“Güvenceli bir çalışma yaşamı istiyoruz”

 Emek ve insan odaklı, güvenceli bir çalışma yaşamı talep ediyoruz” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı başkanlığında düzenlenen ek gösterge komisyonunun ilk toplantısının gerçekleştirildiğini ama geniş kapsamlı bir çözüm sunulmadığını ifade eden Uncu; açıklamasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na komisyon konuşmasında sarf ettiği “Sosyal tarafların talepleri ele alınacak. Kamu kuruluşlarının imkan ve bakış açıları, teknik olarak bu sorunun çözümünü önerileri değerlendirilecek” sözlerini hatırlattı.

Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının özel bir önemi bulunduğunu belirten Uncu, “Hizmetlerin planlanması, projelendirilmesi, uygulanması ve denetlenmesinde görev ve sorumluluk alan meslektaşlarımız, ülkenin; sanayileşmesi, kalkınması ve gelişmesi açısından hayati öneme sahip meslekleri icra etmektedir” diye konuştu.

“MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI, OLDUKÇA

 CİDDİ BİR SATIN ALMA GÜCÜ KAYBINA UĞRAMIŞTIR”

Özellikle son 25 yılda kamuda çeşitli statülerde çalışan ve farklı ücretler alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının, ekonomik ve sosyal hakları açısından oldukça ciddi bir satın alma gücü kaybına uğradığını aktaran Uncu şunları ekledi:

“Kamuda çalışan meslektaşlarımızın aldıkları ücretlerin erimesinin yanı sıra emekliliklerine etki eden hakları da diğer kamu görevlilerine göre oldukça düşük kalmıştır.

Devlet Memurları Kanunu’nun 43. Maddesinde tanımlanan ek göstergeler derecelere göre farklılık göstermektedir. Kanunun eki niteliğindeki (l) Sayılı Cetvelin II- Teknik Hizmetler sınıfı kapsamında bulunan söz konusu kamu görevlileri, 850-3600 arasında “ek gösterge” almaktadır. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının aldıkları ek gösterge, diğer meslek sınıflarına göre oldukça düşük kaldığı gibi emeklilik aylıklarını da etkilemesi nedeniyle maaşlarının ve emekli aylıklarının düşük belirlenmesine neden olmaktadır.Yine bu nedenle teknik hizmetler sınıfına dâhil kamu personeli meslektaşlarımız mali açıdan kamuda çalışan diğer meslek gruplarının gerisinde kalmıştır. Ayrıca teknik hizmetler sınıfına dâhil kamu çalışanları kendi içlerinde de ayrıştırılmış, büyük yatırım projelerinde çalışanlar ile açık alanlarda fiilen çalışanlara yönelik ayrımcı tavır sergilenmiş ve bunlara farklı özel hizmet tazminatı oranları belirlenmiştir.

“YOKSULLAŞMA ARTMIŞ,

REEL GELİR DÜZEYİ GERİLEMİŞTİR”

Hedeflenen enflasyon rakamları tutmamış, yıllardır hedeflenen resmi enflasyon verilerinin temel alındığı maaş artışları ile daha fazla yoksullaşılmış, reel gelir düzeyleri gerilemiştir. Bu sebeple kamudaki meslektaşlarımız da üstlendikleri sorumluluk ve ürettikleri hizmetle karşılaştırılamayacak kadar kötü ekonomik ve sosyal koşullarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır.Teknik ve bilimsel temelde yürüttükleri çalışmalarla vazgeçilmez bir yere sahip olan kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının özlük hakları ve ekonomik sorunlarının çözümü hedefiyle bazı düzenlemeler yapılması zorunluluk haline gelmiştir.Kamuda çalışan ve teknik hizmetler sınıfına dahil mühendis, mimar ve şehir plancılarının “ek göstergeleri”’nin yükseltilmesi şarttır.Bu sebeplerle; ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırları gözetilerek kamu emekçisi mühendis, mimar ve şehir plancılarının maaşları insanca yaşayacakları bir düzeye yükseltilmeli ve ek göstergeleri 4800-6400 arasında yükseltilmelidir.16 Mart’ta yapılması planlanan “ek gösterge komisyonu”’nun ikinci toplantısında yukarıda belirttiğimiz değerlendirmeleri ve görüşleri görmezden geldiği bir toplantı ülke gerçeklerini ve mühendis, mimar, şehir plancısı emeğini yok saymak demektir.Unutulmamalıdır ki emek ve insan odaklı, güvenceli bir çalışma yaşamı ve güvenceli bir gelecek tüm mühendis, mimar ve şehir plancılarının en temel hakkıdır. Sorunlarımıza çözüm istiyoruz!”