“Yenidoğan çetesi; buzdağının görünür hale gelen kısmıdır”

SAĞLIK SİSTEMİ NİTELİKLİ, EŞİT VE UCUZ OLMALIDIR

Sağlık alanının insan hayatında ki en kritik öneme sahip alanlardan biri olduğunu ifade eden Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Bu alan insanların yaşam kalitesini, uzun ömürlülüğünü ve genel mutluluğunu doğrudan etkiler. Sağlıklı bir yaşam sürmek, sadece hastalıklardan korunmakla ilgili değil, aynı zamanda fiziksel, zihinsel ve duygusal dengemizi korumak anlamına da gelmektedir. Son günlerde yaşanan vahim olaylar maalesef biz sağlık emekçilerinin de ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bunların bir örneği Yenidoğan Çetesi Olayıdır. Yenidoğan Çetesi Olayı, Sağlıkta Piyasacı Dönüşümün Vahim Sonuçlarından Biridir. Buzdağının görünür hale gelen kısmıdır. Her an benzer haberleri duyabiliriz. Çözüm ise Kamucu, Eşit, Ulaşılabilir, Ücretsiz, Nitelikli bir sağlık sistemindedir.”

 

YENİDOĞAN ÇETESİNİN YAPTIĞI İNSANLIKLA BAĞDAŞMAZ

Yenidoğan çetesinin yaptığının insanlıkla bağdaşmayacağının altını çizen Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Tüm ülkeyi şoka sokan, vijdanları yaralayan, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde çok sayıda bebeği anlaşmalı özel hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiği, bu yönlendirmeler sonucu çetenin Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan ve ailelerden haksız gelir elde ettiği ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğidir. Yaşanan bu vahim durum bir insanlık suçudur. Öncelikle, yetkili tabip odası olan İstanbul Tabip Odası'nın konuyla ilgili inceleme başlattığını, süreci hızlı ve titizlikle yürüttüğünü, Türk Tabipleri Birliği ve Adana Tabip Odası olarak yakından takip ettiğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.  Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlıkla bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiği açıktır.”

 

‘SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI’ HALKIN YARARINA OLMADI

Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Bize göre açık olan bir diğer husus ise; bu olayın, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız  ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ doğrultusunda sağlık hizmetlerinin halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçlar doğurduğu gerçeğini tekrar ortaya koymuş olmasıdır. Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine ve halkın sağlık hizmetlerine ulaşımında eşitsizlik yaratmasına neden olan uygulamalara son verilmediği sürece ne yazık ki benzer olaylarla karşı karşıya gelme ihtimali artmaktadır. Nitekim bu olay, piyasacı kurallara teslim edilen Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizin çürüdüğünün bir örneğidir. Sağlık Bakanlığı’nı hekimlik değerlerine doğrudan zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerini ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz. Halkın eşit, ulaşabilir ,ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için;

koruyucu hekimliğin ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık emekçilerinin iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil, niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sisteminin hayata geçirilmesidir. Ülkemizin hem maddi hem de emek gücü yönünden bunu başarmaya yeterli olduğunu inanıyoruz. Bu anlamda bugün buraya gelen siz değerli sağlık emekçilerine, sağlık bileşenlerimiz adına teşekkür ediyorum.” diye konuştu.