Eğitim İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Seher Ergin : Kaşıkla veriyorlar kepçeyle alıyorlar
>> ALİ BOZ/ŞEYDA TURAÇLAR
Eğitim İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Seher Ergin, konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi. “ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce “en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı” vaadinin üzerinden daha 2 ay geçmemişken 1. 157 dolara denk gelen 22.000 tl, şimdi için 837 dolara denk gelmektedir. Bu kısacık zamanda bile henüz verilmeyen en düşük memur maaşının alım gücü neredeyse 320 dolar erimiştir. TÜİK, haziran ayı enflasyon verilerini aylık yüzde 3,92, altı aylık yüzde 19,77 ve yıllık olarak yüzde 38,21 olarak açıklamıştır. 6 aylık enflasyon rakamının belli olmasından sonra kanuni düzenleme ile yapılacak seyyanen artış dışında memurlara, sözleşmeli personele ve emeklilere verilecek zam oranı % 17,55 olarak açıklanmıştır. Birleşik Kamu-İş KAMU-AR’ın Haziran enflasyonu yılın ilk yarısında yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 80,5 oranında artış yaşanmıştı. Haziran ayı araştırmamıza göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 32 bin liraya, açlık sınırı ise 12 bin liraya dayanmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vaat ettiği en düşük memur maaşı 22 bin TL’ye ulaşılması için yeni bir formül devreye alınmıştır. Ancak sefalet oranlı toplu sözleşme zamları ile manipülasyonlu enflasyon rakamları karşısında hükümet ara zam formülüyle durumu kurtarmaya çalışmaktadır.”
Eğitim İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Seher Ergin, açıklamasında ayrıca şöyle konuştu. “ Yeni formül geçmişte olduğu gibi maaş hesaplama katsayılarını arttırma değil benzeri çok az olan “ilave ödeme” şeklinde tasarlanmıştır. Bu ilave oyunu kamu emekçilerinin taban aylığına yansımadığı için emekliliğine yansımayacak bir artıştır. Üstelik önümüzdeki dönemlerde maaşlara yapılacak zamlarda bu artış gör ardı edilerek yapılacaktır. 7. Döneme Toplu Sözleşme zamlarında hangi oranlar verilirse verilsin şimdiden enflasyon altında kalacağı kesindir. Emekli bu artıştan yaralanamayacak ve emeklilere 8 bin 77 TL ilave ödeme yapılmayacak. Çünkü artış ilave olarak yapıldı oysaki taban aylık ya da aylık katsayı (maaş hesap katsayıları) üzerinden yapılsaydı emeklileri de kapsayacaktı. Memurların emekli olmamasının en önemli sebeplerinden olan emekli olduklarında; çalışırken aldıkları yoksulluk düzeyindeki maaşı dahi emeklikte alamamaları sorununu daha da büyütmüştür. En düşük kabul edilen memur maaşının çıkarıldığı 22 bin TL’nin aynı memur emekli olunca otomatik olarak 8 bin TL’sinin hatta daha fazlasının düşmesi anlamına gelmektedir. Milyonlarca insanı ilgilendiren ücret ve maaş artışları gerçek enflasyona göre değil, çarpıtılmış TÜİK enflasyonuna göre belirlendiğinden emekçiler iki kez mağdur edilmektedir. Yüksek enflasyonla emekçilerin cebindekine el konulması yetmezmiş gibi vergi dilimlerinde düzenleme yapılmadığı için ücret artışları sonrasında cebine giren maaş, vergi olarak geri alınmaktadır.”
Ergin açıklamasının devamında ayrıca şu görüşlere yer verdi. “ Asgari ücrete, memur ve emekli maaşlarına yapılan artışların TL’de yaşanan değer kaybı ve hayat pahalılığı devam ettiği sürece bir oh dedirtmesi mümkün görünmemektedir. Kamu emekçilerine; ekonomik krize, enflasyona, büyüme rakamlarına ve gerçekçi ülke koşullarına göre hiçbir kazanım sağlanmadığı bugün %50 oranında arttırılan harçlar, %8’den %10’a - %18’den %20’ye çıkarılan KDV oranlarından, tüketici kredilerinden alınan BSM Vergisinden, yurt dışından gelen ürünlerin arttırılan harçlarından anlaşılmaktadır. Bu bir “kaşıkla ver kepçeyle al” ekonomisidir. Yoksulluğumuz ve alım gücü düşüklüğü yapılan zamlar ve denetlenmeyen piyasa ile artarak devam edecektir. Daha dün aldığımız yumurtadan daha az alıyoruz, ekmekten daha az alıyoruz, bugün sütten, etten daha az alıyoruz. Eskiden ev araba alabiliyorduk. Şimdi alamıyoruz. Cep telefonu alabiliyorduk onu da alamıyorduk yurtdışından getiriyorduk çünkü 85 binlik telefon 30 bine geliyordu kur farkı dâhil. Şimdi o da yok. Yurtdışına gidemiyoruz ev araba telefon bile alamıyoruz veya alamayacağız. 22 bin verilen maaş çoktan eridi gitti. 2010 yılı öncesinde 1.000 lira maaş alırken ev araba alabilen, aylık maaşı 25.000 liraya dayandığında telefon dahi alamayan insanlar olduk. Mesele paranın büyüklüğü değil alım gücüdür. Gerçek enflasyon rakamları baz alınmadığı müddetçe kamu emekçisi ve emeklisinin nefes alabilmesi mümkün olmayacaktır. Ekonomik kriz enflasyon farkının altı ayda içinden çıkılamaz hale getirmiştir. Zam yağmuruna karşı kamu emekçilerini koruyacak gerçekçi enflasyon aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır. Kamu emekçilerinin açlık, sefalet ve enflasyon altında ezildiğini haykırıyoruz: Kamu emekçilerinin talepleri yerine getirilmemesine, taban aylığına yansıtılmamasına ve emeklilerin mağdur edilecek olmasına karşı örgütlü olduğumuz tüm illerde 15 Temmuz’da eş zamanlı bordro yakma eylemine başlayacağız. Kamu emekçilerinin maaş zamları TÜİK’in inandırıcılıktan uzak enflasyon verileri değil, gerçek enflasyon ve geçim şartları dikkate alınarak en düşük memur maaşının 32 bin TL olmasını talep ediyoruz.”