Adana'da yanan orman küllerinden yeniden doğdu

.

23 Ağustos 2020'de çıkan orman yangınıyla ve 7 köy tahliye edilmiş, 12 ev yanmış, doğa ile birlikte hayvanlar da yok olmuştu. Söz konusu Kuyubeli bölgesinde yeşeren 2 bin 800 hektar ormanlık arazi umutları da yeşertti.

Orman Genel Müdürlüğü tarafından geçen yıl Milli Ağaçlandırma Gününde binlerce fidanın ve kızılçam tohumunun serpildiği Kuyubeli, Minnetli, Karahamzalı, Eskimantaş, Çürüklü, Acarmantaş, Boztahta mahallelerinde yapılan yeniden orman yeşermesi çalışmalarının ardından yanan orman 2 yıl sonra yeniden hayata döndü.

“4 bin futbol sahası büyüklüğündeki saha yeniden yeşerdi”

Havadan görüntülenen yanan alanların yeniden yeşerdiği sahalar geleceğe umut oldu. Yanan sahada yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Orman Mühendisleri Odası Akdeniz Şube Başkanı Şensu Küçükateş, "2020 yılında 7 köyümüze etki eden ve Kuyubeli'nden başlayarak çıkan orman yangınında 2 bin 800 hektar alan bu da yaklaşık 4 bin futbol sahası büyüklüğündeki sahamız yandı. Bunlardan yaklaşık 800 hektar civarındaki kısmı teras dediğimiz sistemler yapılarak fidan dikimi gerçekleştirildi. 2 bin hektarlık kısmı da doğal yolla tohum atarak kızılçamın doğasına fizyolojisinde olarak doğada tohum saçarak yeşertildi. Orman Genel Müdürlüğü Teşkilatı tarafından yeniden gençleştirme çalışmaları tamamlanarak, tamamından genç ormanı oluşturmuş durumdayız. Meyve fidanları özellikle tarla ile orman arasındaki blok içerisinde vatandaşların kendi tarlalarına dikmelerine müsaade ettik. Bunun yanında Orman Genel Müdürlüğü zaten gelir getirici tür dediğimiz badem, ceviz, harnup bu tür orman ağacı sayılan meyvelerin dikimine müsaade ediyor” dedi.

 

Yanan alanların her karışının yeniden yeşertildiğini ve asla taviz verilmediğini kaydeden Küçükateş, “Kesinlikle böyle bir şey söz konusu olamaz. Anayasamızın yanan ormanlarla ilgili maddesi gereğince yanan ormanlar yılı içerisinde ağaçlandırma yapılır. Kozan'da 2020 ve 2021 yılında çıkan bütün ormanlık sahaların tamamı yanan ağaçlar boşaltılarak gerek fidan dikimi gerek tohum ekimi yapılarak bütün saha ormana kazandırılmıştır” diye konuştu.


 

“Bir kibritle yanan ormanı biz gözyaşlarımızla engelleyemiyoruz”

 

Bir kızılçam ormanının 40-50 senede büyük tam orman olduğunu aktaran Şensu Küçükateş, “Sahada yeniden yeşeren biri bir, biri iki yaşında olan fidanlarımız küçük ama yeniden yeşermekte. Tam büyüme yeşerme olabilmesi, ekosistemin döngüsünü tamamlayabilmesi için orada yeniden hayvansal ve bitkisel döngünün sağlanabilmesi için zaman gerekmekte. Bunun için 'Bir kibritle yanan ormanı biz gözyaşlarımızla engelleyemiyoruz' diyoruz, oradaki hayvanların tekrar gelip oradaki bitkilerin tekrar yeniden oluşması yıllar almakta” ifadelerini kullandı.

"Ormanlar vatanımız ve vatan savunmasını istiyoruz"

Kızılçam yerine zeytin ağacı ekilmesi polemiklerini de açıklığa kavuşturan Şensu Küçükateş, “Hani doğada olmayan bir şeyi getirip de o fidanı veya türü orada denediğimiz zaman zaten doğa buna karşı koyar. Onu reddeder ve uzun yıllar geçtikten sonra doğa onu oradan siler. Buraları zeytin olarak dikmek veya başka bir şey olarak değerlendirmek ormanın doğasına aykırı. Buradan elde edilen havanın bir maddi karşılığı yok. Bizim bu ormanları muhafaza etmemiz gerekiyor. Burada biz bir ekosistemi, yeniden ormanı koruma çalışmalarını doğanın müsaade etmesiyle ve milyonlarca yıldır burada yaşayan türlerle yapmak zorundayız. Kutup ayısını getirip, çölde yetiştiremezsiniz. Bunun için de kamuoyunu bilinçlendirmek lazım. Benim kamuoyuna diyeceğim şudur; Orman Genel Müdürlüğü teşkilatı ve orman mühendisleri ilim ve fen bakımından eğitimini almış kamuoyuna gerçekten sağlıklı bilgiler veren insanlardan kamuoyunun bilgilenmesini istiyoruz. Onun için biz kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Biz sadece ormanlar vatanımız ve vatan savunmasını istiyoruz” diye konuştu.