştur. Uğur MUMCU nun katledilişinden 8 yıl sonra Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ı da hain bir pusuda yitirdik.”
Kayadan açıklamasının devamında “Atatürk laikliği; yalnız uygarlığın, demokrasinin ve özgürlüğün değil, aynı zamanda iç barışın ve ulusal birliğin de güvencesidir. Laiklik karşıtı şeriat propagandasına izin vermek, Türkiye'nin geleceğinin yok edilmesini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin intihar etmesini benimsemektir." diyen Muammer Aksoy da, "Ben Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben lâikim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın beni. Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır" diyen Uğur Mumcu da cesur ve kararlı Kemalist Devrimciler, ödünsüz Cumhuriyetçiler ve sözlerine sonuna kadar güvenilen saygın aydınlar oldukları için hedef seçildiler. Kayadan, “Türk Ulusu’nun siyasi cinayetlere kurban giden yiğit evlatlarını da, katilleri ve azmettiricilerini de unutturmayacağına ve hesabını bir gün mutlaka soracağına yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Anma etkinliğinin sonunda yurttaşlar anıtın önüne karanfillerini bıraktılar.