Burhanettin Bulut: Basının sorunu toplumun sorunudur
>> SABİT ÖZKESER
“YEREL BASIN YOK OLMA
TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA”
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve SGK’nın yerel basına verilen ilanların satış limitini arttırmasına tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, “Bu kararlarla yerel basının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Son seçimlerde 1. Parti çıkmış bir partinin yöneticisi olarak burada yaşadığınız sorunları bizim sorunlarımız gibi, toplumun sorunu gibi bakmamız gerekir ve öyle de bakıyoruz. Bu işe ilişkin bir çözüm yolu arayışı içindeyiz” diye konuştu.
“HÜKÜMET BU KONUDA
DEFALARCA SINIFTA KALDI”
Demokrasinin en temel ihtiyaçlarından birinin ‘haberleşmenin özgür olması’ gerektiğinin altını çizen Bulut, “Bu konuda bu işlevi yapan ve 4.kuvvet diye bahsedilen basının bir defa hiçbir baskı altında olmadan ve ekonomik rahatlığıyla bu işleri yapabiliyor olması gerekir. Ancak bu hükümet, bu konuda defalarca sınıfta kalmış bir iktidar. Daha önce yaptıklarını göz önüne aldığında, bundan sonra ‘bir iyileşme olur, bir düzenleme olur, siz de rahatlarsınız’ deme şansımız yok. Çünkü zihniyet olarak orada değiller” dedi.
“KENDİLERİNE BİR BASIN
ÜRETMİŞ DURUMDALAR”
CHP Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, “Basını güçlendirelim, denetimler artsın, vatandaşlar haber alsın, bu arada yöneticiler, yürütmedekiler birisi haklarında yazı yazar diye endişe duysun gibi bir çabaları falan yok. Olması gereken şey; bu konuda hiçbir iktidara, yada muhalefete, yada hiçbir şeye ihtiyacı duymadan basının ayakta durmasını sağlayacak sistem oluşturmak ama bunlar onun yerine her şeyde olduğu gibi kendilerine yargı, kendilerine bürokrat, kendi valileri olduğu gibi kendilerine bir basın üretmiş durumdalar” diye konuştu.
Bulut, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“SOSYAL MEDYAYA BİLE
TAHAMMÜLLERİ YOK”
“İşte ‘Havuz Medyası’ diye tabir ettiğimiz… Havuz Medyası’nın kaynaklarını da buluyorlar. Kaynakları neresi diye soracak olursak; kendi belediyeleri… Örneğin bunun ispatı somut göstergesi olarak; 2019 yılında 11 Büyükşehir Belediyesi’ni kaybettiklerinde bazı televizyonlar, gazeteler kapandı. Kamu kuruluşları ve iş dünyasından insanlar. İş dünyasındaki insanlara da karşılığı ödenmeyen kredilerle bu işlemleri yapıyorlar. Haliyle böyle bir anlayıştaki bir yapı dışarıdan herhangi bir sese tahammülü olmaz ve sosyal medyaya bile tahammülü olmayan bir iktidar özellikle yerel gazetelere de ayakta kalmaması için elinden geleni yapar. Aksine bir çaba içerisinde. O nedenle buradan bir şey beklemez. Bu arada, sadece ekonomik olarak da baskı yapmıyor, ekonomik olarak sizi çeşitli desteklerden men ediyor.
“HER GÜN BİR ŞEYLER
ÇIKARTIYORLAR”
Diyelim ki; siz bunlara rağmen gazetenizi yaşatmak istiyorsunuz. Bu sefer de sizi yasayla engellemeye çalışıyorlar. Her gün bir şey çıkartıyorlar. Hatırlayın; bir yasa çıkmıştı geçen yıl. Orada Dezanformosyona ilişkin ‘Bu kesinlikle gazetecilere yönelik değildir’ diye söylediler. Defalarca bunu televizyonlarda söylediler ama birçok gazeteci o yasadan dolayı içeri atıldı, tutuklandı. Sonuçta bu işin çözümü, bu iktidarın gitmesidir. Basının gerçek yerini bulması, 4. Kuvvet haline gelmesi, yerel medyanın ayakta kalabilmesinin yöntemi bu iktidarın gitmesi. Bunun dışında bu iktidar yürütmeyi elinde tuttuğu müddetçe böyle olma ihtimalı yok. Net yani. Çünkü; buradan size bir destek veririz, bu sefer de o desteği engellemek için ‘tasarruf tedbirleri’ çıkarırlar. Son olarak işte belediyelere gönderilen gazete aboneliklerini iptal ettirdiler.”
ESENDEMİR, “YENİ DÜZENLEME
ANADOLU BASINININ İDAM FERMANIDIR”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri kapsamında Basın ve Yayın giderlerine ilişkin yeni düzenlemenin yanı sıra son olarak SGK’nın yerel basına verilen ilanların satış limitini artırmasına ilişkin Çukurova Press’e yaptığı açıklamada, “Bu kararlar, Anadolu basınının idam fermanı niteliğindedir” dedi. Esendemir, "Yeni düzenleme, kamu kurum ve kuruluşlarının günlük gazete alımı yapılamayacağı ve görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunamayacağını kapsamaktadır. Bu düzenleme Anadolu basını için adeta idam fermanıdır. Gazetelerin elektriğini ve suyunu kesmekle eşdeğerdir. Anadolu basını bu zorlu süreçte devletten destek beklerken tam aksine Anadolu basınını çok güç duruma düşürecek bir uygulama ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir" diye konuştu.
“MAALESEF BASIN CAMİASINA
YETERLİ DESTEK VERİLMEDİ”
Cafer Esendemir, Türkiye'de tüm meslek grupları içerisinde en mağdur ve en sıkıntılı meslek grubu olduklarını belirterek, "Son yıllarda çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren ve ayakta durmaya çalışan Anadolu basını, pandemi döneminde iyice sıkıntılı bir duruma düşmüştür. Birçok meslek grubuna çeşitli destekler ve yardımlar sağlanırken maalesef basın camiasına yeterli destek verilmedi. Bu yetmezmiş gibi şimdi de iyice güç duruma sokulmaya çalışılmaktadır. Gazeteler çalışanlarının maaşını ödemekte zorlanırken yeni tasarruf genelgesiyle iyice zor durumda kalacak. Tasarruf tedbirlerinin önce Anadolu basınından başlaması oldukça düşündürücüdür" diye konuştu.