“Öğrencilerimizin yurt sorununu çözün”

ELİF HALLAÇOĞLU / özel haberi

Pandemi sonrasında oluşan ekonomik tablo, temel bir hak olan barınma ihtiyacını bile karşılanamaz hale getirmiş; mevcut iktidarın öngörüsüz politikaları geçtiğimiz yıl çocuklarımızı “barınamıyoruz” pankartlarıyla sokağa dökmüştür. Bu yılda aynısını yaşamayalım. Önlem alalım.” dedi.

Ergin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, şunları söyledi. “ Eğitim hakkının barınma, beslenme, ulaşım, ders materyali gibi temel ihtiyaçlar açısından dahi yüksek bir maliyet gerektiriyor olduğu gerçeği ne yazık ki geleceğimizi teşekkül ettirecek gençlerimize başka çare bırakmamıştır. Sokaklarda, parklarda yatan, sosyal medyada sesini yükseltmeye çalışan bu çocuklarımızın haykırışının ertesi yılındayız ve bu hususta üretilmiş tek bir politika göremiyoruz. 2002’de 93 olan üniversite sayısı, 2021’de 208’e yükselmiş; öğrenci sayısı 1 milyon 882 binden, 8 milyon 296 bine çıkmıştır. Örgün eğitimdeki öğrenci sayımız ise 3 milyon 800 bini bulmuştur. 2002’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı 191 yurt varken 2020’de bu sayı 773’e çıkmış; ancak yurt sayısının öğrenci sayısı ile orantılı artmaması öğrencilerimizin büyük ölçüde barınma sorunu yaşamasına neden olmuştur. Yine KYK verilerine göre bu yurtlardaki yatak sayısı 719.567 kapasiteyle sınırlı kaldığı gerçeği yalnızca örgün eğitimde yer alan öğrenciler açısından değerlendirildiğinde dahi mevcut sayının ancak yüzde 18’ini karşılayabilmektedir.”

Aynı dönemde özel yurtların sayısının iki kat artışla 2 bin 210’dan 4 bin 406’ya yükseldiğini belirten Ergin,  Özel yurtların 2 bin 894’ü dernek, 416’sı vakıf yurdu, diğerleri şahıs yurtları (368), ticari yurt (666) ve üniversite yurtları olduğunu ifade ederek şöyle konuştu. “ Adana’da ise bilindiği üzere iki üniversitemiz mevcuttur. Üniversitelerimizde 55 bin civarında öğrencimiz öğrenim görmesine rağmen ancak 11 bin 182 kişilik yurt kontenjanı sağlanabilmekte; bu rakam da öğrencilerimizin ancak yüzde 20’sini karşılayabilmektedir. Ailesinin ya da akrabalarının yanında kalamayan öğrencilerimiz kamu ve özel sektöre ait yurtları tercih etmekte; kapasite yetersizliği dolayısıyla özel pansiyon, apart otel, kiralık ev gibi seçeneklere yönelmekte ve henüz iş hayatına atılmadan geçim derdine düşmektedir. 12 yıl okuyarak bir tercih yapmış ve üniversiteye yerleşmiş öğrencilerimizin akademik başarıya yönelmesi, bunun için de barınma yerini tercih eder konuma gelebilmesi, okuluna yakın, ulaşım kolaylığı olan, kendini güvende hissedebileceği ve rahat ders çalışabileceği ortamların devlet eli ve güvencesiyle sunulması gerekmektedir. “

Ergin açıklamasının devamında ayrıca şu konulara değindi. “Ülke genelinde konut kiralarındaki yükseliş oranı her ne kadar yüzde 26 olarak belirlense de bölgesel baz da kira oranının yüzde 100 üzerine yükseldiğini görüyoruz. Bu durum öğrencilerin devlet yurtlarına yönelmesine neden olmakta, yurtlarda kendine yer bulamayan öğrencilerimiz ücreti yüzde 104 oranında artan özel yurtlara yönelmek zorunda kalmaktadır. Özel yurtlar ayda 4500-8500tl arasında değişmektedir. Yıllık bazda 45000-85000 aralığı bir rakam. En temel insan haklarından olan konut ve barınma hakkı anayasal bir haktır ve devlet, vatandaşlara barınma imkânı sunmakla da mükelleftir. Türkiye’de öğrencilerin barınma sorununu çözmesi gereken adres Kredi ve Yurtlar Kurumu’dur. KYK’nın öğrenci sayısına göre bir planlama yapması gerekmektedir, bu gereklilik için de ihtiyaç oranında bütçeye ulaşabilmesi gerekir. İktidar, şirket ve müteahhitlere, cemaat ve tarikatlara vermiş olduğu olanakları  KYK’ya sunmalıdır.

Barınma sorununun öğrencilerimizi dini vakıf ve derneklere ait yurtlara, TÜRGEV, TÜGVA, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi tarikat-cemaat yurtlarına mahkum etmesinin önüne geçilmelidir. İlim Yayma Cemiyeti’nin 107; Ensar Vakfı’nın 60; TÜGVA’nın 38; TÜRGEV’in 18 yurdu vardır. Bu yurtlar için vakıflara halkın vergilerinden her yıl milyonlarca lira aktarılmaktadır. Dini vakıf ve derneklere ait yurtlarda kalan öğrencilere öğrenci başına geçtiğimiz yıl 650-800 TL destek verilmiştir. Bu yılın ilk 9 ayında yapılacak destek miktarı ise toplamda 173 milyon 704 bin liradır. Tarikat cemaat yurtlarında kalmaya mecbur edilen öğrencilerin tarikat mensubu hocalar eşliğinde dini etkinliklere ve sohbetlere katılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir. Aladağ’da Süleymancılara ait bir yurtta yanarak can veren çocuklarımızın ateşi hala sönmedi. Geçtiğimiz yıl, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, cemaat yurdunda maruz kaldığı durumlar sonucunda intihar etmişti. Yine Antalya'nın Kepez ilçesinde, bir tarikat yapılanmasına ait olduğu ortaya çıkan kaçak bir yurtta çalışan aşçının öğrenciyi vahşi bir şekilde katledişi medyaya yansımıştı. Çocuklarımızın hayatlarını dahi yitirdiği, yaşadığı travmaları ancak medyaya yansıdığında öğrenebildiğimiz akıl ve insanlık dışı yapılanmaların önüne geçilmelidir. Ekonomik olanakları yetersiz öğrencilerimizin her kademede barınma sorununu çözmek sosyal devlet olmanın gereklerindendir ve kamusal bir sorumluluktur.”