Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir: Hiçbir tehdide pabuç bırakmayız

 

>> SABİT ÖZKESER

 

“BİZ BU MAHALLEDE

TEHDİTE DE MARUZ KALDIK”

Çukurova Press’e sürpriz ziyarette bulunarak Yönetim Kurulu Başkanı Engin Kanber ve ekibiyle görüşen Başkan  Fatih Kocaispir,  “Bu konuyla ilgili bana dolaylı tehditler de geldi. Biz oraya emniyetteki  arkadaşlarla, büyüklerimizle istişare yaparak gidiyoruz.  Orada biz bir eko sistemi yıkıyoruz. Bu kolay bir iş değildir. Biz  burada tehdite de maruz kaldık. Fakat takdir edersiniz ki; biz buna pabuç bırakmayız. Bırakacak birisi değilim, olmadığını da herkes bilir. O sebeple Allaha şükür pisliği biz orada temizliyoruz” diye konuştu.

“BUGÜNDEN YARINA PANİĞE

SEVK ETMEYE GEREK YOK”

Kahramanmaraş merkezli  7.7 ve 7.6 şiddetli iki büyük depremin yarattığı olumsuzluğunu yaşayan Adana ile ilgili konuşan Kocaispir, “Adana  maalesef deprem kuşağında. Fakat vatandaşlarımızı, hemşerilerimizi bugünden yarına paniğe sevk etmeye gerek yok. Ben özellikle  Prof.Dr.Süleyman Pampal  hoca ve  Melih Baki’yi yakın takip ediyorum. İkisinin de bilimsel değerlendirmelerine güveniyorum. Çünkü birisi Kadirlili ve Savrun  Fay ismini koyan kişidir, Melih ağabeyimiz de arkadaşımız, benim müvekkilim ve değeri bilinmemiş bir ağabeyimizdir. Bunun altını çizerek söylüyorum” dedi.

“6 ŞUBAT’TAKİ YAŞANAN

GERÇEKTEN TARİHİ BİR DEPREMDİR”

Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her ikisi de şunu söylüyorlar; evet elbette çevremiz deprem bölgesi.  Çeşitli fay geçiyor ama Adana birinci derecede deprem kuşağı değil. Bu hemşerilerimiz, vatandaşlarımız “tedbir almasın” anlamında değil ama paniğe sevk etmeyelim insanlarımızı. Bu insanları değerlendirmesinde Adana’da hiçbir şeyin olmaması gerektiğini hepimiz vurguluyoruz. 6 Şubatta yaşanan ve gerçekten tarihi bir depremdir. Daha iyi anlıyoruz şimdi. Ben uluslar arası yabancı bazı hocalarımızı da takip ettim bu süreçte. Onların da değerlendirmelerine baktığımızda belki 100 yılda belki 1000 yılda bilmiyorum olabilecek deprem ve felaketle karşı karşıyayız. Devlet hızlı bir şekilde yaraları sarıyor. Ben bölgeyi yakin takip ediyorum. Gidip geliyorum. Antakya’yı, Adıyaman’ı, Pazarcık’ı, Kahramanmaraş’ı gidiyoruz, geliyoruz. Yeni şehirler kurulması konusunda çok büyük bir gayret var. Devlet gerçekten bu konuda çok yetkin, yetenekli ekipler var.”

“BİZ BU DÖNEMDE BUNU

EN KATI ŞEKİLDE UYGULUYORUZ”

Adana’da Yüreğir Belediyesi olarak biz baştan beri bu tehlikeyi hep gördük ve yapı kontrol müdürlüğümüzü, ruhsat müdürlüğümüzü, inşaatla ilgili işlerimizi yakın takip edenler bilirler ki örneğin müteahhitler, Yüreğir Belediyesi deprem mevzuatını ve yönetmeliğini en katı  şekilde uygulayan kamu kuruluydu. Bunu altını çizerek söylüyorum; hiç böyle kıvırmıyorum. Kimseyi de zan altında bırakmıyorum. Biz bu dönemde bunu en katı şekilde uyguluyoruz. Çünkü; birincisi  Adana birinci derecede değilse bile bir şekilde deprem bölgesi, ikincisi yer altı su seviyesinin yüksek olması sebebiyle zemin sıvılaşmasının üst düzeyde olduğu bir ilçeyiz, Yüreğir olarak ovadayız. Tarım alanlarının inşaat faaliyetlerine kapatılması konusunda çok büyük bir mücadelemiz var. Yüzde 100 başarılı değiliz, onu açık yüreklilikle söylüyorum, itiraf ediyorum. Bu konuda gerçekten ‘yüzde 100 başarılıyız’ demeyi çok isterdim. Yüzde 100 başarılı değiliz ama çok büyük mücadele yapıyoruz. Kaçak inşaatı önleme konusunda  bir irademiz ve bir duruşumuz var. Tarım alanlarının imara açılmamasıyla ilgili net bir duruşumuz var. Bununla birlikte sağlam binaların yapılması konusunda sağlam bir şehircilik için en başta şunu yaptık; imar planlarımızı yeni baştan revize ettik. Bu konuda  Allah razı olsun, teşekkür ediyorum. Büyükşehir Belediye meclis üyelerimiz, ilçe belediye meclis üyelerimiz hep  parti ayrımı yapmaksızın bize destek çıktılar ve biz oy birliğiyle geçerek de bu süreci ilerlettik.

