“Cumhuriyet dersi vermeye devam edeceğiz”

>> ALİ BOZ/ŞEYDA TURAÇLAR

 

Eğitim-İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Hatice Hazar, yaptığı açıklamada, “ Uzun bir süredir halkın istemediği, razı olmadığı, fayda bulmadığı kararları; halka rağmen çıkartarak, ülkemizin köklü demokrasi kültürünü hiçe sayan iktidar, bir gericileştirme laboratuvarı olarak gördüğü eğitim alanında da bu “ben yaptım oldu” cu tavrını sürdürmektedir. Biz çağ dışı müfredatı tanımıyoruz. Öğretmenlik meslek kanununuza boyun eğmeyeceğiz. Ve bizler Cumhuriyet dersi vermeye devam edeceğiz” dedi.

​Hazar konu ile ilgili yaptığı açıklamada ay7rıca şunları söyledi: “ Sadece mesleğimizin değil, milli eğitim sisteminin de üzerine kara bir bulut gibi çöken Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin, uzmanların, eğitimin diğer bileşenleri ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen, bu hafta TBMM’den geçirilmek istenmektedir. Eğitim-İş olarak, en başından beri bu kanun tasarısının hem var edilme biçimine hem de içeriğine dair mücadele verdik.”

Hazar ayrıca şöyle konuştu: “ Eğitim emekçilerine fikri dahi sorulmadan hazırlanan ÖMK’nin; Öğretmenliğin, zaten bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını;  Öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini, mesleki tecrübelerini görmezden geldiğini; Öğretmenleri, ülkede diploması geçersiz sayılacak tek meslek grubu haline getireceğini; Zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi kategoriler altında sömürülen öğretmenlerin bu vesileyle bir kez daha ayrıştırılacağını ve okullardaki çalışma barışının baltalanacağını; Kurulmak istenen Milli Eğitim Akademisinin, tanım ve işleyişindeki belirsizlikler nedeniyle, tıpkı mülakat sistemi gibi aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini; Hali hazırda liyakatsizce atanmış eğitim yöneticilerinin yarattığı haksızlıklarla boğuşan eğitim emekçilerinin üzerindeki mobbing baskısını, daha da artıracağını; Bu kanunda öğretmenlerin özlük haklarını, ekonomik ve çalışma koşullarını iyileştirecek hiçbir madde olmadığını; Kangren haline gelmiş atanmayan öğretmenler sorununun, özel okul öğretmenlerinin vahim durumunun, ücretli adı altında sömürülen yüz binlerce eğitim emekçisinin halinin görmezden gelindiğini; defalarca söyledik. Bu konuda MEB’e raporlar, Anayasa Mahkemesine somut görüşler sunduk. Alanlara çıktık. ÖMK’ye karşı yükselen itirazı örgütledik; yıllardır yan yana dahi gelmemiş eğitim sendikalarının alanlarda ortak ses çıkarmasına ön ayak olduk. şimdi, bunca mücadeleye ve somut itiraza rağmen; bu kanun Meclisten, iktidarın oradaki aritmetiğinin de verdiği özgüvenle geçirilmek isteniyor. Milletin egemenliğinin sembolü olan Meclisten; milletin aleyhine, milli eğitim sisteminin aleyhine, geleceğimizin aleyhine bir kanun geçirilecekken, bizlerin eli kolu bağlı oturması bekleniyor. Bugün hem Milli Eğitim Bakanlığının önünden hem de Türkiye’nin tüm illerindeki alanlardan sesleniyoruz: Boyun eğmeyeceğiz! Mesleğimizi, uzmanlığımızı, saygınlığımızı çiğnemenize müsaade etmeyeceğiz! Sadece bu kadar da değil; eğitimi tarikatlara, gözünü kâr hırsı bürümüş patronlara her gün biraz daha terk etme planınıza karşı, içinde Cumhuriyet ve bilim olmayan gerici müfredatınıza karşı verdiğimiz mücadeleyi de sürdüreceğiz! Birbirimize, okullarımıza, Başöğretmenimizin bizlere emanet ettiği öğrencilerimize sahip çıkacağız! İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz!”