“BİR MİMARIN VEYA BİR BELEDİYE BAŞKANININ

İNİSİYATİFİNE BIRAKILAMAZ BU İŞ”

Bununla birlikte kentsel dönüşümde bir örnek  teşkil etmek istiyorduk.Şehit Erkut Akbay Mahallesi’nde yaklaşık 900-1000 konutluk bir proje Yüreğir’i dönüştürmez ama Şehit Erkut Akbay gibi görece, şerefenin düşük olduğu  yani inşaat değerlerinin düşük olduğu bir mahallede bunu başlatmak demek Yüreğir’de bir yeni bir çığır açmak demekti. Sinanpaşa  bilindiği gibi kentsel dönüşüm başladı. Tüm bunları değerlendirdiğimizde biz deprem sürecinde belediye olarak çıkarmamız gereken dersleri çıkarttık. Son olarak şunu yapıyoruz; tüm inşaat, ruhsat ve iskan ruhsatı süreçleri elektronik hale getiriyoruz. Böyle bu hassas prosesteki gri alanları ortadan kaldırıyoruz.Ve diyoruz ki ; bir mimarın veya bir belediye başkanının açık yüreklilikle söylüyorum; kendimi de kısıtlıyorum bir belediye başkanının inisiyatifine bırakılamaz bu iş.

“SAĞLAM BİNALARIMIZ OLSUN VE

BİNALAR İNSANLARI ÖLDÜRMESİN”

Bir yapılaşma bir şehirleşme belediye başkanının şahsi ikbaline veya şahsi görüşüne bırakılamayacak kadar kıymetli ve önemlidir. Çünkü burada şehrin geleceği söz konusudur. Belediyle başkanları gelip geçici insanlardır. Şehrin geleceği daha kıymetlidir. O sebeple ne  Belediye Başkanı, ne mimar, ne müdür burada inisiyatif sahibi olmasın, gri alanlar kaldırılsın. Modern, insanca denetlenebilir şeffaf bir inşaat süreci olsun. Sağlam binalarımız olsun ve binalar insanları öldürmesin.

“ULUBATLI HASAN MAHALLESİ’NDEKİ

UYUŞTURUCU BATAKLIĞINI KURUTUYORUZ”

 Hasan Mahallesi’nde Yüreğir için kangren haline gelmiş ve  insanlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini çalan ve kalbimizde hapis bir ur gibi saplanmış o kötü bölgeyi söküp atıyoruz. Birkaç tane ev kaldı, büyük mücadele veriyoruz. Deprem maalesef bizi biraz geri götürdü ama  hemen gaza bastık birkaç hafta sonra tamamen temizlenmiş bir Ulubatlı Hasan Mahallesi ortaya çıkacak.  Bu mahalledeki temizlikten sonra oradaki insanlarımız rahatlayacak. En azından biz o bataklığı kurutmuş olacağız. Ortaya çıkan alanda da ilk etapta yaklaşık 6 bin metre, ikinci etabımız var orda da 10 bin metre fakat ikinci kesimde o kesimden kimse yok. Yerli insanlar oradakiler. Yaklaşık 16 bin metrekare alan bir rezerv alan oluşturmuş olacağız.Burada da bir kısmını Millet Bahçesi olarak yapmayı düşünüyoruz, sosyal donatımlar düşünüyoruz, kütüphane düşünüyoruz, farklı etkinlikler, kadın etkinlikler vesaire  diğer kısmında belki kentsel dönüşüm için yine bakanlıkla ortak çalışırız.Bu konuyla ilgili insan unsuru açısından bakarsak orada bir 8-10 kişinin etrafında dönen bir süreç var. Biz o insanlara dedik ki, biz sizin buradaki taşınmazlarını kamulaştırıyoruz ve lütfen mahallemizi terk edin.  Size de haksızlık yapmıyoruz. Kamulaştırma bedellerini de ödedik ve o  insanlar mahalleden taşınıyorlar. Bir-kaç evin dışında çoğu taşındı. O mahalleden gidiyorlar.Sadece Ulubatlı Hasan veya Yüreğir gibi bu olayı düşünmemek lazım. Tüm Adana’da maalesef gençlerimizi zehirleyen bir bela noktasıydı, bir urdu, bir kanser hücresiydi. Çok şükür o kanser hücresini temizledik. Son bir iki dokunuşumuz kaldı, söküp atıyoruz bünyemizden. Bu konuyla ilgili bana dolaylı tehditler de geldi. Biz oraya  emniyetteki  arkadaşlarla, büyüklerimizle istişare yaparak gidiyoruz.  Orada biz bir eko sistemi yıkıyoruz. Bu kolay bir iş değildir. Biz  burada tehdite de maruz kaldık. Fakat takdir edersiniz ki; biz buna pabuç bırakmayız. Bırakacak birisi değilim, olmadığını da herkes bilir. O sebeple Allaha şükür pisliği biz orada temizliyoruz. O kadar çok iş var ki Yüreğir’de, o kadar yapacak çok iş var ki.”